Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömer Sağlam - (Ziyaretci) 27.07.2010 10:43:57

REFERANDUMA HAYIR DİYECEĞİMİ SAKIN SÖYLEMEYİN

Referandumda Hayır Diyeceğimi Sakın Anama Söylemeyin Çünkü O Hâlâ Benim Evet Diyeceğimi Sanıyor

Anayasa değişiklik paketinin, büyük ölçüde Gül sonrası Cumhurbaşkanlığına hazırlanan Başbakan Erdoğan`ın elini güçlendirmek ve Türkiye`yi yarı başkanlık rejimine götürmek amacıyla hazırlandığını daha önceki yazılarımda açıkça dile getirmiştim. O sebeple Sayın Başbakan`ın konuyu 12 Eylül`e indirgemesi ve söylemini 12 Eylül 1980 darbesini yapanlardan intikam alınacağı üzerine odaklaması palavranın dik alasıdır.



Ayrıca daha önceki yazılarımda 12 Eylül`de yapılacak referandumdan ``EVET´´ çıkacağını da söylemiş, bunun sebebini Türk Milleti`ndeki ``Deli Fadik Tavrı´´ ile açıklamıştım. Bu tavır her şeye ``EVET´´ demek şeklinde tezahür eden bir tavırdır. Zira bu millet ``HAYIR´´ demeyi gururuna yedirememekte ``EVET´´ demeyi büyüklük ve asalet göstergesi olarak algılamaktadır. Yinelemek gerekirse; benim tahminlerime göre 12 Eylül`de yapılacak referandumda bıçak sırtı ile de olsa ``EVET´´ çıkacaktır. Evet oylarının oranı muhtemelen 50-60 arasında olacaktır.



Benim oyumun rengini sorarsanız benim oyumun rengi ``HAYIR´´ olacaktır. Çünkü AKP hükümetinin bu konudaki tavrını asla samimi bulmuyorum. Adamlar, demokrasiyi geliştirmek ve özgürlüklerin sınırını genişletmek bahanesiyle yola çıktıkları halde çok geçmeden gerçek niyetlerinin bu olmadığı anlaşıldı. Onların gerçek niyetleri, Gül sonrası güçlü bir cumhurbaşkanı yaratmanın yanı sıra, parti kapatmayı meclis iznine bağlayarak imkânsızlaştırmak ve yargıyı ele geçirmek olarak ortaya çıkmıştır. Konuya ilişkin düzenlemenin, bölücü ve yıkıcı partilerin de kapatılmasını zora sokacağını gören TBMM, bu konuda haysiyetli bir davranış göstererek parti kapatmaya ilişkin düzenlemeyi çöpe atmış, ancak yüksek yargıya ilişkin düzenlemelere geçiş vermiştir. Anayasa mahkemesinin, devede kulak babından yapmış olduğu rötuşu saymazsak, yargıya ilişkin düzenlemeler referanduma gidecektir. Hükümet, bunu bile canına minnet bildiğinden Anayasa Mahkemesi`nin rötuşuna fazla ses çıkarmamıştır.



Başbakan`ın ``EVET´´ kampanyasını 12 Eylül darbecilerini yargılama üzerinden yürütmesi gerçekten de çok çirkin ve inandırıcılıktan oldukça uzaktır. Kimi yargılatacak Sayın Başbakan? 12 Eylül 1980 darbesini yapanları he mi? Kimdir bu insanlar? Kenan Evren, Nurettin Ersin, Tahsin Şahinkaya, Nejat Tümer ve Sedat Celasun değil mi? Çünkü darbeyi gerçekleştiren komuta kademesi bu isimlerden oluşuyordu. Bu isimlerden Nurettin Ersin ve Sedat Celasun çoktan toprak oldular. Eğer bu isimlerin mutlaka hakim karşısına çıkarılması gerekiyorsa, mezarlarının açılarak kemik tozlarının torbalar halinde sanık sandalyelerine konulması gerekiyor! E kemik tozları da konuşamayacağına göre Başbakan boşuna kürek çekiyor demektir. Geriye kalıyor Kenan Evren ve diğer iki komutan. Yani Tahsin Şahinkaya ile Nejat Tümer. Kenan Evren şu anda tam 93 yaşında. Tahsin Şahinkaya 85, Nejat Tümer ise 86 yaşındalar. Yani Başbakanın yargılatmak istediği insanların bir kısmı toprak olmuş, bir kısmı da bir ayakları çukurda olan insanlar. Bu insanlar referanduma kadar olmasalar bile yargılama sürecinde vefat etmeleri muhtemel insanlar. Dolayısıyla bu adamların yargılanmalarının pratikte hiç kimseye faydası yoktur. Eğer maksat, birilerinin tabiriyle omzu kalabalıkları yargı karşısında esas duruşa dikerek keyiften orgazm olmaksa, Silivri bu zevk için yeter de artar bile! Düzine düzine general ve amiral var orada. İki yıldızlısından üç yıldızlısına, hatta dört yıldızlısına kadar ne ararsanız tekmili birden orada. Gidin keyfinize bakın!



Olayın üzerinden tam 30 yıl geçmiştir. Bu adamların işlemiş oldukları suçun zamanaşımı kapsamı dışında olduğu söylense bile, hazırlamış oldukları anayasanın 96 gibi yüksek bir oranla kabul edilmiş olması, aslında gerçekleştirdikleri darbenin geniş toplum kesimleri tarafından kabul gördüğüne de delalet eder. İtiraf etmem gerekirse; ben de o ihtilal sayesinde üniversite okuyabildim sayılır! Zira eğer ihtilal olmasaydı ben, 1981 yılında Çankırı gibi bir yerden kalkıp ta Bursa gibi bir yere giderek üniversite eğitimi alamazdım. Bir şekilde mutlaka vururlardı beni de. Böyle demekle 12 Eylül darbesine destek verdiğim, onun için de önümüzdeki referandumda ``Hayır´´ diyeceğim anlaşılmamalıdır. Keşke o gün için yaygın olan terör ve katliamlar, darbeye gerek duyulmadan önlenebilseydi&8230;



Başbakan`ın 20 Temmuz günü yapılan grup toplantısında yapmış olduğu çıkış ve sergilemiş olduğu tavır gerçekten de tam bir komedidir. Sayın Başbakan, oynamış olduğu rol ile değme aktörlere taç çıkarttırmıştır. Çünkü Başbakan, 12 Eylül darbesini yapanlardan intikam alma niyetini ön plana çıkarınca, bunun sebebini açıklamak zorunda hissetmiştir kendisini. Böyle olunca da çevresine bakınarak 12 Eylül`de mağdur olmuş insan aramıştır bir müddet. Bula bula Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay`ı bulmuştur. E o da sol tandanslı olup, onun 12 Eylül`deki mağduriyetinin CHP`li olmasından ileri geldiği anlaşılınca bu sefer dosyasındaki mektuplara ve şiirlere el atmıştır. Tesadüf bu ya(!) mektuplardan birisi idam edilen Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu`na, yazılan şiir de solcu genç Erdal Eren`e (atfen) ait çıkmıştır. İsmini andığı diğer genç Necdet Adalı da solcu çıkmıştır. Böyle olunca Başbakan`ın kürsüde sergilemiş olduğu ağlama tavrı, tam anlamıyla aktör işi bir rol olarak tarihe geçmiştir.



Çünkü Başbakanı ağlatan mektubun sahibi Mustafa Pehlivanoğlu, daha birkaç gün önce AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik`in mensuplarını ``Militan´´ olarak nitelediği bir partinin, yani MHP`nin gençlik örgütüne mensup bir genç idi. Böyle olunca; koskoca ülkenin Başbakanı bir militanın(!) arkasından göz yaşı dökemeyeceğine göre, yapmış olduğu hareketi ``artistik hareket´´ olarak nitelemek kaçınılmaz gözükmektedir.



Yukarıda da dile getirdiğimiz üzere; 12 Eylül darbesini yapanların bir kısmı vefat etmiş, bir kısmı da bir ayakları çukurda yaşayan insanlar durumunda. 12 Eylül 1980 tarihinde üsteğmen, yüzbaşı ve binbaşı gibi rütbelerde olanlar da bugün akla hayale gelmedik iddialarla zaten yargılanıyorlar. Bugün Ergenekon, Balyoz ve Kafes gibi isimlerle anılan davalarda yargılananların hemen hepsi, muhtemelen o tarihlerde küçük rütbeli birer subaydılar. E bu adamları bir şekilde yargıladığınıza ve 145. Madde hükmü de geriye yürümeyeceğine göre siz daha ne istiyorsunuz? Bu durumda sırf 12 Eylül`ü yargılayacağız diyerek anayasa değiştirilir mi?



General Nurettin Ersin Paşa Camii



Onun için kimse kusura bakmasın: Ben anayasa değişikliği konusunda hükümeti hiç samimi bulmuyorum ve onun için de ``HAYIR´´ oyu vereceğim. Eğer hükümet bu konuda samimi olsaydı, Kenan Evren`in önce Devlet Başkanı, arkasından da cumhurbaşkanı olarak eline geçirdiği yetkileri ortadan kaldırır ve Cumhurbaşkanı yetkilerini, parlamenter demokrasiye uygun hale getirirdi. Oysa hükümet, bırakın cumhurbaşkanlarına 12 Eylül anayasası ile tanınan geniş yetkileri sınırlandırmayı, yapmış olduğu değişiklikle bu yetkileri daha da genişletme isteğini ortaya koymuş bulunmaktadır. 12 Eylül`ün ürünü olan YÖK`ü kaldıracağı yerde, yapmış olduğu değişiklikle YÖK`ü çok daha güçlü hale getirmektedir.



Öte yandan 12 Eylül darbesinin dini akımları güçlendirdiğini, hatta zorunlu din derslerinin 12 Eylül darbecileri tarafından müfredata konulduğunu, bunun da iktidar partisinin mensup olduğu görüşün işine yaradığını sakın unutmayalım. Ayrıca 12 Eylül darbecilerinin hayata geçirdikleri bir başka önemli hizmet daha olmuştur. Darbeciler, o dönemde dini hizmet amaçlı pek çok derneği kapatmış ve bu derneklerin elindeki tüm mal varlıklarını Türkiye Diyanet Vakfı`na geçirmişlerdir. Adı geçen vakfın, kısa sürede Türkiye`nin en zengin vakıflarından birisi olması, özellikle gayrimenkul zengini bir kurum haline gelmesi işte bu sebepledir.



Belki de bunun içindir ki; söz konusu darbeyi yapanlardan birisi olan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Nurettin Ersin`in adı, Diyanet tarafından KKTC`nin Girne şehrinde yaptırılan bir camiye verilmiştir. Girne Nurettin Ersin Paşa Camii! Hükümet eğer samimi idiyse öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 14 Mayıs 1999 tarihinde hizmete sokulan bu caminin adını değiştirmeliydi! Ancak ne gezer? İşte hükümetin bu samimiyetsiz tavrı yüzünden referandumda ``HAYIR´´ diyeceğim ben. Size de tavsiye ederim. Hayır demek için eğer hiçbir bahane bulamıyorsanız işte size bahane:



Lütfen ``Süt Kardeşler´´ isimli filmi bir kez daha izleyin. Ne diyordu filmde Komutan Hüsamettin (Şener Şen); ``Seni hiç sevmedim süt oğlan. Zaten babanı da hiç sevmezdim. Sümüklünün biriydi´´. Bu meşhur repliği bugüne uyarlayarak söyleyecek olursak herhalde şöyle dememiz icap eder; ``Seni hiç sevmedim &8230; Bey. Zaten hocanı da hiç sevmezdim. Kadayıfçının biriydi´´. Bunu da mı diyemiyorsunuz? Yahu hiç olmazsa ``HAYIR´´ diyerek diklenmenin keyfini yaşayın bir süre&8230;



26 Temmuz 2010

Ömer Sağlam







Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.