Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10197
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2287) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 23.01.2011 22:08:44

SÖZCÜK TUZAKLARI

23.1.2011
nurullah@gazi.edu.tr


SÖZCÜK TUZAKLARI

Sözcükler sandığımızdan çok daha önemli etkilere sahiptir.

Sözcükleri kullanarak kavramları değiştiririz. Sözcüklerle düşünceleri değiştirir, davranışları yönlendiririz.

Sözcüklerle; tuzaklar kurulur, kitleler yönetilir, cinayetler işlenir.

Sözcükler; tehlikeli değildir, tehlikenin kendisidir.

Sözcüklerin kendisi kadar, bir o kadar söyleniş biçimi tehlikelidir. Ses tonu, diksiyon, vurgu, tonlama, sözcüğün karşıdakine yansımasında ve etkilemesinde önemli role sahip. Hoşluk ya da iticilik, sözcüğün ifade ediliş biçiminde gizlidir.

Şimdi, seçim öncesinde gene sözcükler kullanılıyor.

Dikkatle bakalım. Kullanılan sözcükler neler! İstikrar, Mağduriyet, Engellendik, Demokratikleşme, Yolsuzluk, Terör, Yandaş, İstismar, Yalan, İp, Gemi, Namert, Yardım, Sözcü, İşbirlikçi, Yandaş, Kayırma, İhale, Özgürlük, Adalet, Ulusalcı, Dinci, Laik, Demokrat.

`İstikrarı koruyalım`.Bu slogan hem gizli bir tehdit içeriyor, hem de bütün yanlışların, bütün hataların koruyucu örtüsü yapılıyor.

Bu çok masum görünen sloganda, sonra ekonomi bozulur, gene siz perişan olursunuz tehdidi var ki, işadamlarından sokaktaki insana kadar herkesi duralatıyor. Ayrıca başınıza çok kötü şeyler gelir iması taşıyor. İstikrar sözcüğü tehlikeli bir tehdit ve gizemli felaket imalarıyla siyasal iktidarın en önemli silahı oluyor.

Oysa, günümüzün istikrarı, en büyük kayıplarımızın şifresidir. Görünürdeki ortada ne var ki, geçinip gidiyoruz kandırmacası, her türlü yolsuzluğun paravanıdır.

Bu sahte ve yalancı istikrar sözcüğünün maskesi düşürülmelidir.

Bu korkutmaların aslı açıklanmalıdır.

Laiklik açıkça bu sahte istikrar ortamında tahrip ediliyor.

`Bağımsızlık sözcüğü öylesine unutturuluyor ki her türlü teslimiyet normal işler olarak yutturuluyor.

İnsanın korkması gereken, aşması gereken, yıkması gereken bu sahte istikrar duvarlarıdır.

Demokratikleşme... Bu anlamlı sözcük de anahtar sözcüğü yapılmış durumda. Yıllardır her alanda demokrasi istemiş, başına bu nedenle türlü işler gelmiş bizler bile artık bu sözcüğe yüklenen yeni anlamlara şaşıyoruz.

Günümüzün demokrat ülkeleri , her türlü din ve etnik ayrımcılığı kabul eden, içinde barındıran çokkültürlü, çokdilli, çokdinli toplum projesini gerçekleştirmekle eşanlamlı sayılıyor. Ulus devletlerin böyle yapılanmalardan geldiği unutulmuş gibi yeniden bölünüp parçalanma alkışlanıyor, bunu söyleyip isteyenler günümüzün demokratı sayılıyor.

Demokratikleşmeyi halkın bilinçlenmesi olarak anlayan, bilinçli katılımla, ne yaptığını bilerek hareket eden özgür vatandaşların kurup yaşattığı rejim olarak kabul edenler, üniter devleti savunanlar, ayrımcılığı kabul etmeyenler, laiklik karşıtı gelişmelere karşı çıkanlar ise demokrat sayılmıyor, insan yaşamını ve emeğini savundukları halde solda da görülmüyor, elitist ve darbeci olarak etiketlenmeye çalışılıyor.

İnsan Hakları kavramı da anlam ve eksen değiştirmiş durumda. İnsan hakları dendiği zaman hemen öne sürülenler, `etnik grupların kendi ulusal haklarını kullanması` ile `tesettürlü kız ve kadınların kamusal alanda yer alma hakları` oluyor. Bu hakları kullanmalarına engel olduğu öne sürülenler zalim, hakları verilmeyenler mazlum oluyor. Öyle yasa varmış, sonrası nasıl gelirmiş gibi şeyler dikkate alınmıyor. Terör örgütü ise; bırakın kınanmayı, bırakın insan haklarının ihlalini, kendini silahla savunma hakkı sayılıyor, buna silahla karşılık verme ise çıkar yol değil sözleriyle eleştiriliyor.

Oysa, Avrupa ülkelerinde o kadar etnik topluluk olmasına rağmen o etnik grubun ulusal hakları diye bir hak hiçbir zaman olmamıştır, ama bu akla bile getirilmiyor. Tesettür de dinci siyasetin toplumun bütün alanlarını zorlamasının bir yolu olduğu halde bu da görmezden geliniyor.

İşte, sözcük tuzakları böyle kuruluyor, böyle çalıştırılıyor.
Bu tuzaklara düşenlere ne demeli?

Günün Sözü: Öğrenme isteği, bilgiyi; bilgi, gerçeği; gerçek, insan olmayı; insan olma ise insanlara ve doğaya, sevgi, barış ve mutluluğu yansıtmayı sağlar.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.