Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10196
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2286) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
H.Prof.dr.Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 11.06.2010 11:21:37

UYANMAK, DİRİLMEK ZAMANI DEĞİL Mİ?

H. Prof.dr. Nurullah AYDIN

11 Haziran 2010





UYANMAK, DİRİLMEK ZAMANI DEĞİL Mİ?



Hala alkışlıyorlar.

Hala yaşa varol diyorlar

Ne ilginç bir halk!

Tarlası Kurudu olmadı,

Fabrikası Kapandı olmadı,

Aç, Kaldı olmadı,

İşsiz Kaldı olmadı,

Kapkaça Uğradı olmadı,

Babalar gibi Her Şeyi Satıldı hala UYANMADI,

Terörist başına sayın dedi askere kelle dedi tepki vermedi.

Müslüman katleden ABD askerine dua etti yine anlamadı

Askere çuval giydirildi ses vermedi.

Askerlik yan gelip yatma dedi yine uyanmadı.

Gerekirse papaz elbisesi giyerim dedi, onu müslüman zannetti.

Vatandaşa ananı al da git dedi yine tınmadı.

Hayret ki ne HAYRET!!!!!!!!!!´´



Yapılmak istenen ne? İstanbul baro başkanlığının açıklamasında konu ele alınmıştı.

Toplum kaygı verici ölçüde kutuplaşmaya sürüklenmiştir. Bir toplum sözleşmesi olan anayasa değişikliği için olmazsa olmaz olan Asgari uzlaşma ortamı sağlanmamıştır. Bu durum Anayasal geleneklere aykırı olduğu gibi tamamen iktidarın ve bir kısım yandaşlarının karanlık niyetlerine dayanmaktadır.



Bu süreç katılımcılık ve çoğulculuktan uzak ve diğer siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, meslek odalarına kısaca halka dayatmaya dönüşmüştür.



Bu girişimin, Türkiye`de olağanüstü dönemler dışında iletişim özgürlüğü, özel hayatın gizliliği ve adil yargılanma hakkı gibi en temel hak ve güvencelerin en ağır ve sistematik biçimde ihlal edildiği ve bu iktidar partisi tarafından başlatılmış olması kaygıları daha da artırmaktadır.



Türkiye`de yargı bağımsızlığı`nı daha da güçlendirmek yönünde öncelikli ve zorunlu olarak yapılması gereken köklü reformlara gereksinim varken, salt HSYK ve anayasa mahkemesi gibi yargının üst kurumlarında yapısal değişikliğe gitmenin bir yargı reformu olarak tanımlanması olanaksızdır.



Siyasi iktidarın özellikle son yıllarda yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan bir tavır içinde olduğu, yargıyı kuşattığı ve Adalet Bakanlığı`nın HSYK`nın çalışmalarını bilinçli olarak engellediği kamuoyunca endişeyle izlenmektedir.



İktidar partisince dayatılan anayasa değişikliğinin amacı, kendisine ayak bağı olarak gördüğünü ifade ettiği yüksek yargı organlarını tasfiye etmek ve iktidara bağlı bir yargı yaratmaktır.



Bu yöntemle ve bu amaca yönelik olarak yapılmak istenen anayasa değişikliği, Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve Anayasanın 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.



Yapılmak istenen, Cumhuriyetin temel niteliklerini ortadan kaldıracak ve ülkeyi otoriter bir yönetim biçimine götürecek olan bir rejim değişikliğidir. Eş söyleyişle dayatılan antidemokratik uygulamalar kurumsallaştırılmak istenmektedir. Ancak bu rejimin adı demokrasi olmayacaktır.



Siyasal İktidar, anayasa değişikliği paketi ile kuvvetler ayrılığı sisteminden kuvvetler birliği sistemine geçişi amaçlamaktadır. Böylece bağımsız olması gereken yargı, yasamanın ve yürütmenin, dolayısıyla siyasal iktidarların denetimine ve güdümüne girecek, hukuk devleti olma niteliği ortadan kalkacaktır.



Katılımcı ve çoğulcu bir süreç içinde gelişmeyen, temel bir Uzlaşmaya dayanmayan ve bu nedenle milli iradeyi yansıtmayan böyle bir anayasa değişikliğinin ve bunun bütün olarak halkoylamasına sunulmasının, özünde yöntem olarak sakat olacaktır. Bu şekilde yapılmak istenen bir halkoylaması süreci; gerçek anlamda halkın görüşünün sorulması değil, bir dayatma ve aldatmaca olacaktır. Kısaca siyasi iktidar Özgürlükler ve haklar ülkesi yaratmak için değil iktidarını daha da güçlendirmek, Yargı erkini vesayet altına almak, antidemokratik ve baskıcı bir düzen kurmak istediği için bu yönde değişiklik yapmak istemektedir. Bu değişikliğin gerçekleşmesi durumunda ne Anayasa`nın ruhu ve ne de Demokrasinin adı kalacaktır.



Bu tehlikeli gidişe dur demek ve yapılmak istenenlerin karşısında olmak sağduyulu ve ülkesini seven her vatandaşın görevidir.



Günün Sözü: Olan bitenlere anlam veremeyen insanın, aklında eksiklik vardır.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.