Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10388
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (643) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
AHMET BERHAN YILMAZ - (Ziyaretci) 15.03.2010 14:15:13

VURUN KERPİCE

VURUN KERPİCE
AHMET BERHAN YILMAZ
Adam mısın: ebediyen cihanda hürsün gez;
Yular takıp seni bir kimsecik sürükleyemez.
Adam değil misin, oğlum, gönüllüsün semere
Küfür savurma boyun eğdiğin semercilere.
Mehmet Akif Ersoy


12 Mart bizim için iki kere önemlidir birincisi Erzurum`un düşman işgalinden kuruluşu diğeri de İstiklal Marşımızın kabulüdür.
Sayın büyüklerimiz her yıl birbirinin tekrarı olan, içinde her türlü sosyal ve içtimai sloganı barındıran, ellerine tutuşturulan yazılı metni okudukları için bizler böylesi günlerde konuşmak yerine susmanın daha mantıklı olduğu kanaatini taşıyoruz.
Bu noktada düşmandan kurtuluştan bahsetmişken aslında bir türlü kurtulamadığımız o günlerdeki düşmanımızdan bahsetmeden geçmek olmayacak.
Son haftalarda ABD ve İsveç`in Ermeni soykırım iftirası ile ilgili aldığı kararlarla ilgili siyasilerimizin birbirinden farklı beyanatları merakımı celbetti. Başbakan büyük elçileri geri çağırıyor, İsveç gezisini iptal ediyor (gerçi Başbakan 12 Nisan tarihli ABD gezisini iptal etmedi ama), bu kararlar aleyhimize çıkmasın diye ABD`ye bir sürü milletvekili gönderiyor, bazı siyasilerimiz ise sırf popülizm adına bu kararlar bizim için önemli değil diyor.
Bu ülke hala 24 Nisan`da Obama ``soykırım´´ kelimesini kullanacak mı kullanmayacak mı diye korku ve heyecan içinde beklerken hatta papatya falı açarken bu kararlar nasıl önemli olmuyormuş anlamak bizlere zor geliyor.
Öte yandan bizim Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın yapamadığını Sarkisyan yaptı. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan Paris`ten tehdidini savurdu ve gerekirse protokollerden imzamızı çekeriz´´ dedi. Biz ise bu süreç Ermenilerle ilişkilerimizi zedeliyor diye ağlamakla meşgulüz.


Deprem; içimizi yakan, korkutan ve bir türlü tedbir alınmayan acı bir gerçek. Bu sefer de kerpiç suçlu çıktı. Yetkililer her zaman olduğu gibi yaraların sarılacağını söyleyerek kendi vicdanlarını temizlediler. Ama hiç biri; bizler vakti zamanında tedbir alsak, halkımıza en azından depreme dayanıklı kerpiç evler yapmış olsak bu afet yaşanmazdı demedi. Kendi ihmallerini ve bölgenin fukaralığını ne konuştular ne de konuşulmasına izin verdiler.
Şimdi sormak gerek; orada ihmal ve fakirlik sebebiyle ölen evlatların, anaların, babaların vebali ne olacak, bu vebali de yara bandıyla kapatabilecek miyiz?
Yeni yapılacak olan evler ağlayan çocukların bir damla gözyaşının yerini tutabilecek mi?
Bir soru daha sormak gerek; o gün depremde yıkılan kerpiç evlerin dokuz bin yıl önce yapılanlarla tamamen aynı olması gerçeği kimin vicdanını rahatsız eder acaba. Şöyle bir kere düşünelim.
- Her yıl araba değişenleri mi? Makam arabalarına yüz binlerce dolar verenleri mi? Yüz bin liralık makam odası yaptıranları mı? Lojmanlarını devletin kesesinden on binlerce lira harcayarak yenileyenleri mi? Dört bin TL kira yardımı alan bürokratları mı? Hastasından beş bin - on bin TL ameliyat parası alan doktorları mı? Devletin her türlü imkânıyla saltanat sürenleri mi? Nasıl olsa devlet ödüyor diye lojmanına elli bin TL telefon parası gelenleri mi? Deprem bölgesine giderken kendileri için deprem bölgesinin terk edilip geçecekleri yolların asfaltlanmasına ses çıkarmayanları mı?
Kimi rahatsız eder sizce? Mesela bu kadar ihmalden, ilgisizlikten ve sahipsizlikten siz rahatsız oldunuz mu?
Şimdi vebal bunun neresinde diyenler bir kere daha düşünsünler. Birileri devletin her türlü imkânını özel, tüzel demeden kullansın, birileri ise yokluktan kerpicin altında kalsın.
Bizler ne dersek diyelim suçlu ilan edildi, öyleyse vurun kerpice.
Ey! Vicdan kayıptasın, epeydir ayıptasın.
Fakirlik evler yıkmış, bilmem farkında mısın?
Çok sessiz gelir derler yoksullara ölümler.
Yoksullar ölünce de acaba ağlar mısın?
AHMET BERHAN YILMAZ



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.