Yapay Zekâ`nın geleceği (5)
Ömer Özkaya omerozkaya@gunes.com 06 Şubat 2017
Yapay Zekâ`nın geleceği (5) Yapay Zekâ, hayal ötesi çağların başlangıcıdır. Yapay Zekâ, genetik mühendisliği ve bilişim teknolojileri, önümüzdeki dönemde dünyayı hayal ötesine taşıyacak ``üç atlı´´ olarak nitelendirilebilir. Yakın bir gelecekte, Hitman, Star Wars, Dr. Strange gibi filmlerin yakın-basit hayaller olduğunu görerek şaşırabiliriz. Yapay Zekâ, genetik mühendisliği, bilişim teknolojileri ve kadim bilgi el ele verirse, yeni boyutlar evrenine ayak basmış olacağız. Finansal, entelektüel güç ve iktidar kazandırmada hiç bir enstrüman; Yapay Zekâ, genetik bilimi-mühendisliği, bilişim teknolojileri ve kadim bilgi yelpazesi kadar güçlü olamayacak. Bu bağlamda Silikon Vadisi çoktan birinciliği Yapay Zekâ ve onu destekleyen bilimlere bıraktı. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi Yapay Zekâ vadileri şu anda dev şirket ve devletlerin yeni yarış alanı. Yapay Zekâ pek halka açık olmasa da kendi felsefesini bile oluşturmaya başladı. Cyborglar (biyolojik, elektronik ve mekanik kısımları olan varlıklar) gibi ön kurgular daha uygulama alanı bulmadan gözden düştü ve buna bağlı olarak bilim kurgu edebiyatı da yeni bir ivme kazanmak durumunda. Yapay Zekâ`nın ve bileşen bilimlerinin; siyasi, ekonomik, sosyal, psikolojik, dinsel vs boyutları ve yol açacağı travmatik gelişmeler hâlen önemli bilim merkezlerinde enine boyuna tartışılmakta. Bu bağlamda Yapay Zekâ ve bileşen bilimlerinin; kişi, kurum, şirket ve devletlere kazandıracağı çok yelpazeli iktidarlar da tüm önemli devletlerin milli güvenlik bürokrasisinin ``yeni tehdit´´ algılaması çalışmalarının başında geliyor. Dev şirketler, stratejik yatırımcılar ve birçok gizli zengin, Yapay Zekâ ve bileşen bilimleri sektörüne inanılmaz boyutlarda yatırım yapıyor. Bu sektör ciddi bir giz perdesi ardında hiper-geometrik oranda büyüyor. Bir sabah uyandığımızda Apple, Google gibi şirketlerin sıradanlığa yenik düştüğü gerçeği ile yüz yüze gelebiliriz. Bunun yani sıra tasarlayanlarla tasarlananlar arasında bir rekabeti de izlemek durumunda kalacağız. Robot yapan robotlar yıllar önce üretildi. Tasarlayanlar ve tasarlananlar arasındaki sayısız paradokslar, gelecekte edebiyat dünyasının en önemli dalını oluşturacaktır. Tasarlananların, kendilerini tasarlayan beyinleri geçtikleri durumlar söz konusu olacaktır, bu ileride işbirliğini gerektirecektir. Böyle bir durum, yaratıcı-yaratılan yani tasarlayıcı-tasarlanan arasındaki ilişkilerin yeniden biçimlendirileceği anlamına geliyor. Bunun, tüm mevcut bilgilerin ve algıların değişmesini içermesi, birilerinin kâbusuna sebep oluyor. Tasarlananların, tasarlayıcılarını kendi iktidar alanlarına almaması ve iktidar alanlarının belirlenmesi, yeni çağın en çok tartışılan konusu olacaktır. Yoksa bu olguların çoğu kadim zamanlardan beri var da insanlar bunu etiketlendirmekte aciz mi kaldı? Etiketlendirenler de yok mu sayıldı? Her ne olursa olsun yeni bir çağın arefesindeyiz. Allah sonsuzluğu yarattıysa tüm varlıklar bu olguyu tüm benliği ile sonsuz şekilde içselleştirecek ve yasayacaktır. (Bitti)
|