Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10196
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2286) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Salih ŞİMŞEK - (Ziyaretci) 3.11.2013 23:53:38

YAŞANMIŞ İKİ OLAY

YAŞANMIŞ İKİ OLAY
Prof. Dr. Salih Şimşek

YEMEK ISMARLAMAK:
``Hocam, bana bir yemek ısmarlar mısın?´´

Yıllar önceydi.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi`ni kazanan bir hemşerimin oğlu, bir gün babasıyla çalışma odama geldi. Tanıştık. Sohbet ettik. Oğluna bazı tavsiyelerde bulundum. Sonra da yolcu ettim.

Kendisiyle, değişik vesilelerle, zaman zaman telefonla da görüştük.

Memleketime (İslâhiye) gittiğim bir gün, geldiğimi haber almış. Kardeşimin dükkânına uğrayıp beni sormuş. O da:
-Eş-dost ziyaretindedir, ama dolaşır buraya gelir, demiş.
Hemşerim kardeşime sormuş:
-Hoca`ya bir yemek ısmarlasam, nasıl karşılar?
Birader de:
-Vakti müsaitse neden olmasın, kendisine söyle, demiş.

Ben eş-dost ziyaretini tamamlayıp dükkâna geldim. O da orada benim gelmemi beklemiş. Hoş beş ve biraz sohbetten sonra bana dedi ki:
-Hocam, öğle oldu. Bana bir öğle yemeği ısmarlar mısın?
Şimdi siz olsanız ne dersiniz?
-Tabii, elbette ki ısmarlarım, dedim.

Birlikte bir kebapçıya gittik, yemeğimizi yedik ve garsondan hesap istedim.
Garson:
-Hesabınız ödendi efendim, demesin mi?

Meğer hesabımızı `çaktırmadan` ödemiş.

İşte benim memleketimin insanı, böyle dâhiyane buluş sahibidir.. Amacına muhakkak ulaşır!

İşte bu vakada olduğu gibi, istediğini elde etmenin güzel bir yolunu buluyor.

Şayet beni yemeğe davet etse idi, büyük ihtimal gitmeyecektim. Ama `yemeği sen ısmarla` diyene ne denebilir ki..

40 YILLIK ÖZLEM:
Edirne ``Kırkpınar Güreşleri´´

1999 yılı Marmara Bölgesi`nde meydana gelen depremden birkaç yıl sonra..Depremin Sakarya`daki izleri devam ediyor. Her vesile ile değişik yerlere seyahat ediyor ve ortam değiştiriyorum.

Edirne Kırkpınar güreşlerinin olduğu günlere yakın, bir grup arkadaşla Edirne`ye gitmeye karar verdik. Benim hayatım boyunca hiçbir spor dalı ile ilgim olmamıştır. Bahane ortam değiştirmek.. Ayrıca, Edirne Uzunköprü benim 1975-76 yıllarında yedek subay olarak askerlik hizmetimi yaptığım yer..Orayı da bir görüp nostalji yapmak istiyorum.

Edirne`ye vardık..Otellerin tamamı dolu..Yer bulayınca o gece Selimiye Camii bahçesinde battaniye serip yattık. Bahçenin tamamı dolu.. Sanki atom bombası atılmış ve ölen insanlar kefenlenip yan yana dizilmişler.

Ertesi sabah, güreşlerin yapıldığı yeri (Kale-içi) dolaşıp Kapıkule`ye gidip döndük. Adapazarı`na döneceğiz ama ben benim araçta olan arkadaşlara, Uzunköprü üzerinden dönme teklif ettim ve kabul edildim.

Diğer araçtaki arkadaşlar aynı yoldan döndüler.

25 yıldan sonra, nostaljik yaklaşık 1500 metrelik köprüyü geçerek Uzunköprü`ye girdim. Askerlik, bu hizmeti yapanların hafızalarında genel olarak derin bir yer eder. Bende de öyle olmuş. Bir hâl oldum. Köprüyü geçer geçmez eskiden askerlik yaptığım ve şehrin biraz uzağındaki topçu birliğime yöneldim. Günlerden Pazar.. Nizamiye kapısına yanaşıp aracımı park ettim. Görüntü aynen bıraktığım gibi.. Ergene Nehri, kıyısında erat ile eğitim yaptığımız pentatlon sahası ve daha da büyümüş ağaçlar ve diğer eğitim araçları..

Nizamiye kapısındaki nöbetçi ere selam verip nöbetçi subayı sordum. Bir astsubay geldi.
Kendimi tanıttım:
-Komutanım, ben 25 sene önce burada yedek subay askerlik yapmıştım. Şimdi bir yol düşürdüm. Burayı bir ziyaret etmek ve diktiğim çamları görmek istiyorum. Mümkün mü?
Komutanın verdiği cevabı hiç unutmuyorum:
-Hocam, hoş geldiniz. Geçen gün de burada 40 yıl önce askerlik yapan bir zat geldi! Ne güzel.. Buyurun şimdi sizi topçu bataryanızın bulunduğu yere götüreyim.

Ne biçim bir arzu ise.. 40 yıl bile geçse insan bazı şeyleri özüyor, demek ki..

Şehir merkezine döndüm. Orada PTT binasına yakın bir yerde, nefis tatlı yapan bir tatlıcım vardı. Yaptığı tatlıları çok severdim. Onu da ziyaret edip tatlı yedim. Sohbet ettik. İlginçtir, O da benim memleketim olan İslâhiye`de askerlik yapmış. Daha sonraları, benim Uzunköprü`yü ziyaretim gibi, İslâhiye`ye birkaç defa gidip gelmiş.

Demek ki insanlar, ne kadar sıkıntılı günler yaşarlarsa yaşasınlar, gittiği yerlerden ayrılanlar, oraların özlemini çekiyor, sıkıntıları unutuyor, hatta sıkıntılı günler bile bir hoş hâtıra halini alıyor..




Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.