Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10197
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2287) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
İKLİL KURBAN - (Ziyaretci) 1.02.2009 18:45:37

YİRMİ BİRİNCİ YÜZYILDA İDİL-URAL ADLI KİTAP HAKKINDA-2-

``Atilla´´ adının kökeni, ``İdilli, İdil kişisi´´ yani İdil nehri boyunda doğan anlamından gelmektedir (KURBAN 1989, s: 39). Bu İdil-Ural dünyasına özgü özel adların kökeni hakkındaki bilimsel açıklamalar, Türk-Tatar Onomastiğinin babası olarak bilinen Akademisyen Prof. Dr. Gomer Sattarov`un (1933) bir ömürlük emeğinin meyvesidir. Maalesef bu büyük bilgine bu kitapta hiç yer verilmemiş, hiç gereksiz olan Nadir Devlet Mirzaya ise 40 sayfalık yer ayrılmıştır.
Ey benim aziz ulusum, acılarının derinliğini-sonsuzluğunu biliyorum; senin için ne yapabilirim?! Daha yakında, 450 yıllık bir aradan sonra, henüz gerçekleşmemiş olsa bile, ``bağımsızlık-ulusal devlet´´ denilen sözcükleri dile getirip, sevinmekte-coşmakta idin. Bu coşkuyu yaşamak 1995 yılında bana da nasip olmuştu. Fakat, senin bu cüzi sevincini senden esirgeyen Rus celladı-kan içici Putin ve tarih boyunca sahneden hiç inmeyen hainlerin yine iş başındadır.
Tatarlık benden sorulur dercesine, kendisinin Altın Orda Mirzaları soyundan geldiğini ilan eden, bu boş gurur kölesi Nadir Devlet Mirza, bu kitaptaki uzun yazısında (PULTAR 2008, s: 201-242), Tatarların yazgısıyla direkt bağlantılı olan önemli bir olguyu atlamıştır. Neden? O, bu olguya değinen şu tek cümle ile yetinmiştir: ``Kazan şehrinin kuruluşunun 1000. yılının 30 Ağustos 2005`te kutlanması elbette Moskova tarafından da mali destek gördü´´ (PULTAR 2008, s: 239).
Putin ve Şeymiyev işbirliğiyle uydurulan, ``Kazan şehrinin kuruluşunun 1000. yılının 30 Ağustos 2005`te kutlanması´´ denilen bu kastlı dayatmanın ne olduğunu anlamak için, samimi bir tatar ruhlu insan olmak yeter. Tatarlık, bağımsızlıktan vazgeçmeye izin vermez.
Bilindiği gibi Tatar ulusu, 30 Ağustos 1990`da tüm dünyaya bağımsızlıklarını Kazan`dan ilan eder. İşte o günden başlayarak, Moskova ve dünya bu Tatar bağımsızlığını tanımasa bile, ``30 Ağustos´´ bağımsızlık simgesi haline gelir ve bu gün coşkulu bir şekilde kutlanır. Fakat Tatarların bu sevincinden rahatsız olan Putin, bu bağımsızlık coşkusunu ortadan kaldırmaya kararlıdır. Yıl 2005, Ağustos ayının 28`i, Putin Kazan`a gelir ve 30 Ağustos gününün Kazan`ın 1000.yıl doğum günü olduğunu ilan eder. Bundan sonra bu günün, Kazan`ın doğum günü olarak kutlanmasını da emreder. Böylece, Putin`in düşüncesine göre, ``bağımsızlık´´ denilen bir şey de ortadan kalkar. Putin yalan uydurup halkı kandırmış, Nadir Devlet Mirza ise, bu yalana ortak olup suç işlemiştir. Rus yanlısı Tatar düşmanı olan bu hain, bu hizmetinden dolayı Putin imzalı madalya sahibi olmuştur.
Kazan şehri ile sınırlı kalmayan bu, Kazan şehrinin 1000. yıllı kutlama töreni, aynı yılın 04 Ekiminde Ankara şehrine de taşınır. Resim ve Heykel Müzesi`nde düzenlenmiş kokteylde, Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçiliğince ödül sahiplerine verilir. Ödülün bu kitaptaki izahı-adı şöyledir: ``2005`te Başkan Putin`in kararnamesiyle-Kazan şehrinin 1000. yılı kutlamaları nedeniyle madalya.´´ (PULTAR 2008, s: 433). Kişiliği izin vermiş olan birçok Tatar ile birlikte, Gönül Putlar da bu Putin madalyası ile şereflendirilir (PULTAR 2008, s: 430, 433). Bu törene eşim ile beni de davet etmişlerdi, biz gitmedik. Çünkü Rus gülümsemesinin arkasında saklı olabilecek kirli oyunlardan, okuduğum tarih ve yaşadığım özgeçmişim bana yeterli bilgi vermişti.
Putin, ``Kazan şehrinin 1000. yılı´´ denilen bir oyun ile Tatar ulusunun bağımsızlık ideallerini-sevincini baltalamakla yetinmemiş, Tatarlar arasındaki hainleri bulup, taraftar toplamayı da ihmal etmemiştir. Putin`in bu hilekar-kirli kişiliğinden dolayı, ona Tatar ulusu ``Küçük Stalin´´ lakabını vermiştir. İdil-Ural adını taşıyan ve İdil-Ural uğuruna yazılmış bu kitap, ne yazık ki, İdil-Ural düşmanı Putin`in adını ve imzasını taşıyan Putin madalyası ile kirletilmiştir.

TATAR KİMLİĞİ
Ulu Tatar bilgini Şehabetdin Mercani (1818-1889), ``Tatar adını bize tarih verdi´´ diye, ulusal tarihinden gurur duymaktadır. Arkeolog ve tarihçi Ravil Fehretdinov (1937) ise, Tarihten korkan-Tarih ile oynayan bu yalancılara-bu namussuzlara karşı, şu can alıcı yanıtını vermektedir: ``Tatar Oğlu Tatarım´´ (FEHRETDİNOV 1993a).
Tatarların uzak ataları söz konusu olduğunda, Büyük Atilla`yı doğuran 5.yüzyıl Avrupa Hunlarından indiği söylenebilir. Yanı sıra Kubrat Han`ı doğuran 7.yüzyıl Karadeniz Bulgarlarından ve Karadeniz Kıpçaklarından indiği de söylenebilir. Tatarların yakın ataları, Tatar adı ve 1000 yıllık siyasi tarihi söz konusu olduğunda, Cengiz Han`ın ve onun torunu Batu Han`ın ordularında savaşmış, Orhun Abidelerinde adı geçen ve adından da Türk asıllı kabile olduğu anlaşılan Tatarlardan indiği söylenebilir.
Ravil Fehretdinov, Tatar kimliği hakkında öz olarak şunları yazmaktadır:
``Tatar adı siyasi terim veya lakap değil, Moğol-Tatar ulusunun tarihte oynadığı olağanüstü rolü gereği, birleştirici güç olarak doğmuş etnik bir etkendir. Maalesef bu etken tarihi görevini tam olarak yerine getirememiştir. Altın Orda Devleti terkibindeki tüm Türki halkların Tatar adı çevresinde birleşip bir ulus olarak şekillenmesine zaman ve fırsatlar yeterli olmamıştır. Altın Orda Devleti çağı atlatamamış, Ortaçağ Devleti olarak doğmuş ve Ortaçağ devleti olarak ömrünü bitirmiştir. Bu devletin doğuşunda rol oynayan ulusal güç, git gide dinsel Ortaçağ ideolojisiyle çürümeye mahkum kalmıştır. Bu devletin tarihi de, dili de, medeniyeti de, halkı da Tatardır. Bu devlete bugünkü Kazan Tatarlarının sahip çıkması gayet doğaldır´´ (FAHRETDİNOV 1993b, s: 16)
Altın Orda Devletinin 200 yıllık bir aradan sonra çökmesi ve çürümesi, elbette Rusların işine gelmiştir. Altın Orda`nın devamı olarak doğan Kazan Hanlığı, 100 yıllık bir aradan sonra, bir Tatarın beş Urusa karşı savaştığı eşitsiz bir güç denenmesinde-1552 yılında düşer. Ruslar, Kazan şehri sakinlerini sonuna kadar kılıçtan geçirir. Bu cani ulus, Tatarları sadece devletsiz bırakmakla yetinmez, ulusça topyekun yok etmenin tüm soykırım yollarını dener.
İşte bugünkü Tatarların, Ruslara karşı 457 yıldır süregelen bitmez tükenmez savaşı, bu yok etmeye karşı, Tatar kalma savaşıdır. Artık yaşlanmış-itibarsız Rus Emperyalizmi ömrünün son dönemini yaşamaktadır. İdil-Ural Devleti uğuruna yapılan 20.yüzyıl savaşları, 21.yüzyıla girerken, yerini kurulacak olan İdil-Ural Devleti`nin umut dolu denemelerine bırakmıştır. Bu devlet mutlaka kurulmalıdır, aksi halde Tatarları ve Başkurtları Rus Emperyalizmi yutacaktır.
Yazıma son verirken, Stalin devri kurbanı şair Segıyt Sünçeley`in (1889-1941), şu ölümsüz bir ruh ile seslenişi, aklımdan geçti:
Gökteği nurlu güneş bir ihtimal
Sönse söner, ışığı kalmaz biter,
Ama hiç sönmez bizim Tatar.

KAYNAKÇA
FAHRETDİNOV, Ravil, TATAR UGLI TATARIM, Çallı 1993a.
FAHRETDİNOV, Ravil, ZOLOTAYA ORDA İ TATARI (Altın Orda ve Tatarlar), Çallı 1993b.
GEORGEON, François, (çeviren: Alev ER), TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNİN KÖKENLERİ-Yusuf Akçura-(1876-1935), Ankara 1986.
HUDYAKOV, Mixail Georgieviç, (Çevirenler: Roza-İklil KURBAN), KAZAN HANLIĞI TARİHİNE ÖZGÜ ARAŞTIRMALAR, Berlin 2008.
KURBAN, İklil, YAŞLI TARİHİN YANKISI (Bulgar-Tatar Tarihi ve Medeniyeti), İstanbul 1998.
KURBAN, İklil, GERÇEKLER VE YALANLAR (Anılar-Yansımalar: 1943-2007), Ankara 2007.
PULTAR, Gönül, Yirmi Birinci Yüzyılda İDİL-URAL, İstanbul 2008.
RORLİCH, Azade-Ayşe, VOLGA TATARLARI, İstanbul 2000.
TOGAN, Zeki Velidi, HATIRALAR, Ankara 1999.
ZEKİYEV, M.Z., TÖRKİ-TATAR ETNOGENEZI, Kazan 1998.

İklil KURBAN


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.