Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10795
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2280) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Diğer konuları
Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular (3429)


Diğer - Görüş bildirmek istediğiniz diğer konular konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 16.05.2011 10:56:37

ZEKA BİLİNÇALTI, GENETİK PROGRAM BOZULUYOR

Nurullah AYDIN

16 Mayıs 2011-ANKARA





ZEKA, BİLİNÇALTI, GENETİK PROGRAM BOZULUYOR



İnsan beyninin ürettiği dalgaları tespit etmek suretiyle düşünceler okunabileceğine ve kaydedilebileceğine ilişkin çalışmalar sürüyor.



Böyle bir icat gerçekleştirilmiş olsa ve bu aletten yeteri kadar üretilse, o zaman insanlar arası ilişkiler nasıl olacaktır? İletişim nasıl kurulacak, Devlet işleyişi nasıl olacaktır?



Bir düşünelim, hükümetlerde, istihbarat servislerinde, poliste, özel yetkili savcıların elinin altında böyle aletler olsa ne yaparlardı?



Herhalde o zaman kitapları henüz yayınlamadan tutuklamak ve bilgisayarlardan silmek yerine, daha insan beynindeyken suç saydıkları düşünceleri tutuklar veya insan beyninden silerlerdi.



Öyle ya insan düşüncesini okuyabilmek mümkün olursa, insan hafızasını silmek ve yerine birkaç dakika içinde yeni bir hafıza yerleştirmek de ardından gelirdi.



Böylece, bu bilimsel kapasiteyi eline geçiren güç, bütün insanları robot gibi kullanabilirdi.



Aslında insanları robot olarak kullanabilmek için düşüncelerini okumaya veya bilgisayardaki gibi hafızalarını silip yerine başka bilgiler doldurma yeteneğine sahip makinelere gerek de yok. Çünkü günümüzde de tarih bilincini, kimlik bilincini, beynindeki inanç haritasını değiştirdikleri insanları robot olarak kullanabiliyorlar.



Meselâ, bir dinler arası diyalog sloganıyla, Müslüman gençlerin Hıristiyanlığa hizmet etmesini sağlayabiliyorlar!



Hasan Sabah, bu yöntemi herkesten önce keşfetmiş, uyuşturucu verdiği gençleri sahte cennetine sokup, robotlaştırmıştı. Yeniden o cennete girmek isteyen gençler, öl deyince ölüyor, kendisini uçurumdan aşağı atıyor, öldür deyince de öldürüyordu. Çünkü ölümsüz olduklarına inandırılmışlardı.



Büyük Selçuklu İmparatorluğu, işte bu operasyonla sarsıldı. Nizamülmülk öldürüldü, Alparslan`a suikast yapıldı ve o da bir süre sonra öldü. Hülagu Han, gelip de kökünü kazımasaydı, Haşhaşinler insanları robotlaştırmaya devam edecekti!



İşte bugün ise operasyonunu, insanların algılamasını değiştirmekle görevli, bilim adamları, yazarlar, gazeteciler ve televizyoncular yapıyor. Kısacası, devletlere, milletlere hâkim olmak isteyenler, bunu insanları ikna etmek suretiyle ve medya vasıtasıyla başarıyor!



Esasen, insanları medya manyağı, müzik manyağı, spor manyağı haline getirmek, CIA, KGB gibi servislerin kullandığı yöntemlerdir.



İnsan; bilinçaltı, gürültü, ritim ve saldırgan sesleri, renk bakımından zenginleştirilmiş hipno-renk etkilerini, herhangi bir sanatla karşılaştırma yapılamayacak kadar büyük ve inanılmaz bir hızla benimser. Bu tahriklerle manevi zekA körelir, bilinçaltı ve tanımayı sağlayan genetik program bozulur.



Arif Nihat Asya`nın Sansür adlı rubaisi

Sessizce düşünsek, duyacaklar bir gün;

Olmazları olmuş sayacaklar, bir gün...

Onlar, bu vehimle, ellerinden gelse,

Rüyalara sansür koyacaklar, bir gün.



Sahi rüyalarımızı da sansürleyebilirler mi?

Hafızamızı değiştirebildiklerine göre rüyalarımız zaten sansürlüdür. Çünkü rüyalarımız, hafızamızla sınırlıdır.



Toplumu bu KABUSTAN uyandırmak mı? Kim, nasıl uyandıracak?

Önce hafızaları tazelemek gerekiyor. Yoksa, ilkokul hafızasını bile kaybetmiş insan, insan olmak erdemliliğini anlayabilir mi ki?



Günün Sözü: Gerçekleri göremeyen göz, algılamayan beyin, hissetmeyen kalp, insanı insan olmaktan çıkarır.





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.