Zeki YÜZGEÇ: Dünyanın en önemli meselesi sağlık meselesidir.
M.Zeki YÜZGEÇ: Dünyanın en önemli meselesi sağlık meselesidir.
Ben bu cümleyi ilk defa Mamak Askeri cezaevi sahası içinde olan meşhur C-5 işkencehanesinde duymuştum. ``Dünyanın en önemli meselesi sağlık meselesidir.´´ 12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra solcular Emniyet`e Ülkücüler ise Mamak`a götürülüyordu. Bizi de askeri savcı bir sürü asker, caddede tank, panzer vs şirketten şirket elemanlarıyla birlikte aldı ve Mamak`a götürdü. Gözler bağlı, başını eğ, sağa dön, sola dön komutlarından sonra bir yere getirdiler. Duvara dizdiler. Kollarımız duvara dikey yere paralel, bekliyoruz. Ne olacağını merak ediyoruz. Şİrket elemanlarından en iri yarı, en yapılı olanı ağlamaya başlıyor. ``Ağlama, sizin benim siyasi işlerimle bir ilginizin olmadığını söylerim. Bırakırlar, Korkmayın´´ diyorum. Bir süre sonra bir bağırma, bir çağırma geliyor ki, yırtılıyor ortalık. Büyük acıların sesi bu sesler&8230; Bir süre bu böyle devam etti. Sonra bir suskunluk oldu. Ardından bir ses:´´ Dünyanın en önemli meselesi sağlık meselesidir.´´ Ama sürekli aynı cümle ara ara söyleniyor. Ben de düşündüm kendimce. Dedim ki ``bu herhalde bir bant kaydı, bize dinletiyorlar, psikolojik baskı yapıyorlar.´´ Ama hem bağırma ve çağırma ve hem de bu söz içime işliyor. Arkasından sıra bize geliyor. C-5 den geçiyoruz.Sonra Mamak Askeri cezaevine B Blok 12. Koğuşa&8230; Aradan aylar geçiyor. Sonra öğreniyorum ki benim bant kaydını dinletiyorlar dediğim acı dolu bağırmalar Zeki Yüzgeç`ten geliyormuş. ``Dünyanın en önemli meselesi sağlık meselesidir´´ diyen de yine Zeki Yüzgeç imiş. Aradan yıllar geçtikten sonra bir gün Kenan Akçiçek bana dediki :Ağabey ben ``Dünyanın en önemli meselesi sağlık meselesidir´´ diyen arkadaşla beraber sana geliyoruz. Doğrusu heycanlanmıştım. Zeki ile önceden hiç tanışmamıştık. Ama sanki uzun zamandır görüşemediğimiz 40 yıllık arkadaşım geliyordu. Sohpet ettik, güldük, bir ara da hafiften hüzünlendik&8230; Arada bir sağolsun Kenan Akçiçek bizi görüştürüyordu. En son rahmetli olmadan bir ay kadar önce Kenan beni aradı. ``Ağabey Zeki nin durumu hiç iyi değil. Bugün yarın Hak`ka yürür. Ben başka odadan arıyorum. Sen her zaman yaptığın gibi telefonda dünyanın en önemli meselesini sorsan´´ dedi. Tamam dedim. Ve sordum: ``Zeki, söylesene dünyanın en önemli meselesi nedir?´´ Güldü. ``sağol ağabey´´ dedi. Biraz konuştuk, kendime göre ona moral verdim. Sonra bu sabah eski telefonuma bir mesaj geldi. Arkasından Fethi Namlıoğlu`ndan bir mesaj&8230; Zeki rahmetli olmuştu. Bir ülkücü daha, sıkıntılı ama arkadaşlarının sevgisiyle birlikte Hak`ka yürümüştü. Allah rahmet eylesin. Allah mekanını cennet kılsın. Sevenlerinin, arkadaşlarının, ailesinin ve bütün ülkücülerin başı sağolsun. Evet o karanlık, zülum kokan günlerde C-5 den o ses yükseliyordu. Sorguda konuşmayan, bütün işkencelere dayanan Zeki nedendir bilinmez ``Dünyanın en önemli meselesi sağlık meselesidir´´ diyordu. Rıza MÜFÜTÜOĞLU
|