DÖRT ÖĞÜT
Devrin zalim insanlardan birisi, hayatının sonunun geldiğini düşünerek, büyük İslam mutasavvıfı İbrahim Etem Hazretlerine gider: "Senden, nefsimi aydınlatacak bazı öğütler vermeni rica ediyorum" der. Hiç bir manevi inanışı olmadığını bildiği ziyaretçisine, İbrahim Ethem Hazretleri şu cevabı verir: "Peki... Sana dört öğüt vereceğim...Birincisi şudur:İçinden Allah`a karşı gelmek fikri geçtikçe, Allah`ın lütfu olan yeryüzü rızıklarını da yememeyi kararlaştır" Adam irkilmiş: "Peki... Nasıl yaşayacağım?" "O halde, yaşamana vesile olan rızkları ihsan edene isyan etmek reva mıdır?" Adam: "İkinci öğüdün nedir?" dedi. "İkinci öğüdüm, Allah`a isyan edeceksen, onun yurdunda oturma..." "Bu birincisinden kötü... Çünkü bütün dünya onun... Nereye gideyim?" "O halde rızkını yediğin, yurdunda barındığın kudrete isyan reva mı?Üçüncüsünü dinle:Allah`a isyan edeceksen seni görmesin" Adam irkilmiş: "Ne mümkün... Herşeyi görüyor, iç yüzünü biliyor..." "O halde rızkını yediğin, yurdunda barındığın,kudrete göre göre isyan reva mı? Dördüncü öğüdüm: Bak, Bana geldin... Son nefesini vereceğin zaman, Azraile tövbe için yalvar da sana müddet versin" Adam yine irkilmiş: "Kabul etmez ki...Madem ki ölüm saati geldi, çattı..." "Bunu da bildiğine göre, neden nefsini, nedamaetlerle tövbe için yetmeyecek kadar günahlarla doldurursun?..." Cemal KUTAY-Tarih Aydınlığı Seçmeler 3-Ekim 200-Sayfa:114-115)
|