Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Din konuları
Açıklamalar (30)
Görüşler (512)


Din - Görüşler konusu hakkında görüşler
Ömer Sağlam - (Ziyaretci) 1.06.2010 00:29:46

DEVLET BAKANI M.SAİT YAZICIOĞLU BİZİ NEDEN ARAMIŞ (2)

Sayın Yazıcıoğlu, 17 Haziran 1987-3 Ocak 1992 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanı olarak görev yapmıştır. Bu demektir ki; Şubat 1989-Ocak 1992 tarihleri boyunca yaklaşık 3 yıl süreyle kendisiyle aynı camia içinde görev yaptık. O Diyanet İşleri Başkanı, ben ise TDV. Müfettişi olarak. Vakfın senedi gereği Diyanet İşleri Başkanları Vakfın tabii başkanıdırlar. Ancak Sait Bey, adı geçen Vakfın başkanlığını üzerine almamıştır. Yerine bir hemşerisini, Sayın Rıza Selimbaşoğlu`nu Vakıf başkanı olarak atamıştır! Bu sebeple birlikte görev yaptığımız 3 yıl boyunca kendisiyle hiç karşı karşıya veya yan yana gelmedik! Sayın Yazıcıoğlu`nun bu tavrı, o tarihlerde ``Akçeli işlerden uzak durmak´´ olarak açıklanmıştır. Zira o tarihlerde hac ve umre paraları TDV. Üzerinden tahsil ve sarf ediliyordu ve adı geçenin Vakıf Başkanlığını istememesi, o tarihlerde kendisi adına faziletli bir davranış olarak yorumlanmıştır. Adı geçenin, TDV tarafından kendisine tahsis edilen lojmana taşınmayarak, hazine tarafından tahsis edilen lojmanda oturmaya devam etmesi de keza aynı türden bir davranış olarak yorumlanmıştır.

Diyanet İşleri Başkanı olarak görev yaptığı yaklaşık 4 yıl boyunca Sayın Yazıcıoğlu`nun elle tutulur ve gözle görülür en önemli hizmeti, Diyanet çalışanlarının eğitim seviyelerinin yükseltilmesi yönünde yapmış olduğu çalışmalarıdır. Çalışanlarını en azından Açık Öğretim Fakültesi yoluyla yüksek öğrenim yapmaya teşvik etmiş, ayrıca iki yıllık İlahiyat Meslek Okulları`nın açılmasında ve Diyanet çalışanlarının bu okullara devam etmesinde de katkıları olmuştur. Bunların dışında adı geçenin şöyle elle tutulur ve gözle görülür bir hizmeti olmamıştır. 21 sene boyunca kulak misafiri olduğum yoğun dedikodulara göre; kendisinin görev yaptığı dönem, Diyanet`te hemşericilik ve bölgecilik uygulamalarının tavan yaptığı, tayin ve atamaların bilgi ve liyakatin dışındaki kriterlere göre yapıldığı bir dönem olarak tarihe geçmiştir!

Örneğin göreve gelir gelmez TDV Mütevelli Heyeti Başkanlığı`nı hemşerisi Rıza Selimbaşoğlu`na (galiba bir dönem de diğer yardımcısı Halit Güler`e) bırakmasının yanı sıra, 19 Ocak 1989 tarihinde hemşerisi ve Kayseri İl Müftüsü Seyfettin Yazıcı`nın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı olarak atanmasını sağlamıştır. Daha sonra yine bir başka hemşerisi olan Riyat Din Hizmetleri Müşaviri Lütfi Şentürk`ü de 1 Ocak 1990 tarihinde kendisine yardımcı tayin ettirmiştir.

Sayın M. Sait Yazıcıoğlu`nun Diyanet İşleri Başkanı olarak altına imza attığı en ilkeli(!) en isabetli(!) ve elbette en enteresan atama kararları, giderayak olmak üzere 23 Eylül 1991 tarihinde yürürlüğe soktuğu atama kararlarıdır. Bu atama kararlarının en ilginç yanı, atamaya konu olan kişilerin hemen tamamının Trabzonlu oluşu ve Sait Yazıcıoğlu`nun görevden ayrılmasından sadece 3 ay önce gerçekleşmiş olmasıdır. 3 Ocak 1992 tarihinde Başkanlık görevinden alınan Prof. Dr. M. Sait Yazıcıoğlu, 23 Eylül 1991 tarihli atama kararnamesiyle hemşerilerinden Şükrü Öztürk`ü Hac Dairesi Başkanı, İrfan Şentürk`ü Din Eğitimi Dairesi Başkanı, Sait Tandoğan`ı da Teftiş Kurulu Başkanı olarak tayin ettirmiştir. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, Diyanet`ten Sorumlu Devlet Bakanı da Cemil Çiçek olunca, aynı tarihli kararnamelerle Pendik Müftüsü olan Rizeli Ahmet Şark ile Cemil Çiçek`in amcaoğlu İstanbul Müftü Yardımcısı Mehmet Çiçek de Diyanet İşleri başkan Yardımcıları olarak tayin edilmişlerdir.

Sayın Yazıcoğlu`nun görünürde ilkeli ve âdil bir şekilde sebep olduğu bu atama işinin, gerçekte ilkeli, isabetli ve âdil olmadığı, büyük ölçüde kayırmacı ve korumacı bir zihniyetle gerçekleştiği ortada idi ve bu gerçek çok geçmeden anlaşılmıştır. Anlaşılmıştır ve onun görevden ayrılmasından (3 Ocak 1992) sadece iki ay sonra Mart/1992 ayı içinde (18 Mart 1992 tarihli olabilir) çıkarılan bir kararname ile iptal edilmiş, sebep olduğu ilkeli(!) tayinler geçersiz sayılmış ve atanmalarına sebep olduğu kişiler derhal görevlerinden uzaklaştırılarak başka görevlere tayin edilmişlerdir. Başka göreve tayin edilmeyi içine sindiremeyen Mehmet Çiçek ise emekli olmayı tercih etmiştir. O şimdi Yozgat Milletvekili olarak TBMM`de görev yapıyor.

Diyanet İşleri Başkanı olduktan sonra 1988`de profesör olan Sayın M. Sait Yazıcıoğlu ise 3 Ocak 1992 tarihinden sonra İlahiyat Fakültesi`ne dönmüş, 14 Şubat 1993 tarihinde Cumhurbaşkanı kontenjanından YÖK üyesi olarak, 21 Temmuz 1994 tarihinde ise üyesi bulunduğu YÖK tarafından A.Ü. İlahiyat Fakültesi dekanı olarak atanmıştır. 22 Temmuz 2002 seçimlerinde AKP Ankara milletvekili olarak seçilmiş, 29 Ağustos 2007 1 Mayıs 2009 tarihleri arasında yaklaşık 1.8 yıl süreyle Diyanet`ten sorumlu Devlet Bakanı olarak görev yapmıştır.

Diyanet`te görev yaptığı 4 yıl boyunca sebep olduğu, ya da etrafını saran dalkavukların sebep olup da kendisinin göremediği (belki de görmezden geldiği) sorunların, Diyanet`te hala sorun olmaya devam ettiği bilinen Sayın M. Sait Yazıcıoğlu, AKP Ankara İkinci Bölge Milletvekilidir. Sayın Yazıcıoğlu, acaba neden çok sevdiği Trabzon`dan veya aile yakınlarının yerleştiği Söke(Aydın)`den değil de Ankara`dan aday olmuştur? Onun sebebini de galiba en iyi kendisi biliyordur. Demek oluyor ki; Çamlıdereliler, Çubuklular ve Kızılcahamamlılar, Sayın Sait Yazıcıoğlu`nu, Vakfıkebirlilerden, Çaykaralılardan, Sürmenelilerden ve Sökelilerden daha iyi tanıyorlar, onun kıymetini hemşerilerinden çok daha iyi takdir ediyorlar!

``İlkeli adam olmak´´ ve ``dik durmak´´ öyle mi? Söke`de mezarı başında ruhuna duâ etme bahtiyarlığına eriştiğim Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu`na selam olsun. Gidin Söke mezarlığına hele bir bakıverin. Orada ilkeli, dürüst ve mezarı başındaki cam ağaçları gibi dik duruşlu yiğit bir devlet adamı yatıyor. Çünkü orada ``Bu Düzen Değişmeli´´ diyerek köhnemiş devlet yapısına başkaldıran Recep Yazıcıoğlu yatıyor. Ruhu şâd olsun&8230;

27.05.2010

Dipnotlar:

1- Bu uygulamaya karşı Diyanet`te çalıştığım süre boyunca büyük mücadele verdim, ancak bir türlü başarılı olamadım. Bu öğrencilerle ilgili olarak gelecek yazılarımızda çok daha ayrıntılı bilgi verilecektir.

2- http://tr.wikipedia.org/wiki/Mustafa_Sait_YazC4B1cC4B1oC49Flu





Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.