Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10211
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2292) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (424) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (850) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (543) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (892) | Şiir (77) | Sağlık (186) | Diğer (3430) |

Görüş bildirebileceğiniz Din konuları
Açıklamalar (30)
Görüşler (513)


Din - Görüşler konusu hakkında görüşler
Nurullah AYDIN - (Ziyaretci) 28.05.2011 11:45:31

İSLAM VE GAFİL MÜNAFIK ZALİM

Nurullah AYDIN

27 MAYIS 2011-ANKARA



İSLAM VE GAFİL MÜNAFIK ZALİM



Türkiye seçim sürecinde din, iman, hak, hukuk kavramlar tartışması yapılıyor.

Tarikat-cemaatlerde ve aynı çizgide politika yapan siyasilerde liderin ağzından çıkan her söz doğrudur, davranışları tenkite ve eleştiriye kapalıdır. Sözler, eylemler eleştiri kabul etmez.



Kişiliğinin oluşumunda bu yapının büyük bir etkisi olan kişilerin beyinlerine, liderin eleştirilemeyeceği kazınmıştır. Lider kendine yönelik eleştiriye sert karşılık verir.



Dünyadaki en yaygın ve tehlikeli hastalıklardan biri, kötü işler yapan insanların yaptıklarını ve hayat tarzını iyi olarak görmesidir veya zenginlik, başarı ve mutluluk için kirli işleri yapmaya kendini zorunlu hissetmesidir. Gafil, münafık ve zalimler; kendi hallerinin farkında olmayan hastalardır.



Kuran da Allah, zalimler ve münafıkların bu hastalıklarına dair gerçeği bildirmektedir.

Kaf, 50/22: Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir. (Öldükten sonra uyanış)



Bakara, 8-12: İnsanlardan bir kısmı vardır ki, biz Allah a ve kıyamet gününe inandık, derler. Halbuki onlar, iman edenler değillerdir. Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir. Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elim bir azap vardır. Kendilerine, Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın, denildiğinde, Bizler sadece düzeltenleriz, derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir.



Bakara, 14-15: (Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit (Biz de) iman ettik, derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler. Gerçekte Allah onlarla alay eder; azgınlıkları içinde bocalayıp dururlarken onlara mühlet verir.



Enbiya, 14-15: Bize yazıklar olsun, biz gerçekten zalimlermişiz, dediler. Biz onları, sönmüş kül yığını olarak biçilmiş bir ekin haline getirinceye kadar, hep sözleri bu feryat olmuştur.



Enbiya, 45-46: (Ey Rasulüm, kafirlere) de ki: - Ben sizi ancak vahiy ile (Kuran la) korkutuyorum. Amma onlar ne kadar korkutulsalar (faydası yok, çünkü) sağırlar daveti işitmezler. Yemin olsun ki, Rabbinin azabından az bir şey onlara dokunursa, muhakkak şöyle diyecekler: - Vay bizlere! Biz gerçekten zalimlerdik.



Enbiya, 96-97: Nihayet Ye cüc ve Me cüc ün seddi açılıp da her tepeden saldırdıkları; Ve hak olan vaad (Kıyamet) yaklaştığı vakit, işte o zaman, kafir olanların gözleri hemen dikilecek: Vah bizlere. Biz bundan gaflet ettik, doğrusu kendimize zulmetmiş olduk, diyecekler.



Hacc, 45-46: Nice memleketler vardı ki, zulüm yapıyorlarken biz onları helâk ettik de damları çökmüş, duvarları üzerlerine yıkılmıştır (ıssız harabeye dönmüştür). Nice kuyularla yüksek saraylar (sahipsiz) bomboş bırakılmıştır. Mekke kafirleri, hiç de yeryüzünde dolaşmadılar mı ki, bu sebeple düşünecek kalplere, işitecek kulaklara sahip olsalar. Gerçek şudur ki, gözler (görmemek suretiyle) kör olmaz, fakat asıl sinelerin içindeki kalpler (ibret gözleri) kör olur.



Al-i İmran, 142: Yoksa Allah içinizden cihat edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?



Bu ayetler; günümüz dincilerinin yobazların anlattıklarını, söylediklerini, İslam diye algılayanlar için bir anlam ifade eder mi dersiniz sanmıyorum. Gözler, kör, kulaklar sağır, kalpler mühürlü ise yapılacak bir şey yok demektir



Ancak; bizler yine de uyarmak ve aydınlatmak görevimizi yapmalıyız.



Bunun için de; olması gereken tek birleştirici çizgi; akıl ve beş duyu algılamaları ile gerçekler yolunun nerden geçtiğini bulmak ve ona göre hareket alanını belirlemektir.



GüNün Sözü: Dogmalar ve hurafeler insanın aklını köreltir, kalbini taşlaştırır, robotlaştırır.






Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.