Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Din konuları
Açıklamalar (33)
Görüşler (1019)


Din - Görüşler konusu hakkında görüşler
Hasan Yakup CANGÜVEN - (Ziyaretci) 23.03.2023 19:25:44

ORUÇ TUTMAK; RUHİ, AKLİ, NEFSİ VE BEDENİ BİR İBADETTİR…

Oruç tutmak; Kelime-i Şehadet getirmek, Namaz kılmak, Zekât vermek
ve Hacca gitmekle birlikte İslam dininin ana unsurlarını oluşturan beş
temel şartından biridir.
Sağlıklı her müslüman üzerine farz olan “oruç tutmak”; Ramazan ayı
içinde gerçekleştirilen ruhi, akli, nefsi ve bedeni bir ibadettir.
Ramazan ayında bütün müslümanlar sabah namazının vaktinin
girmesiyle birlikte akşam güneş batıncaya kadar yani akşam namazı
vakti girinceye kadar yemekten, içmekten, şehevi arzu ve isteklerden
uzak durarak nefsi ve bedeni olarak, akli ve ruhi olarak oruç tutarlar.
Oruç tutmaktan asıl maksat yalnızca yemekten, içmekten bir süre uzak
durmak, şehevi arzu ve isteklerin fiil ve icrasını yasak olan zaman
diliminde bir süreliğine ötelemek değil, sabah ve akşam namazı
aralığında kalan sürede nefsin terbiye edilmesi, sabrın ve şükrün gerçek
ve samimi olarak sınanması-test edilmesi, bu duyguların dayanılmaz
kamçılamalarına karşı tahammül gösterilmesidir.
İslam akıl dinidir. Oruçlu iken her türlü kötü fiil ve davranışın yasak
olduğu sabah namazından akşam namaz vaktine kadar işte, sokakta,
trafikte, alış-verişte, çevrede, komşularıyla, mesai arkadaşlarıyla,
vatandaşlarla yaşadıkları en küçük bir sıkıntı da, karşılaştıkları en basit
sorun da ya da tartışmada sıkıntı verenler, çabucak öfkelenenler, aniden
sinirlenenler, saman alevi gibi parlayanlar, kalp kıranlar, kavga edenler
hem tuttuklarını sandıkları orucun maneviyatını ihlal etmekte ve hem
de gerçek oruçluların iç dünyalarında ümit ettiği arınma ve huzuru
baltalamaktadırlar.
Ulvi manada, hakkını vererek tutulan oruç, insanı her türlü fenalıktan ve
kötülükten uzak tutar. Nefsine hâkim olmayan, bedeni hasta olan ve
öfke kontrolü yaşayanlar boş yere oruç tutmaya kalkmamalı, kul
hakkına da girmemelidir. Oruç tuttuğunu sanarak etrafına zarar
verenler özde değil, sözde oruç tutuyor, yalnızca aç kalıyorlar demektir.
23 Mart 2023, PERŞEMBE
ORUÇ TUTMAK; RUHİ, AKLİ, NEFSİ
VE BEDENİ BİR İBADETTİR…
Hasan Yakup CANGÜVEN
Oruç tutmanın mükâfatı, beklenen ve ümit edilen en tabii ve doğal
sonucu Allah tarafından bağışlanmayı, günahlardan arınmayı ve
nihayetinde Allah’ın maddi ve manevi olarak tertemiz kullarına vadettiği
cennete girebilmeyi başarmaktır.
İslam inancımızda insan, kul ve mümin bu dünyada yaptığı bütün kötü
fiil, davranış ve amelleri; Allah’ın rızasını gözeterek terk ettiğinde
mükâfat, Allah’ın rızasını gözetmeden yaptığında ise ceza alacağını bilir.
Peygamber efendimiz (s.a.s.) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur;
“Ameller, niyetlere göredir. Herkes yaptığı işin karşılığını
niyetine göre alır. Kimin niyeti, Allah`a ve Resulüne hicret
etmekse eline geçecek sevap da Allah ve Resulüne hicret
sevabıdır.”
Herşeyin başı niyettir. Niyet çok güçlü bir duygudur. Niyet etmek oruç
tutmanın ilk şartıdır. Oruca niyetle başlarız, “Allah`ım! Senin için oruç
tuttum, sana inandım, sana dayandım, senin verdiğin rızıkla
orucumu açtım” duası ile de iftarımızı yaparız. Niyetsiz tutulan bir oruç
doğru değildir. Kalben, içten yapılan bir niyet yeterli ve kabul edilebilir
olsa da (kişi kendisiyle başbaşa olsa da) niyet dil ile de ifade edilmelidir.
Müminin sahura kalkması oruca niyetinin çok güçlü olduğunun
işaretidir, ancak niyetin gerçek olup olmadığını Allah’tan başka kimse
bilemez. Allah (c.c) yarattığı kullarının akıllarından ve kalplerinden
geçirdikleri herşeyi bilir.
Ramazan ayında, sebebi ne olursa olsun bir insana, bir kula ve bir
mümine neden oruç tutmadığının kasti olarak sorulması, bundan dolayı
horlanması, aşağılanması, ötelenmesi, dışlanması hem ahlaki değildir ve
hem de din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır.
Oruç tutmanın serbestiyeti hakkında Peygamber efendimiz (s.a.s.) bir
hadisi şerifte de şöyle buyurmaktadır.
“Aziz ve celîl olan Allah "İnsanın oruç dışında her ameli
kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben
vereceğim."
Unutmayalım ki bütün dinlerin özü “Ahlaktan” ibarettir. Dindar
olmakla, ahlaklı olmak aynı şey değildir, birbirine karıştırılmamalıdır.
Allah (c.c.) inanarak, yürekten, samimi ve içten, iman ederek kalben
tutulan oruçları ve yapılan ibadetleri kabul etmesi temennisiyle...


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.