Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10196
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2286) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (624) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Din konuları
Açıklamalar (30)
Görüşler (512)


Din - Görüşler konusu hakkında görüşler
Bilal Akyol Gön: Serdar Bilge - (Ziyaretci) 13.05.2023 12:04:59

TÜRKİYE DİNDARLIK RAPORU

TÜRKİYE DİNDARLIK RAPORU
Bilal Akyol

Dindarız Ama Biraz Kafa Karışık mı Acaba?


Geçtiğimiz Mart ayında Sayılarla Türkiye’de İnanç ve Dindarlık (TİDA) isminde bir rapor yayınlandı. Rapor Türkiye’de Allah inancı ile ilgili bulgular yanında namaz kılma, oruç tutma, başörtüsü takma gibi ibadetlerin ifasıyla ilgili de bilgiler veriyor. Yaş, eğitim, coğrafi dağılım vb. değişkenlerin yer aldığı rapor anket/saha çalışmasına dayanıyor.
Uluslararası İslam Düşünce Enstitüsü (International Institute of Islamic Thought [IIIT]) ve Mahya Yayınları tarafından başlatılıp desteklenen araştırma Dr. Zübeyir Nişancı yürütücülüğünde, Dr. Önder Küçükural danışmanlığında ve Muhammed H. Alboğa koordinatörlüğündeki bir ekip tarafından yürütüldü.
Raporun saha çalışması Aralık 2021 ve Mayıs 2022 tarihleri arasında 12 bölgede (35 il) kır ve kent nüfusunu orantısal olarak kapsayacak şekilde 18 yaş ve üzeri 1.942 kişiden raslantısal örneklem yöntemleri ile toplanmış veriler kullanılarak yapılmış.
Ana hatlarıyla rapor; dini inanç, tutum ve davranışların farklı boyutlarının toplam yetişkin nüfus içerisinde cinsiyete, yaş gruplarına, eğitim seviyesine, yerleşim yerlerine ve coğrafi bölgelere göre dağılımını grafikler, tablolar ve haritalar aracılığı ile açıklıyor.

Toplum Dinden Uzaklaşıyor mu?
Hepimizin aklındaki ilk soru “Toplumumuz dindarlaşıyor mu yoksa dinden uzaklaşıyor mu?” Raporun sonuç kısmında özet olarak böyle bir çıkarım yapmak için önceki yıllara ait yapılmış bir çalışmaların olması gerektiği, böyle bir çalışma da mevcut olmadığı için bir kıyas yapılamayacağı söyleniyor.
Raporda Türkiye`de dindarlık güçlü mü sorusunun cevabı da şöyle veriliyor: “Araştırma verilerine genel olarak bakıldığında, sahada bulunan inanç ve dindarlık seviyelerinin, algı araştırmasına katılan bireylerin tahmin seviyelerinden daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu bulgudan hareketle, Türkiye genelinde dini inanç ve pratiklerin yaygınlık seviyesinin algılanan seviyeden daha yüksek olduğu söylenebilmektedir.”
Türkiye`de algılanan veya tahmin edilen dindarlık seviyelerinin sahada elde edilen sonuçlardan daha düşük olma sebeplerinden birisi, tahmin yapanların Türkiye`deki dindarlık seviyelerini çoğunlukla medya üzerinden yaptıkları gözlemler üzerinden değerlendirmeleri olabilir.
İnançsızlık Tahmin Edildiği Kadar Yüksek Değil
Grafik1 [cid:image003.png@01D983E0.1B6B7380]
Toplumun 94 oranında çoğunluğu inançlı; inançsızlık 6 civarında. Allah inancı olmayanların toplam nüfusa oranının 5,7 olduğu görüldü. Bunun 1,5`i ateistleri içerirken 2,5`si ise agnostiklerden oluşuyor. Geriye kalanların 1,7 ise deizme yakın olduğu varsayılıyor. Dolayısıyla Türkiye genelinde deizmin yaygınlık oranının 2`den daha az olduğu gözlendi.
“Ateizm, Deizm artıyor, gençler inançsızlığa sürükleniyor.” şeklindeki tespitlerin abartılı olduğunu bu rapora göre söylemek mümkün. Yaklaşık 20 civarı tahmin edilen inançsızlık oranı 6 civarında kalmış görünüyor.
Çoğunluk Kendini Dindar Olarak Görüyor
Katılımcıların yarısından fazlası 62 "dindar" ya da "çok dindar" olduklarını ifade etti. Bunun aksine "hiç dindar değilim" veya "dindar değilim" ifadesini seçen katılımcıların oranı 14 olarak gerçekleşti.
Katılımcıların geriye kalanı ise 24 ne dindar olduklarını ne de olmadıklarını belirtti. Bu sonuçlara göre, Türkiye`de yaşayan bireylerin yarısından fazlası -diğer bir ifade ile yaklaşık üçte ikisi- kendilerini bir şekilde dindar olarak görüyor.
Tahsil Dindarlığı Azaltıyor
[cid:image003.png@01D983E0.1B6B7380]
Grafik 2
Rapora göre inançsızların oranı en yüksek, sırasıyla, yüksek lisans veya doktora mezunu grubunda 18 ve üniversite öğrencileri 13 arasında.;
Buna göre, yüksek lisans veya doktora mezunlarının 18`i "Allah inancı olmadığını" belirtirken; 82`si "Allah`a inandığını" bildirdi.
Buna ek olarak, üniversite öğrencilerinin 13`ü "Allah`a inanmadığını" ifade ederken 87`si "Allah`a inandığını" belirtti.
Üniversite öğrencileri arasında ise inançsızlık oranı 13 olarak gözüküyor.
Raporun bir başka bölümü olan dindarlık algısında da buna benzer bir durum var. Kendini dindar olarak görenlerin oranı eğitim seviyesi arttıkça azalıyor. Okur yazar olmayan katılımcılarda "dindar" veya "çok dindar" olduklarını ifade edenlerin oranı 88 iken; yüksek lisans veya doktora mezunlarının 23`ü ve üniversite mezunlarının 22`si "dindar olmadıklarını" veya "hiç dindar olmadıklarını" belirtiyor. Buna paralel olarak eğitim seviyesi arttıkça oruç tutma ve namaz kılma sıklığı da azalıyor.
Namaz Kılma 39 Oruç Tutma 75
Türkiye`de bireylerin kendini en yakın hissettiği kimlik Müslüman kimliği. Katılımcıların çoğu 80 kendisini Müslüman kimliğine en yakın hissettiğini belirtti. Kendini Müslüman kimliğine uzak hissettiğini belirten katılımcı oranı sadece 9.
Türkiye`de yetişkin bireyler arasında sık sık ya da her zaman, yani düzenli olarak, beş vakit namaz kılanların oranı 39, "Ara sıra namaz kılan" katılımcıların oranı ise 20 olarak gerçekleşti. Bu oran 65 ve üstü yaş grubunda 68`e çıkarken, 18-24 yaş grubunda 20`ye kadar azalıyor.
Toplumun dörtte üçü 75 ramazan aylarında düzenli olarak oruç tuttuğunu belirtiyor. Buna karşılık, "hiçbir zaman" oruç tutmadığını veya "nadiren" oruç tuttuğunu belirten katılımcıların oranı 16. Türkiye`de ramazan ayında "ara sıra" oruç tuttuğunu dile getirenlerin oranı ise 9.
Üniversite öğrencileri kendilerini Müslümanlık, Sünnilik, dindarlık ve muhafazakârlıktan en uzak gören grup olurken diğer taraftan bu grup feminizme ve LGBT+ hakları savunuculuğuna da kendilerini yakın hissediyor. Kendini deizme en yakın hissedenler üniversite öğrencileri, ateizme en yakın olanlar yüksek lisans ve doktora eğitimi görmüş olanlar. Eğitim seviyesi arttıkça seküler kimliklere yakınlık artıyor.
Laik Bir Ülkede Din Rahatlıkla Yaşanır mı?
Katılımcıların 73`ü "Laik bir ülkede dinin rahatlıkla yaşanabileceğini düşünüyorum" ifadesine "katıldığını" veya "kesinlikle katıldığını" ifade etti. Bu ifadeyi "katılmıyorum" veya "kesinlikle katılmıyorum" olarak cevaplayan katılımcı oranı ise sadece 13. Geriye kalan 14`lük oran ise bu fikre "ne katıldığını ne de katılmadığını" belirtti. Buradan yola çıkarak Türkiye genelinde laik bir ülkede de dinin rahatlıkla yaşanabileceğine dair bir uzlaşı olduğu görülüyor.
Kafalar Karışık mı Biraz?
Raporda katılımcıların aşağıdaki iki soruya verdikleri cevabın sonuçları birbiriyle çelişen bir görünüm arz ediyor. Bu durumda iki ihtimal var. Toplumdaki bu çelişkinin kaynakları üzerine düşünmek mi gerekir, yoksa araştırma sorularının katılımcıların kafalarını karıştırdığına mı hükmetmek gerekir.
[cid:image004.png@01D983E0.1B6B7380]
Grafik 7
Katılımcıların yaklaşık yarısı ( 47) "Devletin dini bir kimliği olması gerektiğini düşünüyorum" ifadesine "katılmadığını" veya "kesinlikle katılmadığını" dile getirdi. Bu ifadeye katılanların oranı 38 iken, "ne katılıyorum ne katılmıyorum" şeklinde cevap verenlerin oranı 15.
Diğer taraftan katılımcıların yaklaşık yarısı ( 47) "Anayasadaki hiçbir madde Kur`an ile çelişmemelidir" ifadesine "katıldığını" veya "kesinlikle katıldığını" belirtirken, buna "katılmayanların" veya "kesinlikle katılmayanların" oranı 33 olarak kaydedildi. Katılımcıların 21`i ise bu ifadeye "ne katıldığını ne de katılmadığını" belirtti.

Kaynak: altınoluk Dergisi Mayıs-2023, sayı:447, sayfa:20-22
HASEBİ


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.