Dünya `Nükleer Savaş`ın eşiğine sürükleniyor
Dünya `Nükleer Savaş`ın eşiğine sürükleniyor
Bir önceki yazımda Münih Uluslararası Güvenlik Konferansı`nı ve Emperyalist güç odaklarının dünyayı felakete sürükleyen nükleer restleşmelerine dikkat çekmiştim. Bu yazımda ise onun devamı niteliğindeki gelişmelerin dünya barışı ve insanlığı bekleyen tehlikeler üzerinde durmak istiyorum. Çünkü ABD ile Rusya arasındaki restleşmeler, bir meydan okuma ve tehditler boyutuna taşınmış oldu. Siyaset bilimcileri, stratejistler, istihbarat ve diplomatik kaynakların değerlendirmeleri ``her an her şey olabilir´´ kabilindendir.
Washington ile Moskova arasında 30 yıldan fazla bir süredir yürürlükte olan ve 500 ila 5 bin 500 menzilli füzeleri yasaklayan, Orta Menzilli Kuvvetler Anlaşması (INF)`dan ABD`nin tek taraflı olarak çekilebileceklerini açıklamasıyla dünya gündemini sarsan ilk adım atılmış oldu. ABD Başkanı Trump, sertleştirdiği eleştirilerinde ``çekilmekte kararlıyız´´ açıklaması Rusya`yı harekete geçirdi. Rusya Devlet Başkanı Putin, ABD Başkanı Trump`a aynı sertlikte cevap olacak şekilde anlaşmayı askıya alacağını ilanı etmesi karşılıklı restleşmeyi beraberinde getirdi. Bu restleşme ve karşılıklı meydan okuyuşlar, diplomatik kanallar üzerinden devam eden görüşmelerin devamında Münih Uluslararası Güvenlik Konferansı`nda geri adım atılacağı beklentisi maalesef karşılık bulmadı. Dünyanın gündemini sarsan bu haberin etkisi devam ederken, ABD Başkanı Trump, savunma, askeri ve istihbarat ile silah üreticilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmede yeniden nükleer silahlanma konusunda hazırlıkların başlatılması talimatını verdi. Trump, bunlarla da yetinmedi ve NATO üzerinden Rusya`yı hedef alacak şekilde &8216;Nükleer başlıklı füze rampaları`nı Avrupa`da konuşlandırabilecekleri yönündeki açıklamalarda bulundu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise aynı sertlikte cevap vermesi, var olan gerilimin artmasına sebep olmuştur. RUSYA`DAN ABD`NİN RESTİNE REST
1987 yılında imzalanan INF anlaşması, nükleer başlıklı füzelerin Avrupa topraklarına yerleştirilmesine engel olmuştu. Şimdi ise ABD Başkanı Trump, anlaşmayı askıya alarak tekrar &8216;Nükleer başlıklı füzeler`in Rusya`ya karşı Avrupa`da konuşlandırılabileceğini açıklaması yeni tartışmalara ve yeni cepheleşmeye yol açtı. Putin, Federal Meclis üyelerine hitaben yaptığı konuşmada &8216;Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması`nı fesheden ABD`ye rest çekti ve Avrupa`da Amerikan nükleer füzeleri üslendirildiği takdirde bu duruma asimetrik adımlarla karşılık vereceklerini söyleyerek meydan okudu. Rusya Füze ve Topçu Bilimleri Akademisi Müdür Yardımcısı Konstantin Sivkov, Rusya`da yayımlanan bir dergi için kaleme aldığı makalede Rusya ordusunun ABD ve NATO birliklerine sayı ve donanım bakımından başarıyla karşı koyabileceğini, belirten açıklamasıyla aslında ``savaşa hazırız´´ mesajını vermiş oldu. Açıklamalarının devamında ise ``Ordumuzun dağılma, ülkemizin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün bozulma tehdidi doğduğunda, saldırıları durdurmak için nükleer silahlara başvurabiliriz´´ diyerek hem uyarmış hem de aba altında sopa göstermiş oldu. Rusya Devlet Başkanı Putin ise &8216;Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler Anlaşması (INF)`dan çekilen ABD`nin Avrupa`ya füze yerleştirmesi durumunda, hem bu kararı alanlara hem de o silahlara ev sahipliği yapan ülkelere yönelik aynı karşılığı vereceklerini ısrarla tekrarlaması işin çok ciddi olduğunu ve açıklamalarının da bir blöf olmadığını ima etmiş oldu.
Putin, Rusya`nın çatışma arayışında olmadığını ve INF`nin bozulmasıyla füze yerleştiren ilk tarafın kendileri olmayacağını belirtti. Konuşmasının devamında ABD`nin ``mutlak askeri üstünlük hayallerinden vazgeçmeye´´ çağıran Putin, Rusya`nın yanıtının ``etkili ve tesirli´´ olacağı tehdidinde bulundu. &8230;Evet, bu açıklamalar ve devamındaki restleşmeler, sıradan gelişmeler değildir. Çünkü halihazırda hem ABD`nin hem de Rusya`nın nükleer füze kapasitesi birbirlerini hedef alabilecek düzeyde bulunuyor. Bu olumsuz gelişmeler aynı sertlik ve aynı hızda devam ederse dünya &8216;Nükleer Savaş`a sürüklenmiş olacak. Bu savaş &8216;3. Dünya savaşı` olarak tarihe geçecek. Ve bu savaşı, diğerlerinden çok daha faklı olacak. Çünkü bu sefer dünyanın büyük bir bölümünü imha edecek güce sahip biyolojik yani, nükleer silahlar kullanılacak. Bütün bu gelişmelere sebep olan Evanjelistlerin etkisi altında olan ve dünyayı kendi görüşlerine göre yönlendirmeye çalışan ABD`nin derin yapıları ve onların emrindeki &8216;Sarı Şeytan` lakaplı ABD Başkanı Trump`ın kendisidir. Trump, aldığı kararlarla en büyük etkiyi yapma kapasitesine sahip bir lider olduğu hayali uğruna bir çılgınlık hali yaşıyor. ``Bir deli kuyuya taş atmış kırk akıllı çıkaramamış´´ atasözünü hatırlatan, ruh hastası ve haydut tavırlı liderlerin sebep olduğu son derecede saçma, bir o kadar da korkutucu bir durumla karşı karşıyayız.
|