İçimizden kin ,öfke ve nefretin zaman aşımı yoktur.
Gazze’de insanlık dramı devam ediyor... Orta Doğu yanıyor. Gazze yanıyor... Filistin zor durumda... İnsanlık büyük bir sınav veriyor... Gönüller hüzün dolu, yüreğimizde kan ağlıyoruz... Hasan Cangüven Siyonistler tarihin ve toplumların sonunu getirecek büyük bir “Medeniyetlerarası savaş” çıkarmak için, sözde Orta Doğu’da demokrasiyi yerleştirmek, bölgeye özgürlük ve refah getirmek için temelleri 1990 yılında atılan ve de genel itibariyle İslam coğrafyası üzerinde yoğunlaşan Büyük Orta Doğu Projesini (BOP) gerçekleştirmek için var güçleri ile çalışıyorlar. Şeytan Amerika, Orta Doğu’ya yönelik hedeflerini BOP’la uygulamaya sokmak için İsrail üzerinden bütün kirli yöntemleri kullanıyor. Başta Orta Doğu’da bulunan İslam ülkelerini, Müslüman toplumlarını Filistin üzerinden, Gazze üzerinden, Kudüs üzerinden alabildiğince kışkırtıyor, provoke ediyorlar. Yaptıkları zalimlikler ve ettikleri zulümler, çıkardıkları fesat ve fitne ile bölgeyi kan gölüne çeviriyorlar, ve “Tanrıyı kıyamete zorlamak” için ellerinden gelen bütün şeytani planlarını devreye alıyorlar. Gözümüzün önünde, açıktan, açıkça yalnız ve yalnızca Müslüman katliamı yapıyorlar. Ve dahi uluorta bir ırkı ortadan kaldırmak için Filistin soykırımı yapıyorlar.
Siyonistler, Filistin ve Gazze halkını topraklarından çıkarmak için akıl almaz zalimlikleri yaparlarken, zengin, varlıklı, Müslüman devletler bu Siyonist zulme, yapılan bu aşağılık ve alçak vahşeti seyrediyorlar. Kınamaktan, telin etmekten başka hiçbir fiilde, icraatta bulunmuyorlar. Çok şeylerinde olduğu gibi bu savaşın neticesini de “Allaha havale ve beddua ediyorlar.” Allah’u Teâlâ Kur’an’da şöyle buyuruyor... Ehl-i Kitabın hepsi bir değildir. (Âl-i İmran, 3/113). Milliyetçi, Vatansever ve de Müslüman kardeşim. Ehl-i Kitabın hepsini aynı düzlemde, aynı çizgide, aynı kategoride görme. Her müslüman geçineni Müslüman görmek, Kur`anî gerçeklere, tarihî realiteye ve insan aklına muhalif olmak demektir. Bakın, dünyanın ve yeryüzünün gelmiş geçmiş en alçak, en aşağılık sömürgeci Milletleri birbirlerine milli, ırkı ve dini desteklerini açıktan veriyorlar. Savaş gemileriyle, uçak gemileriyle, geliştirilmiş tanklarıyla o küçücük toprak parçası Gazze’yi kuşatma altına alıyorlar, füzeleriyle gece gündüz vuruyor, ateş altında tutuyorlar. Geliştirdikleri en ağır silahlarıyla ve tahrip gücü yüksek (ve de kimyasal) bombalarıyla o dar alanda sıkışmış savunmasız insanların, masum sivillerin, çocukların, bebeklerin tepelerine bomba yağdırıyorlar. Kan kokusu almış köpek balıkları gibi, hareket eden her canlıya saldırıyorlar. Zalim İsrail Hükümeti, yıllardır tam ablukaya aldığı Gazze’de elektrik ve suyu keserek, ilaç ve gıda başta olmak üzere yapılan insani yardımların erişimine engel oluyor, tam bir insanlık ve savaş suçu işliyor... Birleşmiş Milletler Teşkilatı ne yapıyor? Sözde acil toplanıp, “Gazzelilerin, çektikleri korkunç acının azaltılması için "Orta Doğu`da acil insani ateşkes" çağrısı yapmaktan başka ne yapıyor? Zalim İsrail, düzenledikleri hava saldırıları ve yoğun bombardıman ile okulları, sağlık tesislerini ve hastahaneleri vuruyor. Çünkü korkuyorlar.
Terörist İsrail, ellerinde gelişmiş, yakıcı ve yıkıcı en güçlü silahlara sahip olmalarına rağmen Filistinli bir çocuğun elindeki saban ve taşından korkuyorlar. İçlerinden atamadıkları, Müslümanın öfkesinden korkuyorlar... İsrailliler, Yahudiler ve Siyonistler ve dahi batı ikiyüzlüdür. Yüzlerinde onlarca, yüzlerce, binlerce maskelere sahiptirler. İsrail, Gazze Şeridi’ni bombalamaya devam ederken, geçtiğimiz birkaç gün içinde «El Ehli Baptist Hastanesi’ne» düzenlenen ve en az 500 sivilin hayatını kaybettiği hava saldırısının arkasında İslami Cihad örgütünün olduğunu ileri sürüyor. Dün söyledikleri «Hastanede Hamas’ın saklandığı için hava saldırısı düzenledikleri» sözlerini bugün utanmadan inkâr ediyorlar ve dahi bütün dünyanın gözlerinin içine baka baka yalanın daniskasını, en alasını söylüyorlar... Müslüman olduğunu söyleyen kardeşim, her zaman hatırla ve dahi unutmayasın diye söylüyorum: Eshab-ı Kiram’a (Sahabe) kendisini «Ehl-i Beyt’in» aşığı olarak tanıtarak müslümanlar arasında ilk fitne çıkaran Abdullah bin Sebe isminde Yemenli bir Yahudi’dir. Allah’u Teâlâ Kur’an’da şöyle buyuruyor... Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar. İçinizden kim onları dost edinirse, o da onlardandır. Allah zalim topluluğa hidâyet etmez. (Maide, 5/51) Peygamberler şehri, dinlerin merkezi Kudüs’ü işgal eden, işgal etmekle kalmayıp Filistinli müslümanların evlerine el koyan, yakıp-yıkan, Filistin halkını topraklarından atan, sonra da toplama bir kalabalığı, yığma bir güruhu getirip «yerleşimci» diye dünyaya yutturmaya çalışan zalim İsrail’in taa kendisidir... İçimizdeki kin, nefret ve öfke gitgide, alabildiğince, çığ gibi büyüyor... Ve İsrail, Gazzelilere, Filistinlilere, Müslümanlara yaşattıkları, tarihte benzeri olmayan bu vahşeti durdursa da durdurmasa da... İçimizdeki kin sönmeyecek, İçimizdeki öfke dinmeyecek Ve dahi içimizdeki nefret asla zaman aşımına uğramayacak.
|