Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (272)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1667)


Dış Politika - ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 22.11.2017 20:35:56

NATO, `Müttefik Haçlılar Ordusu`

NATO, `Müttefik Haçlılar Ordusu`
22 Kasım 2017 Çarşamba

Kuzey Atlantik Paktı olarak da adlandırılan NATO`nun kuruluşu üzerinden 68 yıl geçti. Türkiye ise üyelikte 65`inci yılını doldurdu.
SSCB`nin Ardahan, Kars ve Boğazlar üzerinde hak iddia etmesi ve bu konuda talepte bulunması, Türkiye`yi somut bir adım atmaya zorladı. 
Atılan bu somut adım ise şüphesiz NATO`ya başvurmaktı. 
Çünkü Türk siyasileri biliyorlardı ki, SSCB tehdidini bertaraf etmenin tek yolu NATO`nun 5. Maddesinden geçiyordu.
NATO ortaklık antlaşmanın en önemli maddesi olan 5. Maddeye göre; ``NATO ülkelerine yönelik herhangi bir saldırıya karşı üye ülkeler beraber hareket edecek ve beraber mücadele edecekler´´ şeklinde düzenlenmişti.
Yani, Türkiye`nin NATO`ya katılmasının en önemli sebeplerinden biri 5. Maddedir. 
NATO`ya üye tek Müslüman ülke Türkiye`dir. 
Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti ve dolayısıyla Türk Ordusu, NATO`ya katıldığı günden itibaren, bu askeri birliğe gerek lojistik, gerek stratejik, gerek de asker gücü olarak pek çok fonksiyonel destekte bulunmuştur.
Türkiye`nin 65 yılda NATO`ya katkıları ve NATO`dan aldıklarından çok daha fazladır. 
Türkiye sorumluluklarının bilincinde hareket ederek üstlendiği görevleri hakkıyken yerine getirmiş bir üye ülkedir. 
Osmanlı`yı bir plan dahilinde parçalayıp topraklarını paylaşan emperyalist devletler, Türkiye`yi NATO`ya Sovyetler Birliği (SSCB)`nin yayılmacı politikalarından kaynaklanan korkuları sebebiyle almışlardı. 
Çünkü bölgede Sovyetler Birliği`nin sıcak denizlere ulaşmasını ve bölgede etkin bir şekilde yayılmasını önleyebilecek güçlü ordusu olan bir başka ülke yoktu.
Ancak bu kabul o kadar kolay olmadı. 
Türkiye, NATO`ya girmek için Kore Savaşı`nda ağır bir bedel ödemişti. 
721 şehit, 175 kayıp, 2147 yaralı, 234 esir, 346 hasta ile sonuçlanmıştır.
NATO`ya yaptığımız ilk başvuru reddedildi. Türk Ordusu gücünü NATO üyesi olmadığı halde katıldığı Kore Savaşı`nda göstermiş ve kendini bu büyük başarıları sonucu kabul ettirmişti.
Yani ihtiyaç duyulduğu için ve de kendi güvenlikleri için bir mecburiyet hasıl olduğundan Türkiye, NATO`ya kabul edilmiştir. 
TÜRKİYE KARŞITLIĞI NATO`YA TAŞINDI
Sovyetler Birliği`nin dağılması ve NATO`ya karşı kurulan Varşova Paktı`nın çöküşü dengeleri sarstı.
ABD ve AB öncülüğündeki Batı emperyalizmi ve onun askeri gücü kabul edilen NATO yeni bir konsept değişikliğine gitti. 
Bu yeni konseptte, NATO`nun düşmanı değişti ve yeni hedefler ve yeni ilişkilere yöneldi. 
ABD ve AB`ye üye devletler nezdinde Türkiye karşıtlığı bir tavır kendini gösterdi.
İlerleyen süreç içinde bu tavır düşmanca bir tutuma dönüşecek kadar ileriye taşınmıştır.
Türkiye karşıtlığı politikalar ve Türkiye`yi güçsüz bırakma adına yapılan karalama kampanyaları maalesef NATO`ya da taşınmıştır. 
Bunun en bariz örneği NATO`da yaşanan skandaldır. 
İlk Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk ile hâlihazırdaki Cumhurbaşkanımız Sayın R. Tayyip Erdoğan`ın &8216;düşman liderler` listesinde gösterilip hedefe konması Türk milleti ve devletine yapılabilecek en büyük hakarettir. 
Bu açık ve net olarak bir düşmanlıktır. 
Bu alçakça saldırı karşısında NATO acilen toplanıp tüm üye devletleri bu skandalı ortak bir açıklamayla kınamalıydı, ama bilinçli olarak yapılmadı.
Ayrıca, bir araştırma komisyonu oluşturulmalı ve yapanlar ile yaptıranlar en ağır cezalara çarptırılmalıdır.
Bunlar yapılmadan NATO Genel Sekreterinin özür dilemesiyle bu iş geçiştirilmeye çalışılıyor.
NATO, disiplin çerçevesinde emir komuta içinde hareket eder. 
Yaşananlar iki memurun işi değildir ve olamaz. 
Bu skandal, siyasi ve askeri alanlarda derin bir hesaplaşmanın dışa vuruşudur. 
Türkiye`nin 65 yıllık NATO tarihi geçmişinde böyle bir olay yaşanmamıştır. 
Çünkü o zaman, Türk Ordusuna ihtiyaç vardı. 
Bugün ise şartlar değişti ve Sovyetler Birliği gibi bir tehdit de artık yok. 
Bana göre NATO`da yaşanan bu skandal ABD ve AB içindeki ciddi boyutlara ulaşan Türkiye karşıtlığının bir devamıdır. 
AB içinde olduğu gibi NATO`da da Müslüman bir ülkenin varlığı hazmedilemiyor.
Ayrıca, Türkiye karşıtı bu güçler, ``Biz kovmayalım, rahatsız edelim kendileri çekilip gitsinler´´ ortak görüşü doğrultusunda bu skandal bir plan içinde gerçekleştirilmiştir. 
Bütün bunlar gösteriyor ki:
NATO, sadece Batı emperyalizmine hizmet eden Müttefik Haçlılar Ordusu`na dönüşüyor. 
 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.