Yeni Başkan ile yeni dönemde Türk-ABD ilişkilerinin seyri
Yeni Başkan ile yeni dönemde Türk-ABD ilişkilerinin seyri
ABD seçimleri tamamladı. Ben bu yazımı hazırlarken hem oy sayımı hem de seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla bazı seçim bölgelerinde itirazlar ve tartışmalar devam ediyordu.
Trump, çok erken zafer ilan etmişti. Jeo Biden ise “Kazandığımızı tahmin ediyorum ama sayım henüz netleşmedi, beklemek zorundayız” diyerek ihtiyatlı bir açıklama yapmıştı.
Oy sayımı tamamlansa bile itirazlar nedeniyle Yüksek Mahkeme’nin itirazlarla ilgili kararları sonuçları belirleyecek.
Bu gelişmelere göre; seçimler karakolda değil, ama mahkemede bitecek.
Ancak tüm emareler, küçük bir oran farkıyla Jeo Biden’in kazandığını gösteriyor.
Başkan Donald Trump’ın siyasi görüş ayrılığı gerekçesiyle Twitter üzerinden kullanıcılara ulaşımı engellendiği gibi ABD’deki ana akım medya şimdiden Jeo Biden’i Başkan ilan etti bile…
Anlaşılan o ki küreselciler, Donald John Trump’ın kalemini kırmıştır.
Filistin halkını yok sayıp Siyonist İsrail’in işgali meşrulaştırma adına Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi, Suriye’nin toprağı olan ve İsrail’in işgali altındaki Golan tepelerini İsrail’in toprağı olarak tanıması ayrıca: İran ile yapılan Nükleer Anlaşma’yı feshetmesi. Bütün bunların yanında, Türkiye’ye ihanet anlamına gelen PKK terör örgütüne binlerce TIR silah göndermesi gibi hukuk dışı tavır ve küstahça kararları almış olması onun tekrar başkan olması için yeterli olmadı.
Şimdi sıra daha büyük ihanetler için kullanılmak üzere Bay Jeo BIDEN’de.
YENİ DÖNEMDE NELER YAŞANABİLİR?
Elbette Jeo Biden döneminde İsrail – Filistin sorunu ve Rusya ile S-400’ler üzerinden kurulan yakınlaşma ilişkileri başta olmak üzere Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz ve Kıbrıs ile Ortadoğu bağlamında Suriye gibi sorunlu konularda Ankara, Washington’un büyük baskısına maruz kalacağı kesindir.
Ancak, tüm olumsuzluklara rağmen Türk-Amerikan ilişkileri tarihi ve stratejik öneme sahip olduğu bir gerçektir.
Bu gerçek hem Türkiye hem de ABD’nin dış politikadaki en önemli taşıyıcı kolanlarındandır.
ABD’de başkan ve yönetimi hiç şüphesiz etkin bir güce sahiptir. Ancak ABD’nin derin yapıları devletin kurulu politik düzenini Başkan veya yönetiminin bozmasına müsaade etmez.
Biden, NATO üyesi Türkiye’yi bir köşeye atıp da cezalandıramaz. Bu ne onun haddidir ne de buna gücü yeter.
Unutulmasın ki; değişen dünya dengeleri ve oluşan yeni stratejik konseptler bağlamında “Ben de varım” dayen, itiraz edebilen, sorgulayan ve teslimiyetçi politikaları kabullenmeyen bir Türkiye var.
Kısacası: Türkiye eski Türkiye olmadığı gibi müstemleke bir ülke de değildir.
Bunu en iyi bilenlerden birisi de Jeo Biden’dir.
Biden, aralıksız 46 yıl senatörlüğün yanında Dış İlişkiler Komisyonu Başkanlığı ve 8 yıl Başkan yardımcılığı yapan deneyimli bir politikacı olarak Başkan olduktan sonra sorumluluğunun gereğini yerine getirme adına daha dengeli ve seviyeli bir devlet adamı olmaya dikkat etmek zorunda olacaktır.
Bay Biden ile daha makul ve anlaşılabilir ilişkiler kurulabileceği yönünde iyimser sinyaller gelmeye başladığı görüşündeyim.
Jeo Biden, Türkiye’nin stratejik öneminin farkında, bu nedenle ülkesinin çıkarları uğruna Türkiye’yi çok fazla rencide etmek istemeyecektir.
Bana göre Yunan lobiciliğinin öncüsü olarak bilinen Jeo Biden döneminde Türkiye –ABD ilişkilerinde çok radikal bir değişiklik olacağını sanmıyorum.
Bu gerçekten hareketle yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinde mantık ekseninde geliştirilecek çözüm odaklı politikalar ve mekanizmalar olacağı inancındayım.
|