Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10791
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2278) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1671)


Dış Politika - Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 26.04.2017 19:36:07

``Avrupa`ya göre, Erdoğan öldürülmeli´´

``Avrupa`ya göre, Erdoğan öldürülmeli´´
26 Nisan 2017
 


Avrupa`dan yine çatlak bir ses, yine düşmanca bir tavır, yine siyasi bir ahlaksızlık ve yine faşizmin hortlaması...
Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) siyaset bilimi uzmanı olarak takdim edilen Philippe Moreau Defarges adlı alçak, canlı yayında infiale yol açacak cümleler sarfetti.
&8216;BFM Business` adlı ekonomi kanalında Türkiye`nin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin mümkün olmayacağını, Türkiye`de bir tıkanıklığın olacağını iddia etti. 
Ayrıca ``O zaman geriye ya iç savaş ya da bunu söylemek zor ama onun (Erdoğan) öldürülmesi kalıyor´´ gibi insanlık adına utanç verici ifadeler kullandı.
Bu haddini bilmez, seviyesiz ve ahlaksız kişi, aslında birilerinin iddia ettiği gibi akli dengesi bozuk falan değil, tam aksine Avrupa`nın içinde bulunduğu cinnet halini seslendiren sözüm ona akıllı bir şahsiyetsizdir.
Diğer bir ifadeyle, onun bu hezeyanları aslında Avrupa`nın iflah olmaz hastalığı olan Faşizmin dışa vuruşudur.
Avrupalı hain odakları, Philippe Moreau Defarges, denen hadsizin veonun gibilerininbu küstahça saldırıları fikir özgürlüğü üzerinden sıradanlaştırılmak istenmektedir.
Manşetlere taşınan o iğrenç ve tiksindirici ifadeler, terörü ve anarşiyi körükleyen söylemler Avrupa`nın gerçek yüzünü ortaya koymaktadır.
Ne hazindir ki; Avrupa başkentlerinde bu ve benzeri hezeyanlarda bulunan kişilere karşı hâlâ herhangi bir hukuki işlem başlatılmamıştır. 
Bu yanlış ve yanlı tutum, Avrupa`nın seviyesizliğinin ve siyaseten iflasının bir göstergesidir.
Son yıllarda, bilhassa referandum öncesi ve sonrasında yaşanan antidemokratik uygulamaların emrini verenlerin bu densizden geri kalır yanları yoktur.  
Avrupa medyası ve siyasi bazı çevrelerin, Erdoğan`ı itibarsızlaştırıp halk desteğini düşürme amaçlı karalama kampanyalarını yürütürken yapılan pervasızca beyanlar ahlak yoksunluğudur.  
NEDEN ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın liderliğindeki Türkiye`de hiçbir şey eskisi gibi devam etmedi. 
Yani Türkiye, Avrupa`nın istediği gibi sürekli sömürge kalmasından ve birilerinin tüketim ülkesi olmasından vazgeçti ve kendi ayakları üzerine durmaya ve bağımsız kalmaya karar verdi.
Bu süreçte Türkiye,AB`ye tam üyelik konusunda tek taraflı karar alma döneminin bittiğini ilan etti.
Böylece; AB üyesi ülkelerin ve AB bünyesinde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların siyasi baskıları, hakarete varan ağır eleştirileri, onur kırıcı ve dayatmacı politikaları reddedildi.  
Velhasıl Türkiye,``Böyle geldi ama böyle devam etmeyecek´´ diyerek Avrupa`nın gözüne baka baka yeni seçeneklere yöneldi.
Aslında buna mecbur edildi.
Türkiye`nin bu tavrı, Batılı emperyalist devletleri ve uyduları olan AB`yi çok ciddi anlamda rahatsız etti. 
Türkiye`nin yeni önerilerini tartışma ve bir uzlaşma yolunu bulma yerine Almanya`nın liderliğindeki AB, Türkiye`ye karşı siyasi ve ekonomik operasyonlar başlatmaya karar verdi. 
Amerika ve İngilterede kısmen aynı yolu takip etti. 
Rusya ve Çin ise bu süreçten nasıl kazançlı çıkarım hesapları yaptılar, yapıyorlar. 
Referandum süreci ve sonrası siyasi baskıların yanında Türkiye ekonomik açıdan izole edilmeye çalışıldı. 
Ekonomiyi yavaşlatıp güçsüzleştirmek için operasyonlar başlatıldı.
Kısacası, Türkiye ile ilgili bütün bu gelişmelerin mimarı Sayın Erdoğan, olarak görüldüğü için ona düşman oldular.
Teslim olmadığı ve onların karşısında eğilmediği için hâlâ ona kinleri devam ediyor.
İçişlerimize müdahalelerinin ve referanduma taraf olmalarının sebebi de ``Erdoğan`sız bir Türkiye´´ hayal etmeleriydi.
Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan`ı hedef almalarının sebebi, Avrupa`ya rağmen onu Türkiye`nin değişimin mimarı olarak görmelerindendir. 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.