Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Prof. Dr. Ata ATUN, Kıbrıs İlim Ün - (Ziyaretci) 18.12.2023 13:05:02

AB’de Anlaşmazlıklar Devri

AB’de Anlaşmazlıklar Devri
Prof. Dr. Ata Atun

Avrupa Birliği kuruluşundan yaklaşık 72 yıl sonra “Duraklama Devri”ne giriyor sanki.
Bilindiği üzere İngiliz halkının homurdanmasından sonra, Avro bölgesine girmeyerek, Şengen bölgesi dışında kalmak kaydı ile AB üyeliğini devam ettiren İngiltere AB’den ayrılmıştı.

İtalya, İspanya ve Portekiz de “Biz kendi paramızı kullanmak ve yönetmek istiyoruz” diyerek Avro bölgesinden çıkmak için fırsat kollamaya başladılar.

Almanya’nın yeni Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer’in, “”Alman ordusunun mevcut haliyle Almanya’yı da NATO ülkelerini de savunacak güce sahip olmadığını, Almanya’nın İHA teknolojilerine yatırım yapması gerektiğini ve “Bizim Avrupalılar olarak köşeye çekilip ‘nasıl olsa Amerika yapar` deme zamanımız geride kaldı” şeklindeki açıklaması durumun vahametini ortaya koyuyor.

Avrupa Birliği ve Güney Amerika Ortak Pazarı (MERCOSUR) ülkeleri, yaklaşık 20 yıldır “Ticaret Anlaşması” için görüşüyorlar ancak henüz bir sonuç alınmış değil. Almanya bu anlaşmanın yapılmasına destek verirken, Fransa ve Avusturya en katı şekilde karşı çıkıyorlar.

Avrupa Birliği`nin ticaret gibi bir konuda dahi anlaşamaması, birliğin daha ileri düzeyde ve daha geniş çapta ticari, ekonomik ve de özellikle dış ilişkiler konusundaki iş birliklerini oluşturamayacağının belirgin bir işareti. Belli ki AB birlik olmanın gerekliliklerini tam olarak yerine getiremiyor.

AB’de ortaya çıkan bu ayrılıklar yeni değil. Geçmişten günümüze kadar, bazen bastırılarak, bazen de sümenaltı edilerek bugünlere gelindi. Geçmişte, özellikle 20. yüzyılda AB, uluslararası siyasi birlikteliklerde “mükemmel” tanımı ile örnek alınırken, 21. Yüzyılın daha ilk çeyreğine ulaşılmadan birçok konuda, ticari, ekonomik, askeri ve siyasi çatlakların su üstüne çıkması hem AB’nin karizmasını çizdi, hem de AB’nin iyi bir “Siyasi Birliktelik” örneği olmadığını gözler önüne serdi.

AB’nin bu aşamadan sonra var olan sorunları çözüp “daha kapsamlı ve mükemmeliyeti yakalamış bir siyasi birliğe” doğru yol alması mümkün değil ve pembe bir hayal.

Türkiye için ise bu durum, mevcut sorunları kazanıma çevirmek için büyük bir fırsat ve Türkiye bunu başarabilecek ekonomik, siyasi, teknolojik ve askeri güce sahip. Önümüzdeki yıllarda AB, Türkiye’nin peşinde koşmaya başlarsa hiç şaşmamak gerekir.

Artık Türkiye, tüm bu gelişmelerden ve AB içindeki çatlaklardan sonra AB’ye üye olmak isterse üye ülkelerin tümünü ikna etmesi gerekmeyecek. AB’yi oluşturan ülkelerin önde gelenlerinden birkaç tanesi ile anlaşmaya varması, Türkiye’ye AB üyeliğinin ve de Gümrük Birliği anlaşmasının Türkiye’nin istediği gibi güncelleştirilmesinin kapısını kolayca açtıracak.

Haziran 2024’de yapılacak olan Konsey toplantısında “Oy birliği” yerine salt çoğunluk aranacak olması, AB`nin, şimdiden 27 üyesinin onayını almadan Ukrayna ve Moldova ile üyelik müzakerelerine başlaması kararını alması, bugüne kadar kendi çıkarları doğrultusunda “Veto” kozunu fütursuzca kullanan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gibi ufaklık üyelere de bir “dur ve kendine gel” mesajı olacak gibi…

Prof. Dr. (İnş. Müh.), Doç. Dr. (UA. İliş.) Ata ATUN
KKTC Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
KKTC Cumhuriyet Meclisi 1. Dönem Milletvekili


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.