Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10762
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2267) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (834) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3425) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (272)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1666)


Dış Politika - Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 14.03.2021 00:15:47

AİHM’in kararları ve AP’nin Türkiye karşıtlığı

AİHM’in kararları ve AP’nin Türkiye karşıtlığı

Bir yanda ABD ve AB’nin her konuda olduğu gibi son zamanlarda Türk yargısına müdahaleleri diğer yandan siyasi çevrelerinin pervasız açıklamalarında olduğu gibi medyada yer alan küstahça yorumlarda tehditkar mesajlara yer verilmesi, devletler hukukuna aykırı ve Viyana Konvansiyonel devletler sözleşmesini ihlal anlamına geldiği için de ayrıca bir suçtur.

Bilhassa ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Price ve Avrupa Birliği Komisyonu Dış Politika Sözcüsü Nabila Massrali’ın AİHM’in aldığı nihai karar doğrultusunda eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın derhal serbest bırakın şeklinde emir niteliğinde ve tehditkar çağrıları ise seviyesizlik ve küstahça bir tavırdır.

İçişlerimize müdahale, Türk yargısını itibarsızlaştırma ve aşağılama gibi ahlak sınırlarını aşan davranışlar elbette çok üzücüdür ancak daha üzücü olan ise bizim bazı siyasilerin, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulaması gerekir. Çünkü taraf olduğu sözleşmeye, demokrasiye sahip olduğu için taraf oldu. AİHM ile Türk yasaları arasında bir çelişki olduğunda ‘AİHM’in kararı esas alınır” şeklindeki hezeyanlarıdır.

Bizim o bazı siyasiler ya çok doğrucu, ya işbirlikçi veya ahmak.

Çünkü; uluslararası kurum ve kuruluşların her birinin varlık sebeplerinden habersiz ve gerçek niyetlerinin ne olduğunu anlayacak derin bilgi birikimine maalesef sahip değildir.



Elbette, Türkiye sorumluluklarını yerine getirmelidir ancak AİHM, kuruluş ilkelerine bağlı ve aldığı kararlarda adalet ve hakkaniyetin olması şarttır.

Eğer AİHM kararlarında adalet yerini bulmuyor ve tartışmalara yol açan çifte standart söz konusu ise Türkiye o kararlara uymak zorunda değildir.

Çünkü AİHM, kararlarını hukuk temel esas alınarak değil, ülkelere göre ve o ülkelerle Batılı ülkeler ile ilişkileri üzerinden veriyor.

Yani AİHM’in kararları hukuki değil siyasidir.

Bu durum ise Avrupa’nın Türkiye’ye bakışındaki ikiyüzlülüğünü ifade eder.

AİHM’in sadece iki önemli kararını burada örnek olarak vermem sanırım AİHM’i anlamak ve Türkiye’ye karşı takınılan düşmanca tavrın anlaşılması için yeterli olacaktır.

Şöyle ki:

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş için suçu tescilli olan bu katili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 10. Maddesi’nde belirtilen ‘ifade özgürlüğü’ hükmüne atıfta bulunarak, “Fikir suçlusudur ve tutuklanmak suretiyle fikir özgürlüğü kısıtlanmıştır” hükmüne vararak “derhal serbest bırakılmasına” karar vermiş olmasıyla AİHM, bir hukuk skandalına daha imza atmış oldu.

Ancak aynı AİHM, 2003 yılında, Bask bölgesinde faaliyet gösteren Herri Batasuna partisinin milletvekilleri için

AİHM 5. Dairesi, 30 Haziran 2009’da “bir siyasal partinin yöneticileri terörist saldırıları kınamaktan kaçınmasının bazı durumlarda terörizmi zımnen desteklemesini gerekçe göstererek İspanya Yüksek mahkemesinin verdiği cezaları ise onayladı..

Unutulmasın ki: Demirtaş denen kişi ve dokunulmazlıkları kaldırılan HDP milletvekilleri, propagandasını yaptığı ve kanlı eylemlerine çağrı ve kışkırtmalarıyla destek olduğu bölücü terör örgütü PKK, Avrupa Birliği’nin ‘terör örgütleri listesi’nde yer almaktadır.

Diğer bir tartışmalı karar ise HDP’lilerle ilgili fezlekeler ve dokunulmazlıklar konusudur.

Her fırsatta AİHM’in kararlarını Türkiye’ye hatırlatıp baskı yapan aynı Avrupa Parlamentosu, HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması konusunda tepki verirken; Avrupa Parlamentosu’nun (AP) ayrılıkçı Katalan milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmasını onaylaması, AİHM ve Avrupa parlamentosunun ikiyüzlü yaklaşımının en bariz örneğidir.

AİHM’in Türkiye söz konusu olduğunda aldığı hukuk dışı kararları ve Avrupa Parlamentosunun siyasi baskı ve düşmanca tavırları çifte standardı gözler önüne serdi ve de sermeye devam ediyor.

Bu yanlı, ikiyüzlü politik tavır ve kararlar devam ettiği sürece Türkiye ne AİHM kararlarına uymaya ne de Avrupa Parlamentosunun hazırladığı raporları ciddiye almak zorunda değildir.

Herkes bilsin ki, karşılıklı çıkar ilişkilerine evet ancak teslimiyetçi baskı politikalarına hayır diyen bir Türkiye var.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.