Almanya`da anti demokratik uygulamalar
Almanya`da anti demokratik uygulamalar 18 Şubat 2017
Başbakan Binali Yıldırım, bugün Almanya`nın Oberhausen şehrinde 10-15 bin kişinin katılmasının beklendiği etkinlikte Almanya`daki Türk vatandaşlarımıza referandumda &8216;evet` oyu vermeleri çağrısında bulunacak. Türkiye`de anayasa değişikliği ve &8216;Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemi` için yapılacak bu referandum hakkında Almanya`daki Türk toplumunun bilgilendirilmesi ve katılımın daha yüksek olması için bu etkinliğin ayrıca bir önemi bulunuyor. Ancak ne hazindir ki, demokrasinin, özgürlüklerin hamisi ve bütün bu değerlerin koruyucusu ve öncüsü olduğunu iddia eden Almanya`da bazı siyasi çevreler, daha özgür ve daha demokratik bir Türkiye için yapılacak bir referandum hakkında kendi vatandaşlarını bilgilendirmek isteyen Türkiye Başbakanının etkinliğini engellemek istedi. Türkiye`deki demokratikleşme sürecine destek veren Avrupa Türk Demokratlar Birliği`nin (UETD) faaliyetlerini engelleyici siyasi baskılar söz konusu. Bir hukuk devletine yakışmayan ve anti demokratik olan bu uygulamalarından daha acı olanı ise, bu girişimlerin başında Türk asıllı bir Alman vatandaşı olan Cem Özdemir in olmasıdır. CEM ÖZDEMİR, TESCİLLİ HAİNLERDENDİR Skandalları ile gündemden düşmeyen Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, çelişkileri ile de dikkat çekiyor. Şimdi yine devrede ve referandum konusunda bölücü terör örgütü PKK`nın Almanya`daki kuruluşları ile HDP`ye destek veriyor. Cem Özdemir denen bu angut, gazetelere verdiği demeçte, Başbakan Binali Yıldırım`ın Almanya`nın Oberhausen kentinde yapacağı referandum mitingine müsaade edilmesine tepki gösterdi. Etkinliği organize eden Avrupa Türk Demokratlar Birliği`ne (UETD) engel olmak amacıyla siyasi kulis faaliyetlerinde bulunuyor. Cem Özdemir, zaman zaman İslami kuruluşları hedef alan beyanlarda bulunuyor. Almanya`daki Türk toplumunun en büyük dini kuruluşu olan, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği`nin (DİTİB) siyasi bir kuruluş olduğunu iddia ederek hedef gösteriyor. Alman okullarında bu kuruluşa bağlı olarak görev yapan din adamlarını casuslukla suçlayan ilk kişidir. Cem Özdemir, bu saldırılarıyla Alman toplumu tarafından takdir edildiğini sanıyor ama bilsin ki, kendini aldatıyor. Çünkü, aslını inkar eden haramzadeleri hiç kimse takdir etmez. GİZLİ HEDEF, TÜRKİYE İLE BAĞLARI KESMEK Son yıllarda Almanya,Türkiye karşıtı politikalar sürdürüyor. Türkiye`de casusluk suçlamasıyla aranan Can Dündar, firari olarak Almanya`da üst düzey devlet yetkilileri tarafından ağırlanıp vatandaşlık verilmesinin asıl sebebinin ne olduğu hâlâ açıklanmadı. Diğer bir gerçek şu: Almanya`nın PKK terör örgütünü himaye refleksi, FETÖ için de geçerli. FETÖ hakkında bilgi topladıkları iddiasıyla Türk din adamlarına ``casus´´ deyip, evlerinin basılması asla kabul edilir değildir. Almanya`da casuslar ve teröristler korunup himaye edilirken, Diyanet İşlerine bağlı olarak faaliyet gösteren din görevlileri hakkında casuslukla suçlamasında bulunulması, tek kelimeyle utanç verici ve hukuk dışı bir tutumdur. Oysa asıl casus, kendileri tarafından korunan Can Dündar ve FETÖ elebaşlarıdır. Casusluk bahane asıl sebep, DİTİB`in faaliyetleri, Almanların Türkleri asimile etmesine engel olarak görülmesidir. Gizli hedef, Almanya`daki Türk toplumunun Türkiye ile bağlarını kesmektir. Bu yanlış tavırlar, Almanya`nın demokratik bir hukuk devleti görüntüsüne ise gölge düşürmektedir.
|