Almanya`dan Casusluk Suçlaması
Almanya`dan Casusluk Suçlaması 18 Ocak 2017 Mehmet Koçak
F. Almanya ile Türkiye arasında çok yönlü istihbarat alışverişi çok eskilere dayanır. Osmanlı döneminde başlayan bu alışveriş, Cumhuriyet döneminde de aralıksız devam etti. Bilhassa II. Dünya Savaşı sonrası iki Almanya`nın birleşmesi konusunda Almanistihbaratı BND`nin çalışmalarına ve iki Almanya`nın birleşmesinde Türkiye`nin çok önemli katkıları olmuştur. Ayrıca, Almanya`nın Ortadoğu`yu Türkiye`nin sağladığı istihbarat imkânlar sayesinde takip etti, ediyor. Ankara`da Alman istihbaratının büroları olduğu artık gizli değildir. Almanya, bu desteklerden dolayı gizli - açık pazarlıklar sonucu 1960 sonrası Türk İstihbarat Teşkilatı MİT`e F.Almanya`daki Türkiye aleyhtarı örgütlerin faaliyetlerini takip imkânı tanıdı. Yarı resmi bu faaliyetler ayrıca iki ülkenin NATO üyesi olması hasebiyle, bu ilişkiler NATO üzerinden de desteklenmektedir. Alman istihbaratı, topladığı bilgilerin bir kısmını Türkiye`ye verirken, bazılarını vermemeye direndiği de bilinen bir diğer gerçektir. DİYANET`E AĞIR BASKI Siyasi, ekonomik ve iktisadi alanlarda Türkiye`ye karşı düşmanca tavır sergileyen Almanya, şimdi kültürel faaliyetler, din eşitliği ve istihbaratçılık üzerinden yeni tartışmalar başlattı. 1989 yılı sonrasında MİT mensubu oldukları gerekçesiyle Almanya`daki Türk Konsolosluklarında ateşe statüsünde bulunan diplomatların geri çekilmesi notaları verildi. Bazı diplomatlar ise resmen sınır dışı edilmişti. Türkiye`nin de aynı düzeyde karşılık vermesiyle iki ülke arasında istenmeyen gelişmeler yaşandı. 2014 yılından sonra ise Almanya`da oturumlu bazı Türkler, MİT`e bilgi verdikleri için tutuklanmaya başladı. Bunlarla yetinmeyen Almanya bu sefer Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği (DİTİB)`e bağlı Almanya`daki camilerinde görevli bazı imamların, FETÖ taraftarları ile ilgili bilgileri Ankara`daki Diyanet İşleri Başkanlığı`na ilettiği yönündeki suçlamaları gündeme taşıdı. Hedef, Almanya`daki Türk toplumunun asimile olmadan kurtaran kuruluşların başında gelen DİTİB`i baskı altına almak. Almanya, geçen yıl aynı yönde Türk toplumuna hizmet veren İslam Kültür Merkezleri Birliği, İslam Toplumu Milli Görüş, Almanya İslam Konseyi başta olmak üzere Türk ve İslam kuruluşlarına baskınlar düzenleyerek banka hesaplarını dondurmuştu. Hâlbuki bu kuruluşlarda Alman İç İstihbaratının elemanları bulunmaktadır. Camilerin yanında Türk ve İslam kuruluşlarında muhbir arayan ve çeşitli tehditlerle onları kullanan Alman İç istihbarat Örgütü hakkındaşikâyetler söz konusudur. Ayrıca, &8216;Casusluk` ağır bir suçlamadır. Çünkü, bir ülkeye ait mahrem bilgileri toplamak ve bir başka ülkeye servis etme faaliyeti casusluktur. Suçlanan bazı imamlar ise, sadece kendi ülkesi aleyhindeki faaliyetleri, bağlı olduğu kuruma bildirmiş. Bu faaliyet asla &8216;casusluk` olarak değerlendirilemez. Anaokulundan başlayan eğitimde Almanya, vatandaşlarını devletin yardımcı güçleri olarak yetiştirmektedir. Almanya`da bu gibi faaliyetler &8216;Milli Görev` olarak kabul edilmektedir. Her Alman vatandaşı, devleti için zararlı gördüğü her şeyi polise bildirir. İlgili makamlar o kişileri gizli tutar ve korur. Almanya içinde olduğu kadar Almanya dışındaki Alman vatandaşları devletin fahri muhbirleridir. Aynı Almanya, bu gibi faaliyetleri yapan Türkleri ise casuslukla suçlaması ikiyüzlülüktür. Bu suçlamalar üzerinden, demokratik ve sivil bir teşkilat olan DİTİB`i siyasi baskı altına almak veya hakkında inceleme başlatmak ise antidemokratik bir girişimdir. Almanya`nın hukuk devleti görüntüsüne gölge düşürmektedir.
|