Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10788
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2275) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1671)


Dış Politika - Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Ömür ÇELİKDÖNMEZ - (Ziyaretci) 6.03.2022 11:28:06

Almanya`nın ilk kadın Şansölyesi Angela Merkel, Adolf Hitler`in kızı mı?

Ukrayna savaşı, Avrupa’nın çocukluk hastalığı ırkçılık tartışmalarını yeniden gündeme taşıdı. Ukrayna’dan yayın yapan Avrupalı muhabirlerin “bunlar da bizim gibi sarışın mavi gözlü” gibisinden sözleri, Nazi ruhunun halen aktif olduğunu göstermez mi? Bu açıdan “Ari ırk” tartışmaları doğrultusunda “Hitlerin Çocukları” projesinin ayrıntılarından söz etmek yerinde olacaktır.

Lebensborn / Yaşam Kaynağı Projesi…
Hitler’in “ari ırk” projesi iki ayaklıydı. İlk olarak Yahudiler, Çingeneler ve engelliler gibi istenmeyen dezavantajlı grupların ‘temizlenmesi’ gerekiyordu. Bu nedenle 2. Dünya Savaşı boyunca yoğun soykırım kampanyaları düzenlendi. Ari ırk projesinin ikinci ayağını ise ‘istenen’ niteliklere sahip bir ırk yaratılması oluşturuyordu. Bu proje ise ‘Lebensborn’ olarak kodlanmıştı. Türkçesi “Yaşam Kaynağı” olan proje ile Nazi ırk temizliğine ve sağlık ideolojisine dayanan "ırksal olarak saf ve sağlıklı" olarak sınıflandırılan kişilerin sayısı çoğaltılmaya çalışıldı.

Programa dahil olan heim/yuva’lar, en başta SS subaylarının eşleri için bir doğum ve çocuk bakım ünitesi işlevi görüyordu. Bunlar, zamanla evlilik dışı ilişkilerden hamile kalan Alman kadınlarının, çocuğun ‘ırksal değerini’ ispatladığı takdirde doğumunun ve bakımının üstlenildiği, çocuğun da rejimin değerlerine göre yetiştirildiği yuvalara dönüştü. Kimi zaman, gencecik Alman kızlar, “Führer’lerine bir çocuk ‘hediye etmek” için hamile kalıyor; ardından da bu evlere gidiyorlardı. Bazı örneklerde de evlilik dışı ilişkilerden hamile kalanlar, toplum baskısıyla karşılaşmamak için geliyorlardı.

Lebensborn evlerinde çok sayıda çocuk dünyaya getirildi ve eğitildi. Lebensborn projesi kapsamında seçilmiş kızlar, seçilmiş erkekler ile çiftleştirilerek doğan bebekler, özel eğitime tabi tutuluyordu.



İlk Lebensborn evi / Heim Hochland, 1936 yılında Münih`te bir köyde kuruldu. 2. Dünya Savaşı ile işgal altındaki diğer Avrupa ülkelerinde de bu evlerden açıldı. İdeolojik olmanın ötesinde askeri ve ekonomik amaçları olan program ile artan kürtaj ve doğum oranlarının düşmesi ile yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalan Kuzey Irkı`nın (Nordik-Germen) kurtuluşu ve ıslah edilmesi amaçlanmıştı. Projenin akıl hocası Himmler şöyle der "amacımız Alman kanını korumak olduğuna göre kürtajı engellemek, en önemli görevdir"

Almanya`daki Lebensborn`larda doğanların sayısı yaklaşık 10 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. 1940`lardan sonra Nazi işgalindeki Norveç`te de 10 bin kadar üstün ırk çocuğu dünyaya geldi. Çünkü Lebensbornları kuran, Hitler`in İçişleri Bakanı, Gestapo Şefi Heinrich Himmler, Norveçliler`in Viking kanına bayılıyordu.

Alman askerlerinin Norveçli kadınlarla birlikte olmasını emrediyordu. Üstün ırkın gayrimeşru çocuklarının doğduğu evlerden Fransa, Belçika, Lüksemburg`da onlarca vardı. Bu proje çocuklardan bazıları ailelerinden kopartılıp bu merkezlerde Almanlaştırıldılar. Tıpkı antik Yunanistan’daki Isparta’da olduğu gibi engelli çocuklar ölüme gönderildi. O günlere ait belgelerin çoğunluğu savaşın son günlerinde yok edildi.

Ünlü jinekoloğun “Üreme Tezi” Hitler için kullanıldı!..
Avrupa basını, Fuhrer`in mümkün olduğu kadar çok çocuğu olduğunu hep yazdı. Bu projenin yürütücüsü jinekolog Karl Klauberg`ti. Suni tohumlama teorisini aktif olarak inceliyordu. Carl Clauberg dünyanın önde gelen üreme doktorlarından biriydi.

SS şefi Heinrich Himmler , Dr. Carl Clauberg `e toplama kampının kadın mahkûmları üzerinde çeşitli deneysel yöntemlerle suni dölleme yapması konusunda bir emir verdi. Bu talimatın arka planında Hitlerin spermlerinin ölümsüzleştirilmesi vardı. Clauberg; Auschwitz toplama kampında Yahudi ve Roman kadın denekler üzerinde toplu kısırlaştırma projesi üzerinde çalıştı. Alman ari ırkını korumak için girişilen sterilizasyon tedavisi ile kusurlu görülen ırklar kısırlaştırılıyordu. Dr. Clauberg; anestezi olmadan formaldehit preparatlarını deneklerin rahimlerine enjekte etti.



Jinekolog Carl Klauberg’ın başında bulunduğu Nazilerin suni dölleme konusundaki gizli çalışmaları, savaş sonrası Alman nüfusunun azalıyor olması nedeni ile yeniden aktive edildi. Bu projenin kapsamını genişletildi. Bu amaçla Müttefiklerin bilgisi ve oluru dâhilinde dünyanın önde gelen üreme doktorlarından, suni tohumlama teorisi üzerinde toplama kamplarında deneyler yapan Carl Clauberg/ Karl Klauberg yeniden görevlendirildi.

Carl Clauberg, savaş suçlusu olarak Sovyet Mahkemeleri tarafından tutuklanmıştı. Nazilerin suni dölleme konusundaki gizli çalışmaları ve Adolf Hitler`in dondurulmuş spermlerinin canlandırılması karşılığında 7 sene hapis cezasından sonra serbest bırakıldı. Sovyetler Birliği’nden esir tutulduğu kamptan Batı Almanya’ya gönderildi. Hitler’in soyu CIA’da odaklanmış Alman istihbaratının kararı doğrultusunda Suni Döllenme ile sürdürüldü.

Bu nasıl olabilirdi? CIA neden Hitler’in soyunun devamını istesin?
Bu sorunun cevabı Hitler’in istihbarat şefi Reinhard Gehlen’in pozisyonu ile ilgili. Nisan 1945 tarihinde Hitler intihar edince Gehlen de ordu komutanlığından ayrıldı. Mart ayında Gehlen ve casusları, pek çok gizli SSCB belgesinin mikrofilmini çekti ve bunları Avusturya Alpleri`nde çelik bavullara gizledi.



Gehlen, Mayıs ayında bu bilgileri Amerikan ordusundaki meslektaşlarına teslim etti.

O dönem Sovyetlerle ilgili fazla bilgiye sahip olmayan Amerikalılar, bu bilgilerden ötürü Gehlen`e minnettar kaldı. Gehlen, sadece istihbarat dosyalarını değil, Alman silah sanayisinin tüm bilgilerinin yanı sıra, Nazi doktorların toplama kamplarında yaptıkları deneylerin sonuçlarını ve raporlarını ve yöntem bilgilerini de CIA’ya teslim etmişti. CIA içinde önemli bir konum ve rol üstlenen Gehlen ve ekibi, Führerlerinin aziz hatırasını yaşatmak için bu yola başvurmuşlardı.

Almanya’nın ilk kadın Şansölyesi Angela Merkel, Hitlerin Kızı mı?
Hitler`in şimdiye kadar bilinen iki çocuğu hakkında yüzlerce haber yapıldı. Bunlardan biri de Almanya`nın ilk kadın Şansölyesi Angela Merkel’in Hitlerin kızı olduğuna dair iddialarla ilgiliydi.



-Angela Merkel’in Adolf Hitler’in kızı olduğu ve fotoğrafta Hitler’in yanında görülen kız çocuğunun Merkel olduğu iddia edilmişti.-

Hatta Merkel ile neredeyse tıpatıp benzeşen kız çocuklarının resimleri yayınlandı. Bu iddiaların ilkinde Hitler’in ölümünden önce bir kız çocuğu ile çekilmiş bir resim, kaynak gösterildi. Ancak resmin çekildiği tarih ile Angela Merkel’in resmi doğu tarihi arasında neredeyse 10 yıldan fazla bir süre farkı vardı.

İkinci iddiaya göre Hitler, 1944’te Berlin’de kuşatıldığı Führerbunker/Liderin Sığınağı`nda ölmedi. Ölen şahıs, kendisine çok benzeyen uşağı ve aynı zamanda onun dublörüydü. Başka “SS”ler ile Arjantin’e kaçmıştı.1957’de uzun bir hayattan sonra, Hitler, bir trafik kazasında öldü.

Arjantin’e Eva Braun ve 1942 doğumlu kızları Ann ile birlikte gittiler. Orada Hitler’in üç kızı daha oldu. Onlar “Anavatan’da” yetiştirilmek üzere Almanya’ya getirildi. İsimleri: Angela, Theresa ve Dalia idi. Angela Merkel’in Adolf Hitler’in kızı olduğu iddiası 2016 yılında (Donald Trump’ın kazandığı ABD Başkanlık seçim süreciyle birlikte) sosyal medyada paylaşılmasının ardından yaygınlık kazanmıştı.

Diğer üçüncü iddia ise Hitler’in baldızı Gretl Braun’un Hitler’in ölümünden sonra spermlerini yüklenmesi şeklinde.

Ancak burada da bilgi kirliliği söz konusu. Oysa görünür hikaye, daha farklı. Hitler’in baldızı Gretl Braun, Kurt Berlinghoff ile 6 Şubat 1954`te Münih`te evlendi. Çocukları yoktu. Trajik bir şekilde, ilk evliliğinden olan tek çocuğu Eva Fegelein, 28 Haziran 1971`de, nişanlısı bir otomobil kazasında öldükten sonra, spor arabasını sürerken 26 yaşında intihar etti.

Gretl Fegelein 10 Ekim 1987`de Bavyera Steingaden`de öldü. Ölümünden önce son birkaç yıldır Alzheimer Hastalığından mustaripti.

Hitler’in metresi Eva Braun’un kızkardeşi de Hitler’in metresiydi…


-Üç kız kardeş ortadaki Gretl. Ilse, Gretl ve Eva Braun-

Avrupa Birliği ülkelerinde halk, Almanya eski Şansölyesi Angela Merkel’in, Hitler’in kızı olduğuna dair söylentileri az tartışmadı.

Bu söylentinin kaynağını, Hitler’in dondurulmuş sperminden, daha sonra suni döllenme ile çocuğunun dünyaya getirildiği iddiası oluşturuyor. Bu bilgilerin hem Rus hem de Kuzey Amerika istihbarat teşkilatlarının arşivlerinde olmasına ne demeli? Ayrıca, Almanya`nın ilk kadın şansölyesi Angela Dorothea Merkel’in annesinin, Hitler’in metresi Eva Braun`un kız kardeşi olduğunu söylüyorlar. Bu söylentinin doğruluk payı yüksek çünkü Eva Braun’un kız kardeşi Gretl de Führer’in metresiydi.

Margarete Berta "Gretl" Braun, Eva Braun`un iki kız kardeşinden biriydi. Berghof`ta Adolf Hitler`in yakın çevresindendi. Braun, 3 Haziran 1944`te Hitler`in kadrosunda bir irtibat subayı olan SS-Gruppenführer Hermann Fegelein ile evlendirildi.

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler`in ve eşi/metresi Eva Braun`un II. Dünya Savaşı`nın son aylarını geçirdiği Berlin`de bulunan yer altı sığınağı Führerbunker`de 30 Nisan 1945`te birlikte intihar etmesinden 9-10 yıl sonra, CIA ve Devlet Klinik Hastanesi, Fuhrer`in seminal sıvısını kullandı ve Eva Braun`un küçük kız kardeşi Margaret (Gretl) Fegeleit`e enjekte etti.

Angela Merkel, Hitler`in kızıydı çünkü Hitler’in baldızı Gretl Braun’un biyolojik annesi olduğu bilinmekteydi. Nazi liderinin dondurulan sperminin Margaret Fegeleit`in rahmine aktarıldığı söyleniyor. Bu aşının bir sonucu olarak, Nisan 1954`te Angela Merkel doğdu. Hitler`in kızı, Avrupa kamuoyunun bazı temsilcilerinin şu anda inandığı gibi, onu evlat edinen aileye verildi.



“Angela Merkel’in Adolf Hitler’in kızı olamaz” diyenler de az değil. Onlar açısından bu iddia anakronik bir çelişki içeriyor. Çünkü Angela Merkel 1954 yılında, Hitler’in 1945`te ölümünden dokuz yıl sonra doğdu. Resmî belgelere göre Angela Dorothea Merkel‘in doğum tarihi 17 Temmuz 1954. Merkel’in babası Almanya’nın önemli Protestan teologlarından Horst Krasner. Krasner çifti Angela Merkel`in koruyucu ailesi.

Krasner ve ailesi, Merkel’in doğumundan birkaç hafta sonra önemli sayıda Alman, Batı Almanya’ya doğru


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.