AP raporu kapitülasyonları akla getiriyor!..
AP raporu kapitülasyonları akla getiriyor!..
Mehmet KOÇAK
Avrupa Parlamentosu`nun (AP) Türkiye hakkındaki yıllık olağan raporunun, yine önyargı, suçlayıcı ve karalamalarla dolu olduğuna dikkat çekiliyor. Bu ne ilktir ne de son olacak.
Zira Avrupa Parlamentosu (AP) her yıl yayınladığı raporunda hep aynı nakarat.
O her zamanki gibi haksız eleştiriler, suçlamaların yanında bakın bizden neler isteniyor!..
Heybeliada Ruhban Okulu`nun açılması, Ortodoks Patrikhanesi`ne ``ekümenik´´ sıfatını kullanma izni verilmesi ve Mor Gabriel Manastırı`na ait toprakların iade edilmesi çağrısında bulunuluyor.
Cemevlerinin resmen dini ibadethane olarak kabullenilmesini isteyen raporda Kıbrıs`tan asker çekmesini ve kapalı Maraş bölgesini BM`ye devretmesi öneriliyor. ``Yunan hava sahasını ve karasularını ihlalden vazgeçmesi´´ ile ima yoluyla siyası baskı yapılmaktadır. Raporun devamında Ankara`dan Akkuyu nükleer santralinin inşasını durdurması da istenmektedir.
Medya özgürlüğüne geniş yer verilen raporda Ankara`ya, her yıl olduğu gibi bu yıl da demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti konularında yeterli ilerleme kaydedilmediği suçlaması yer almaktadır.
Şu bir gerçek: bazılarının bilgi eksikliğinden ya da kimi üye ülkelerin kötü niyetlerinden kaynaklandığını doğrudur. Ancak: AB içinde Türk karşıtlığı diğer bir ifadeyle ``Türk düşmanlığı´´ Türkiye aleyhtarı karalama kampanyalarının etkileyici rolü olduğu realitesini inkâr edilemez.
Bu rapor: AP Türkiye raportörü, Macaristan kökenli Hollandalı sosyalist bir parlamenter olan Kati Piri tarafından kaleme alındı. Son şekli ise, AP`nin Dışişleri Komisyonu tarafından verildi.
Türk Dışişleri Bakanlığı`na ve Avrupa Birliği Bakanımız ve Baş müzakereci Volkan Bozkır`a ulaşan bilgilere göre bu rapor: Türkiye`deki sol tandanslı parti ve örgütler ile Paralel Yapının Avrupa`daki uzantısı teşkilatların sundukları yanlış bilgiler ile Avrupa`daki yandaşlarının baskıları doğrultusunda hazırlanmıştır.
Bu raporu okuduğum da yabancılara verilen ekonomik, adli, idari vb. hak ve ayrıcalıklar olan ve Osmanlı`ya Batılıların dayattığı kapitülasyonlar aklıma geldi&8230;
Kapitülasyonlar benzeri bu raporla AB, egemenlik haklarımıza müdahale edercesine haksız taleplerde bulunmakta ve düşmanca bir tavır içinde de suçlayıcı bir eleştirel dili kullanmaktadır.
Elbette mükemmel değiliz, bazı eksikliklerimiz var.
Fakat dünyada hiçbir ülke bu konularda mükemmel değildir. Türkiye milyonlarca insana kapılarını açarken, ekonomik nedenlerle ya da ülkelerinden ayrımcılık, siyasi kovuşturma ve savaşlar nedeniyle kaçmak durumunda kalan ve Avrupa`ya sığınmak için denizlerle boğuşan binlerce çaresiz insanı sahiplenmeyip, ölüme terk eden AB`nin bize insan hakları ve özgürlükler konusunda ders vermeye kalkma hakkı yoktur.
Bu konularda AB üyesi ülkeler hakkında bir araştırma yapıldığında; AB üyesi ülkelerinin temel sorunu ``ilkesizlik, ırkçılık ve kendini üstün görme hastalığı´´ olduğu açık bir şekilde görülmektedir.
Batılılar tüm politikalarını değerler üzerinden değil, çıkarlar üzerinden yapmaktadırlar. Bunu Balkanlar ve Kafkaslar`da olduğu gibi Suriye, Irak ve Mısır başta olmak üzere tüm Ortadoğu`da gördük görüyoruz&8230;
Onların bu eleştirilerinin hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti iktidarı vardır. Bilhassa ``Yeni Türkiye´´ söyleminden ve 2023 hedeflerinden son derece rahatsızlar.
Çünkü onlar, güdülen bir Cumhurbaşkanı ve her söyleneni emir telakki edip yerine getiren bir hükümet arıyorlar&8230;
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti söz konusu olduğunda onlar her gece farklı kâbuslar görüyorlar&8230;
İşte bu zihniyetin oluşturduğu Avrupa Parlamentosu`nda hazırlanan, haksız talepler ve suçlamalarla dolu o rapor bizim nezdimizde yok hükmündedir.
AB ile her alanda karşılıklı menfaatlere dayalı ilişkiler geliştirilmeli ancak bu şekildeki müdahaleci tavırlarından rahatsızlık duyduğumuz artık bilinmeli.
Çünkü Türkiye o eski Türkiye değil&8230;
|