Avrupa’daki Ülkücü kuruluşlar neden yasaklanmak isteniyor?
Avrupa’daki Ülkücü kuruluşlar neden yasaklanmak isteniyor?
Fransa ve Almanya’dan sonra Hollanda’da da Ülkücü kuruluşların yasaklanması gündemde.
Hatta bu yasak Avrupa Birliği (AB) çapında gerçekleşmesi yönünde bazı özel girişimler dikkat çekmektedir.
İlk olarak Fransa İçişleri Bakanı Gérarld Darmanin, Bakanlar Kurulu kararı ile “aşırı milliyetçi” ve “paramiliter” bir hareket olduğu gerekçesiyle Türkiye kökenli “Bozkurtların” Fransa’daki faaliyetlerinin yasaklandığını duyurdu.
Bu girişim hem insan hakları özgürlükleri hem de hukuk bağlamında bir skandal olduğu kadar bir suçtur da.
Çünkü Fransa’da resmi anlamda “Bozkurtlar” adlı ne bir dernek ne de oluşum bulunuyor.
Fransız İçişleri Bakanına göre, Bozkurtların kurumsal olmasa da MHP ile bağlantıları varmış.
Bu yaklaşımda asla hukuk ile bağdaşmayan bir niyet okuması olduğu açıktır. Devletler; niyetler ve varsayımlar üzerinden değil, anayasa kapsamında hukuk işletilerek yönetilir.
Kaldı ki; Fransa’da siyasi partilerle işbirliği içinde çalışan vakıf ve dernekler mevcuttur ve bu tercih bir yasal haktir. Ülkücülerin MHP’ye yakınlığı bu bağlamda asla suç değildir.
Son yıllarda, Türkiye ve İslam karşıtı devlet politikalarıyla Avrupa’da başı çeken Fransa’yı örnek alan Almanya ve Hollanda’da benzer varsayımlar ve aslı olamayan suçlamalarla Ülkücü kuruluşları yasaklama girişimlerine hız verildiğine şahit oluyoruz.
Nedenlerini irdelemeden önce Avrupa’da faaliyet gösteren ülkücü kuruluşların tarihçesi, kuruluş amaçları ve faaliyetlerine bir bakalım.
AVRUPA’DAKİ ÜLKÜCÜ
KURULUŞLAR VE FAALİYETLERİ
Kısa adı Türk Federasyon olan Avrupa Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu, 18 Haziran 1978 tarihinde Frankfurt’ta (Almanya) kurulmuştur. Bir üst kuruluş olarak “Türk Federasyon” federal Almanya’da kurulduktan sonra diğer Avrupa ülkelerine de yeni dernekler ve federasyonlar kurmuştur. Bu ülkeler; Avusturya, Belçika, Hollanda, Fransa, İsviçre, İngiltere, İsveç, Norveç ve Danimarka’dır. Avrupa dışında ise; Kanada, ABD ve Avusturalya’da bulunan çok sayıda Türk kuruluşlarını da bünyesinde toplamıştır.
Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra ortaya çıkan Türk Devlet ve topluluklarında ve Kıbrıs’ta temsilcilikleri bulunmaktadır.
Bu haliyle Ülkücü teşkilatlar dünya genelinde güçlü bir kuruluşlardır.
Federasyon ve ona bağlı kuruluşlar, bulundukları ülkelerde Türklerin her türlü sosyal-kültürel, dini ve ekonomi ile ilgili faaliyetlerini desteklemektedir. Faaliyet gösterdikleri ülkelerin idareleri ve vatandaşları ile Türkler arasında bir köprü görevi görür. Türklerin, içinde yaşadıkları topluluklar ile yakınlaşmalarını uyum içinde işbirliği yapmalarına yani toplumsal barış, güven ve huzuruna katkı sağlayan faaliyetlerde bulunuyor.
Türklerin yaşadıkları ülkelerin kanunları çerçevesinde, asimile olmadan, öz kimlikleri ve inanç değerleriyle hayatlarını sürdürmeleri yönünde her türlü demokratik haklarını kullanmalarına sahip olmaları konusunda gerekli teşvik ve çalışmaların yapılması, faaliyetleri arasındadır.
Diğer kardeş Türk kuruluşları ile Türkiye’nin dışarıda tanıtılması, gençlerin terör, uyuşturucu alışkanlığı gibi suçlardan korunması için ortak faaliyetlere de iştirak eder ve destekler.
PEKİ, NEDEN YASAKLAMAK İSTİYORLAR
Çayın içinde eriyen şeker misali, Avrupa Çayında eritilip yok edilmek istenen Avrupa Türk-İslam Toplumlarına yönelik asimilasyon politikalarına engel gördükleri için daha önce baskılara maruz kalıp kapatılma tehditleriyle sindirilmek istenen Türk – İslam kuruluşlarının bir benzeri bugün ülkücü teşkilatlara yapılmaktadır.
18 Haziran 1978 tarihinden bugüne aralıksız faaliyet gösteren Ülkücü kuruluşlar hakkında şimdiye kadar hiçbir inceleme geçirmemiş ve faaliyetlerinden dolayı hakkında hiçbir dava açılmamış bu kuruluşların şimdi hedef alınmasının asıl sebebi hukuki değil siyasi ve önyargılı bakış acısıdır.
Avrupa ülkelerine şamil hizmetleriyle tanınan ülkücü teşkilatlara yönelik yasaklama girişimlerinin hedefi, Avrupa Türk Toplumu’nu asimile etmek politikasının bir parçasıdır.
Çünkü diğer Türk-İslam kuruluşları gibi ülkücü kuruluşların hedefleri, amaçları ve faaliyetleri Avrupa Türk Toplumu’nu asimile olmaktan korumaktır.
Onun için tehdit ve baskı altındadırlar ve onun için yasaklanmak istenmektedirler.
|