Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10795
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2280) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1672)


Dış Politika - Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 30.05.2019 12:20:41

Çöküş sürecindeki Avrupa düzeni ve Türkiye

Mehmet Koçak
kocak61mehmet@gmail.com


2019-05-29 01:30:00
Çöküş sürecindeki Avrupa düzeni ve Türkiye






-

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin kesin olmayan sonuçlarına göre, AB`nin omurgası kabul edilen merkez sağ ve sol partiler, Avrupa Birliği`nin kurucu ülkesi, Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya`da büyük kayıplar yaşadı.
Diğer bir ifadeyle, kapitalist sistemin yönettiği küreselleşme politikalarının iflasının hızlandığı, sistem partilerinin çöktüğü, merkez partilerin karşıtı olan Liberaller, Yeşiller ve milliyetçi, popülist aşırı sağ partilerin ise güçlendiği açık bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Fransa`da merkez sağ ve merkez sol partiler seçim sonucunda adeta eridi. Marine Le Pen`in aşırı sağcı partisi Ulusal Cephe 22 sandalye ile birinci olurken Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron`un liberal partisi En Marche ikinci sırada yer aldı ve 21 sandalye kazandı.
İngiltere`de iktidardaki Muhafazakar Parti ve ana muhalefetteki İşçi Partisi büyük kayıplar yaşadı. İlk iki sırayı ise yeni kurulan ve ilk defa seçime giren Brexit Partisi (yüzde 31,6) ile Liberal Demokratlar (yüzde 20,3) aldı.

İtalya`da iktidar ortağı olan aşırı sağcı Lig partisi yüzde 28 ile zafer ilan etti. Sosyal demokrat Demokratik Parti ve koalisyonun diğer ortağı olan Beş Yıldız Hareketi ise yüzde 20 civarında oy aldılar.
Avrupa Birliği`nin kalbi Belçika`da ise adeta siyasi deprem gerçekleşti. Genel ve bölgesel seçimlerle eş zamanlı gerçekleştirilen Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde ayrılıkçı ve sağ görüşlü Yeni Flaman İttifakı (N-VA) seçimin kazananı olurken, ırkçı Flaman Menfaati (VB) de oylarını önemli ölçüde artırarak ikinciliği elde etti.
Kısacası, Avrupa parlamentosunda Liberaller`in (ALDE) sandalye sayısı 42 artarak 109`a ulaştı.
Yeşiller`in (EFA) sandalye sayısı ise 19 artarak 69 oldu.
Aşırı sağ (EFDD) da sandalye sayısını 6 artırarak 54`e çıkardı.
Bu sonuç, 2. Dünya Savaşı`ndan sonra kurulan Avrupa düzeninin çöküşe evrildiğini gösteriyor.
BİRLİK SADECE ADI
Kuruluşundan günümüze çok yönlü girişimlerine rağmen tek vücut, tek yürek ve homojen bir Avrupa Birliği yapısı oluşturulamadığı gibi AB`nin dağılma sürecine geldiği konuşular ve tartışılır hale geldi.

Avrupa Birliği (AB), ortak para birimine geçmiş olsa da üye ülkelerden kaynaklanan çok ciddi ekonomik sıkıntıları var.
Siyasi birlik için olmazsa olmaz şartlardan biri olan ortak dış politika ve çok dillendirilen ortak savunma politikası (Avrupa Ordusu) konularında bir arpa boyu yol alınamadı.
Bunun birçok nedeni olsa da asıl sebep ABD`nin engelleyici politikalarıdır.
Amerikan yönetiminin dayatmaları karşısında direnme gücü gösteremeyen AB, küresel bir aktör olamıyor.
AB, bağımsız kararlar almaya kalkıştığında ensesinde ABD`nin elini hissediyor ve korkusundan geri adım atmaya mecbur kalıyor.
AB`yi ikiye bölen ABD, bu seçim sonrası ırkçı ve aşırı sağcı partilerin varlığından istifade ederek AB`ye daha fazla müdahale edebilecek.

Özetleyecek olursa İngiltere`nin başlattığı ayrılma süreci ve ABD taraftarı üye devletlerinin varlığı AB`nin geleceğini olumsuz şekilde etkilemektedir.
Oyun kuran değil, ABD`nin vereceği rolleri üslenmeye mecbur kalıyor.
AP SEÇİMLERİ BİZİ DE İLGİLENDİRİYOR
Birileri ``AP seçimlerinden bize ne?´´ diyebilir.
Bilinmeli ki; biz ülke olarak hem Asya hem de Avrupa kıtasında yer alan ve her iki kıta arasında köprü vazifesi gören bir ülkeyiz.
Ayrıca, AB üyesi ülkeleriyle tarihin derinliklerinden gelen birçok alanda tarihi ilişkilerimizin yanında AB`ye tam üyelik için başlayan siyasi, ekonomik ve iktisadi alanlarında güçlü bağlarımız var.
Bütün bunların ötesinde AB üyesi ülkelerde 7.5 milyon vatandaşımız yaşamaktadır.
NATO içinde müttefikiz ve de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ile Avrupa Konseyi üyesiyiz.
AP çatısı altındaki siyasi yapıların takınacağı siyasi tavır, leh veya aleyhte alacağı kararlar itibarıyla etkileyeceği olması hasebiyle AP`nin seçim sonuçları üzerinden oluşacak konsey ve komisyonlar, bizim için de çok önemlidir.
Bu ilişkiler ve bağlar nedeniyle AB`nin karar mekanizmalarından biri olan Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasında oluşturulacak olan Avrupa Komisyonu Başkanlığı seçimleri bizi de ister istemez ilgilendiriyor ve takibe mecbur ediyor.
Ancak; yerel seçimler ve sonrasında bir karmaşanın yaşandığı İstanbul seçimleri nedeniyle AP seçimleri çok fazla gündem olmadı desek yanlış olmaz.
TÜRKİYE İÇİN UMUT YOK GİBİ
Türkiye-AB ilişkileri ve geleceği ile ilişkin tartışmalar temel siyasi söylemde bu seçimler sonrasında bir değişim yok.
``Türkiye, AB`nin temel değerlerinden ve ilkelerinden uzaklaşıyor´´ değerlendirmesi bir ortak görüş olarak benimsenmiş durumda.
Bu seçimlerde ırkçı siyasi akımların çok daha etkili olacağı Avrupa Parlamentosu ve onun komisyonlarında Türkiye daha da dışlanacağı bir gerçektir.
Hatta şimdiye kadar oyalanan ve AB içinde kısmen tutulan Türkiye ile ilişkilerin durdurulması veya tamamen kesilmesi de gündeme gelebilir.
Türk hükümeti bu olumsuz gidişat karşısında yeni öneri ve projelere karşı politik adaklar başlatmalıdır.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.