Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10189
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Yalçın KOÇAK - (Ziyaretci) 2.05.2017 17:34:05

Haçlı Seferleri dün, bugün, yarın. BU KAÇINCI ?

Haçlı Seferleri dün, bugün, yarın.
BU KAÇINCI ?
 
     13.Asırdan bu yana bizimle Osmanlı ile, Miryakefalon`a kadar ceddim Selçuklu ile ondan önce dindaşım Arap`la Kudüs fethi mavrasıyla, daha evvel kendi mezhep savaşları olarak İstanbul`un,  Anadolu`nun, Kudüs`ün yağmasıyla başlayan tarihi uzun bir sürecin 2017 varyetesini yaşıyoruz AKPM kararıyla.
     İslamofobya diye başlatılan ve er geç Türkofobya&8216;ya döneceğini söylediğimiz, yazdığımız süreç dediğimiz yere geldi. Bingo beyler. 
     Avrupa Konseyi parlamenterler meclisi kararı; gidilen yolun beklenen sonucuydu.
     Türkler geliyor diye uyutulan çocuklar şimdi Avrupa Yönetiminde, korkuları ve panik atakları ve de şuur altı heyulaları ayan oldu. Yüzümüze gülen maskeler düştü. 
     Bu siyasi denetim hikayesi;   Siyasetlerini dayatma tenefüsüdür. İstediklerini alamamalarının hezeyanıdır. Yandaşlarının canını yakmamızın dayatmasıdır. Hükümetimiz, muhalefetimiz amansız bir şekilde konunun üzerine gitmeli, geçmiş yıllarımızı heder etmemelidir.
     Bu Emperyal Avrupalılarla demokratik kurallar ve kurullar üzerinden bir yol haritası çıkaramazsınız. Anladıkları dilden konuşmazsanız; ``Kellim, kellim; Lâ Yenfa´´ Konuştuk, konuştuk döndük başa: evet yılların emeği onca taviz, mesai ve en kıymetli servet zamanımızı yok saydıramayız. Avrupalıları çok kısa bir samimiyet testinden geçirip, sağa sola selam vermeden yola devam etmeliyiz.
     Bu mesele tek yalın, iki küçük devletin parlamenterinin işi değildir. Üzerimize yoğunlaşan Asimetrik bir savaşın, global terörizm destekçisi müttefiklerin planlı programları bir ara yüz yapılanmasıdır.
     Şapka düşmüş kel görünmüştür, Ankara devlet olmanın ciddiyetiyle vakur bir şekilde mücadelesini devam ettirirken Türkiye`nin tüm STÖ`leri vakıfları, dernekleri, cemaatleri, özerk üniversiteleri, meslek kuruluşları ve Avrupa`da ki Türk Diasporası tam saha göğüs, göğse markaj uygulamalıdır.
     Bugünün geleceği 17-25 Aralık kalkışma provalarından belliydi.
     Krizi kestiremedik. Klasik Konvansiyonel metod ve öğretilerle Batı ile baş edebilmemiz mümkün değil. Öğretilerimizi sorgulamalıyız. Şimdi bizi çok sömürecekler, yaptırımlar, dayatmalar, horlamalar, aşağılamalar yaşayacağız. Cottarelli diye bir adam vardı, Derviş adlı bir komiser vardı geçmişten ders alamadık, Ekonomik rayting mafyalarının kararlarını ve Yarınlarını okuyamadık.
     Yargı bağımsızlığı diyorlar; Yargı 1961 ihtilal, darbe Anayasasıyla bize sokulmuş 3. erg`tir. Biz iki ergli bir gelenekten geliyoruz. Meclis; şura ve icra. Üçüncü ergi kim nasıl kullandı gördük, yaşadık. Batı sıfatlı, Batı suratlı, kukla Yargıçların ve Savcıların hırtlıklarını yaşadık. Çalınmış sorularla hakim, savcı olanları temizledik. Devleti içten kemiren bir gladioyu göçerttik.
     Gazetecilerin hapiste olmalarıyla tenkit ediliyoruz. Kimseyi haberinden ötürü yargılamadan içeri alamamışız. Adamın basın kartı yok, Meslek kuruluşuna üye değil, bir fotoğraf makinesi ile bir roman ile nasıl Basın olunursa, oluyor. Adamın terör örgütü ile organik bağı yakalanmış.
          Akademisyenlerin hapsi ile suçlanıyoruz.
Bunlar aynı terör örgütünün şifreli haberleşme sistemini kullanan kişiler. Legal bir Akademisyen niçin terör örgütünün Bylock haberleşmesini kullansın ki.
Bu zatlar sahte jürilerle, dil bilmeden, özel dergilerde mesleki literatürde kıymeti olmayan akademik araştırma ve makalelerle, aynı okulda Lisans, Yüksek Lisans, Doktora ve Profesör`lük unvanlarını rotasyonsuz olarak almışlardır. Lizbon Kriterlerine ve Bologna şartlarına göre Lise öğretmeni dahi sayılmayacak gradasyonda kişilerdir. Makaleleri, Tezleri dahi intihaldir.
Bunlar dil bilmez akademisyenlerdir, Lâl`dirler. 
 
     Batılının tarihte Asasion diye bildiği Hasan SABBAH Dai`lerinin akademisyen olarak tüm ehliyetleri liyakatsizliklerinden ötürü ellerinden alınmalıdır da, KİM ALACAK? 
YÖK İMAMI KİM?...  
 
 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.