Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10766
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (520) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (272)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1667)


Dış Politika - Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? konusu hakkında görüşler
Em. General Ahmet YAVUZ - (Ziyaretci) 17.10.2022 10:16:07

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

Savaşın kaybedeni Avrupa’nın arayışı

17 Ekim 2022 Pazartesi

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş, Ukrayna’nın genişletilmiş Donbas bölgesinin (Donetsk, Luhansk, Zaporijya, Herson) Rusya tarafından ilhakıyla yeni bir aşamaya ulaştı. Rusya, savaşın içinde revize ettiği askeri hedefine ulaştı. Ancak belirlediği esas siyasi amacını (Ukrayna’yı NATO’dan soyutlamak, yönetim değişikliği vb.) elde edemedi. Ek olarak kendisine dost bir halkı düşman bir millet haline getirdi. Savaşın yönetimi ve muharebelerin sevk ve idaresi konusunda stratejik ve taktik düzlemde yetersizliği ortaya çıktı. İç kamuoyu desteğinin de güçlü olmadığı görüldü.



HAZIRLIK OLMADAN BAŞARI GELMEZ
Savaş için hazırlık esastır. Bunun bir örneğini tarihimizden bulmak mümkündür.

Mareşal Mustafa Kemal, Büyük Taarruz öncesinde üç savaş odağını yeterince hazırlamayı başarının anahtarı olarak görmüştü: Meclis, millet ve ordu... Üçünün de hazır olması ama aralarından birinin tam olarak hazır olması gerekliydi: ordu. O, taarruzun tam hazırlıkla yapılmasını benimsemişti. Büyük Taarruz’un 26 Ağustos’ta yapılması hazırlıkların bitirilmesiyle ilgiliydi.

Bu konuda, Putin için söylenebilecek tek şey, ordusunu tam olarak savaşa hazırlamamış olmasıdır. O güne kadar başarıyla uyguladıkları Gerasimov Doktrini Osetya, Kırım vb. görece dar alanlarda ve zayıf rakiplere karşı etkili olmuştu. Doktrinin ruhunu oluşturan “hibrit savaş” her zaman geçerli olsa da konvansiyonel bir savaşın gerekleri farklıdır. Bu farkın önemi kavranmamış ki yaptıkları politik-askeri durum değerlendirmesi hatalı çıktı! İç kamuoyu desteğinin zayıflığını gösteren işaretler ortadadır. Meclisteki durumu tam olarak bilmiyoruz ama etkili ses çıkmıyorsa bu, rejimin tek adamı kutsayan yapısından kaynaklıdır ve sistemin doğurduğu yan bir zehirli üründür.

Ukrayna’nın başlattığı karşı taarruzların genel durumu düzeltme olasılığı düşüktür. Her ne kadar büyük bir dış destek alıyorsa da esas olan iç dinamiktir. Bu noktada Ukrayna’nın sınırları olduğu açıktır ve o sınırlara ulaşılmıştır.

Her iki ülke de bu saatten sonra ancak Pirus zaferine aday olabilir zira her ikisi de kaybedenler hanesine yazılmıştır. Rusya’nın bazı bölgeleri ele geçirmiş olması onu kazanan yapmaz. Yapmayacaktır!

AVRUPA’NIN YENİ GÜVENLİK ARAYIŞI ZORUNLULUKTUR
Tarafların iç dinamikleri yanında Avrupa’nın müteakip adımları savaşın geleceğinde belirleyici olacaktır.

Savaşın geleceğini Avrupalılar belirleyecektir çünkü mevcut durumda ikinci en büyük kaybeden Avrupa halklarıdır, AB’dir. Savaşın devamı ABD’yi güçlendirmekte Avrupa’yı ise zayıflatmaktadır dolayısıyla durdurma iradesi ancak zarar görenden doğabilir.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un önerisiyle 5 Ekim 2022’de Prag’da Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) adı altında toplanan AB ve AB üyesi olmayan 44 ülke lideri bir arayışı işaret etmektedir: Avrupa’nın güvenliği... Güvenlik refahtan bağımsız değildir. Her ikisi de enerjiden ayrı düşünülemez.

AVRUPA TÜRKİYE VE RUSYA’YLA BÜTÜNLEŞMEDEN OLMAZ
AB, güvenliğini NATO sayesinde ABD ile ortaklıkta bulmanın verdiği konforla Türkiye ve Rusya’yı dışladı. Türkiye’yi ötekileştirdi, Rusya’yı düşmanlaştırdı!

Oysa Avrupa coğrafyası hem Türkiye hem Rusya’yı içermekte ve bu, güvenlik boyutuyla uyumluluğu dayatmaktadır. Her iki ülkenin en büyük ekonomik ilişkileri AB iledir. İlişkilerdeki enerji kaynakları etkisi ortadadır. Bu gerçeklere gözler kapandığında sağlıklı bir güvenlik inşa etmek mümkün olmaz.



AST girişimi doğru bir adımdır ancak Rusya’sız bir Avrupa güvenliği yeni sorunlar doğurur ve ABD’nin amaçlarına hizmet eder. AB liderlerine düşen, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle konjonktür uygun olmasa bile orta vadede AST’yi bir güvenlik ve refah işbirliği alanı olarak inşa etmeleridir. Maalesef bu vizyonda bir liderlik yoktur.

Günümüzde yaşanan sorunların geri planında ABD’nin kendi çıkarları gereği, NATO çerçevesinde uzunca bir dönem ortaklık ilişkisi yürüttüğü Rusya’yı, Çin ile birlikte “düşman” olarak algılaması; aynı zamanda bunu AB’li ortaklarına da algılatması yatmaktadır.

Çözüm ise AB’nin Avrasya’da Türkiye ve Rusya’yı içine alan yeni bir güvenlik mimarisi inşa edebilmesinden geçmektedir.

Savaşın kaybedeni olarak, bu kış neden üşüdüklerini anlamak için yapacakları muhakemede bu konuyu düşünmeye yeterli zamanları olacaktır...


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.