Türkiye-AB ilişkilerinin ekonomik yansımaları
Türkiye-AB ilişkilerinin ekonomik yansımaları 03 Aralık 2016
AB ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkiler zor bir dönemden geçiyor. AP`nin &8216;ilişkilerin dondurulması` yönündeki tavsiye kararına, AB Konseyi üyesi olan ülke liderlerinin ne derece uyacakları merak ediliyor. Merak edilen bir diğer konu ise, sıkıntılı bir sürece giren ilişkilerin ekonomik ilişkilere nasıl yansıyacağıdır. 15-16 Aralık`ta gerçekleşecek olan Avrupa Liderler Zirvesi`nde Türkiye cezalandırılmaya kalkılırsa, ilişkiler çıkmaza girer. Türkiye, bu kararı tanımaz ve yeni yılda referanduma gider. Referandumda ise AB`nin Türkiye karşıtı politikalarını ve içişlerimize müdahalelerini protesto için Türk halkı güçlü bir tepki ortaya koyar. Böyle bir durum her iki taraf için çok olumsuz bir sonuç getirir. Hem Türkiye hem de AB, siyasi olduğu kadar ekonomik alanda da ciddi anlamda sarsılmış olur. AB ve Türkiye`den yapılan karşılıklı sert açıklamalara rağmen, her iki tarafın da birbirine ihtiyacı olduğu gerçeği unutulmamalı. Bu zamana kadarki karşılıklı eleştirilerde, daha çok işin siyasi tarafı konuşuldu. Ancak şimdi, gelinen safhada, iki tarafın da düşünmesi, tartışması ve konuşması gereken, bundan sonraki süreçte ilişkilerin ekonomik ve ticari alanlarıdır. Çünkü ortada çok güçlü ekonomik ilişkiler ve ticari bağlar bulunmaktadır. Alınacak siyasi kararların etkisiyle kısa vadede Türkiye`nin, uzun vadede ise AB`nin ekonomisi sarsıntılar geçirir. AB LİDERLERİ, UZLAŞMA YOLUNU AÇACAK TARİHİKARARLAR ALMALI Türkiye İstatistik Kurumu`nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye ihracatının yüzde 49, ithalatının ise yüzde 39`u AB ile gerçekleştiriliyor. Toplam dış ticaret hacmine bakıldığında ise, Türkiye ile AB arasındaki ihracat-ithalat toplamının yıllık 120 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiği görülüyor. Türkiye`de halen aktif faaliyette olan 17 bin yabancı şirketin yüzde 70`i de Avrupalı şirketlerden oluşuyor. İlişkilerin bir krize dönüşmesi durumunda Türkiye, Avrupa kökenli yabancı şirketleri kaybedebilir. Aynı şekilde AB`li bu şirketler de, Türkiye veya Türkiye üzerinden Ortadoğu pazarını kaybetmiş olur. Yani binlerce Avrupalı şirket, çok ciddi anlamda etkilenir. Görüldüğü gibi Türk ekonomisinin en önemli ticari ilişkileri AB iledir. Aynı şekilde AB`nin de en önemli ticaret partnerinden bir de Türkiye`dir. Bu gerçeklerden hareketle AB Liderler Zirvesi`nde liderler, çok iç içe geçmiş bir yapıya sahip olan ilişkilerin kesmesine sebep olacak AP`nin aldığı tavsiye kararına uymamalı. Liderler, bazı uyarılar ve tavsiyelerde bulunabilirler ama bağları koparmak akıllıca bir iş olmayacağı gerçeği nazari dikkate alınmalıdır. Türkiye de, AB`nin bazı haklı eleştirilerini ciddiye almalı ve reformları hızlandırarak gereğini yerine getirmelidir. Türkiye-AB ilişkilerinde, AB liderleri, işbirliğindeki mevcut sorunların aşılabilmesi için uzlaşma yolunu açacak tarihi kararlar almalı. Böylece, var olan gerginliğin krize dönüşmesi önlenir ve yeni bir sayfa açılması sağlanmış olur. Bu gelişmeden her iki taraf da kazançlı çıkmış olur. Unutulmasın ki; her iki tarafın menfaati uzlaşmadadır.
|