Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10787
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2274) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (844) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (274)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1671)


Dış Politika - Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? konusu hakkında görüşler
Omer OZKAYA - (Ziyaretci) 18.09.2017 19:23:49

Referandum

Ömer Özkaya
omerozkaya@gunes.com
18 Eylül 2017



Referandum 
Irak`ın kuzeyindeki Bölgesel Kürt Yönetimi, 25 Eylül`de referandum yapma kararını ilan etti ki bu, beklenen bir gelişmeydi. ``Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve onu bu konuda cesaretlendirenler, bu kararın tüm detaylarını incelemiş ve kararı öyle almışlardır´´ denebilir mi, bu şüpheli. Öncelikle ``IKBY ve arkasındakiler böyle bir karar aldı ise sonucundan da emindirler, referandumdan istedikleri sonucu çıkaracak sistemi çoktan kurmuşlardır´´ denebilir. 
IKBY`nin referandumdan elde etmek istedikleri ile IKBY`i bu konuda cesaretlendirenlerin hedeflerinin ve çıkarlarının aynı olmaması IKBY açısından en büyük risk alanını oluşturmaktadır ki IKBY`nin bu konuları analiz edecek kadroları ve müktesebatı yoktur. Dolayısıyla aslında referandumun  kısa-orta-uzun vadeli ve etkileşimli sürpriz sonuçlarını öngörecek bir mekanizmaya da şu anda hiç bir ülke sahip değil. IKBY`nin İran`ı, Irak`ı, Suriye`yi ve özellikle Türkiye`yi irrite edecek bir siyasal çizgi ve yukarı yönlü bir siyasal gelecek programı izlemesi, ancak çok aşırı teminatlar alması ile mümkün olabilir, bunlar bilinen konular. 
Fakat Kürt sorunu konusunda aslında hedef ülkelerin hiç birisi Kürt dosyasını daha açmamış durumdadır. Diğer ülkeleri bir tarafa bırakacak olursak, ``Türkiye`deki Kürt hareketi´´ diye adlandırılan unsurun ve bu unsuru destekleyenlerin ortaya koydukları araştırmalar, tarihi dayanaklar, siyasi söylemler, bölgesel ve etnik iddialar, iç ve dış politikada savundukları argümanlar ve konu ile ilgili tüm kitaplar dikkatle ve titizlikle irdelenirse, zaman zaman arkeolojik uydurma, tarihi tahrif ederek zorlama ve yapaylık kendiliğinden ortaya çıkacaktır. 
Öncelikle bir etnik kimlik inşasının mimarisi konusunda özellikle etnik ayrımcı Kürtlerin müthiş yüzeyselliği ve bu sığlığın giderek daha da kalıcı hale gelmesi, Türkiye`deki Kürt nüfusun etnik ayrımcılığa mesafeli durmasına sebep olmaktadır. Zaten olabildiğince yapay bir sorunun olağanüstü dış destekle gelebildiği düzey göz önüne alınırsa orta ve uzun vadede akıbeti de öngörülebilir. 
Yukarıda Türkiye`nin Kürt dosyasını henüz açmadığını belirtmiştik, Minorski`nin hayli tartışmalı eseri gibi bazı yine çok zorlama ile ``kaynak´´ niteliği kazandırılmaya çalışılan eserler ile güncel eserler incelendiğinde bu yapaylık; zaten çarpıcı biçimde ortada durmakta, ``Kürt Hareketini´´ mecalsiz ve meşruiyetsiz bırakmaktadır. Dolayısıyla Türkiye bu etnik hareketliliğin tarihsel dış boyutunu da en iyi bilen devlet olarak bölücülükle ilgili dosyayı açacağı zamanı kollamaktadır. 
Dikkat edilirse Kürtlerin varlığı, yokluğu, hakları, hukukları tartışmasına bile girmeden, konu objektif ve cesurca, başka ülkelere yaranma ve etnik ticarete yönelmeden tartışılırsa, olayın bölgesel, aşiretsel ve bireysel iktidar mücadelesinin kamufle edilmiş hali olduğu tartışmasız şekilde ortaya çıkacaktır. Bugün bunun tüm yönleri ile ortaya konulmasını sağlayacak veriler ortadadır. Dolayısıyla bazı güçler için ``Kürt´´ olarak tanımlanan  topluluk, uluslararası ilişkiler söz konusu olunca sadece bölgedeki ülkeleri irrite edecek bir ``kart´´ veya kozdur, oysa onlar bizim canımız, kardeşimiz ve her şeyimizdir. 
Perşembe günü devam edelim. 


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.