Çin`in Jeopolitiği (4-5)
Çin`in Jeopolitiği (4) Çin`deki azınlıkların Çin`e ve Çinliler`e karşı besledikleri husumet, Çin`in Kuzeybatı`sına hâkim temel siyasi olgu. Bu durum, Çin`e dair yapılacak her türlü hesapta göz önünde tutulacaktır. Ülkedeki üç büyük azınlık Tibet, Uygur ve Moğollar etrafında gelişen ve ``yerel´´ gibi gözüken mücadeleler aslında iç yüzü pek bilinmeyen büyük bir kavganın uzantıları. Gerek İç Moğolistan`da, gerekse Tibet ve Doğu Türkistan`da, bağımsızlık peşindeki güçlerin içindeki rekabet körüklendi, rekabet yok ise rakiplerin ortaya çıkması sağlandı, böylece hem hareket çok başlı hale getirildi, hem de aşağı yukarı eşit güçlere sahip bunların iktidar uğruna dış yardım arayışlarına girmeleriyle de dava uğrunda mücadele edenler, küresel kavganın küçük askerleri haline geldiler. Konjoktüre göre bazen ileriye sürüldüler, bazen de geri çekildiler. Tibet için mücadele eden ve birbirine muhalif iki Budist liderden Pançen Lama`nın Çin`e, Dalay Lama`nın da İngiltere`ye dayanması buna güzel bir örnektir. Asya`daki mücadelelerden öğrenilen bir şey; düşmanlıkta olsun dostlukta olsun veya ittifakta olsun, akrabalığa bakılmaz, birbirine akraba veya tamamiyle yabancı kavimler, yan yana bulunabilecekleri gibi birbirine karşı da gelebilirler. 13 ve 14. Yüzyıllar şüphesiz Asya`nın en önemli tarihi çağlarından birini teşkil eder, bugünleri şekillendirmiş bu devrin tesiri, Asya sınırlarından Avrupa`ya kadar yayılmıştır. Asya ile Avrupa ancak o devirde birbirini gerçekten tanımıştır. İç Asya ve Doğu Avrupa`nın siyasi ve etnografik manzarası, bu çağ olaylarının tesiri altında teşekkül etmiştir ve o zamandan beri ne olmuş, ne değişmişse bu ancak o geçmiş hâdiselerin zaruri neticeleridir. Çin esir mi? Çok zorlu bir coğrafyayla çevirili Çin`in askeri ve siyasi enstrümanlarını çalıştıracak olan ekonomik refahı, temelde ABD ve diğer ülkelere yapacağı ihracata bağımlıdır. ABD mali piyasalarındaki parasını geri çekebilmesi için Pekin`in bu parayı kullanacak başka bir merkez bulması gerekiyor. Şayet Çinliler Avrupa`ya yönelirlerse, Avrupa`daki faiz oranları aniden düşecek, ABD`deki faiz oranları artacaktır. Sonuçta Avrupa`nın da parası ABD`ye doğru akacaktır. Dolayısıyla, Çinlilerin günün birinde tüm paralarını ABD piyasalarından çekme olasılığından kaynaklanan korku, asılsızdır çünkü Çinliler, ekonomik açıdan da köşeye sıkıştırılmış durumdadır. Çin bir taraftan Amerikan tahvil ve dolarına milyarlar yatırarak ABD`nin borçlarını finanse ederken bir taraftan da genel stratejisi doğrultusunda diğer ülkeleri de yanına alıp, Amerikan Doları`nı tahttan indirmeye çalışıyor. Birkaç trilyon dolara sahip Pekin yönetimi bununla birlikte döviz rezervinin erimesinden de kaygı duyuyor. Şanghay Dış Ticaret Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Xu Haining de aynı görüşte: ``Çin, ikilem içinde. Sanki tutsak gibiyiz. Aslında ABD`nin kreditörü olmamayı tercih ederdik&8230; Amerikalıları desteklemekten başka çaremiz yok. Çoğu bunun iyi olmadığını söylüyor. Ama ne yapabiliriz ki. Hiçbir alternatifimiz yok.´´ (Almanyanın Sesi, 27 Mart 2009) Çin`in önündeki en büyük tehdit, her zaman için, merkezi hükümetin zayıflaması ve bölgeselciliğin gelişmesi olacaktır. Çin`in kadim geçmişi ile ilgili bilinenler şaşılacak derecede az. Çin, ölümsüzlük arayışındakiler tarafından en çok araştırılan ülke, bu gün de, geçmişte de&8230; Çin`in kadim ilimlerdeki önemi nedir? Bu sorunun cevabıyla bu seriyi yarın bitirelim. Çin`in Jeopolitiği (5) Çin`in jeopolitik ve jeostratejik açıdan önemi konusunda Batı`da yazılmış ciddi bir külliyat vardır. Bunun dışında Çin`in dünya gündemine gelmesine sebep olan bir başka olay Tibet ve Dalay Lama`dır. Çin in en büyük özelliklerinden birisi de kadim medeniyetlerin ve bilimlerin beşiği ve komşusu olmasıdır. Çin`in kadim bilimlerle ilişkisine dair Hollywood`ta birçok film çekilmiş, çok sayıda araştırma ve kitap yayınlanmış ve yayınlanmaya devam etmektedir. Çin`in kadim geçmişi ile ilgili bilinenler şaşılacak derece azdır. Fakat Tibet, Moğolistan, Sincan Uygur Bölgesi ve Çin`in kadim yerleşim bölgeleri ile ilgili Batılı ülkelerin yaptıkları araştırmalar, Çin`in daha büyük bir ilgi ile takibine sebep olmaktadır. Dünyayı dönüştüren bilgilerin, bilimlerin ve hayallerin menşei, Büyük Asya olmuştur. İstanbul ve Tokyo arası hep kısa bir mesafe olmuştur. Batı`yı dönüştüren tüm bilimsel motivasyonun Asya kökenli olması, kadim medeniyetlerin Asya`nın doğusu ve güneyini ayrıca kuzeyini yani kutupları dünyaya çıkış noktası olarak belirlemesi, Çin ve Çin`le birlikte Japonya, Tibet, Hindistan, Özbekistan, Kazakistan, Sibirya ve Türkistan Tibeti`ni daha da ilginç ve araştırılır hale getirmiştir. Kadim medeniyetler networkü dediğimiz olgu söz konusu olunca, Çin`in önemi daha da artar. Çünkü kadim medeniyetlerin, dinamikleri, bilimsel seviyeleri ile bilimi, milletler ve coğrafyalar arasında nasıl döndürdüğü incelenirse Çin`in bu konuda önemli bir yere sahip olduğu görülecektir. Çin`in kadim medeniyetlerin yaşam sahalarının içinde olması ya da komşu olması, Çin`in kadim kültürünün daha farklı şekillerde incelenmesine sebep olmaktadır. Gerçekten de kadim medeniyet coğrafyaları konusunda son zamanlarda yapılan incelemeler, dünya coğrafyası konusunda bilinenlerin inanılmaz oranda az olduğu gerçeği ile yüzleşmemize sebep olmuştur. Bu yüzleşme, şu anda çok ilerilerde görülen dünyadaki bilimsel ve teknolojik düzeyin geçmişteki düzeylerden çok gerilerde olduğunun farkına varmamıza sebep olmaktadır. Bilimsel teknolojik spekülasyonların dışına çıkıldığında dünya coğrafyasının çok sayıda bilinmeyenlerle dolu olması, insanlığın elindeki uzay bilgilerinin bile henüz yok sayılabilecek düzeyde olmasıyla insanlık, elindeki tüm verileri tekrardan gözden geçirmek zorunda kalmaktadır. Bu işlem insanlığa ölümsüzlük, evrenin çeşitli noktalarına engelsiz seyahat, astral seyahatin çeşitli türleri, bilişim teknolojileri gibi binlerce alanda aslında hiç bir ilerleme sağlamadığını ve dünyanın kendisi ile ilgili bilgilerden bi-haber olduğumuzu hemen her gün yüzümüze vurmaktadır. İşte bu noktada Büyük Asya, Türkistan Tibeti, Türkistan Türk geçmişli Hindistan, Çin ve Japonya daha çok araştırılmaya başlanmıştır. Çin`in kadim tarihi ve coğrafyası acaba insanlığa ne gibi katkılar sağlayacaktır ve Çin`in kadim bilimler stratejisi, dünyadaki bilimsel ve sair dengeleri nasıl değiştirecektir? Çin`in ve genel olarak Asya`nın bugün Batı tarafından milim milim incelenmesi, insanlığın gözünden kaçırılanları tespite yöneliktir diyebiliriz. (bitti)
|