Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 3.07.2021 10:45:44

Çin’in başardıkları ve başaramadıkları

Çin’in başardıkları ve başaramadıkları
03 Temmuz 2021

Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com


Çin, Komünist Partisi’nin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü kutlamalarında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in tehdit mesajları dikkat çekti.

Çünkü Çin, dünyanın en güçlü ülkelerinden biri. Aynı zamanda uluslararası diplomasiyi domine eden Çin, küresel ekonomik göstergeleri en çok etkileyen ülkelerin başında gelmektedir.

Askeri alanda güçlü bir harp sanayisi ve Nükleer güce sahip olan bir ülke olan Çin, biyolojik ve hipersonik silahlar geliştirmeye devam ediyor.

Kısacası Çin, ekonomik ve askeri gücüyle hem caydırıcı hem de oyun değiştirebilen kabiliyete sahip bir ülkedir.

Çin’in en üst düzey yasama organı Ulusal Halk Kongresi, Aralık 2020’de ülkenin savunma kanununda çıkarların tehlikeye girmesi durumunda silahlı kuvvetlerin kısmen veya tamamen harekete geçirilmesine imkan tanıyan karar aldığını duyurdu.

Yani Çin, bu kararıyla kendine göre gerekli gördüğü an, elindeki bu gücü kullanabileceğini tüm dünyaya ilan etmiş oldu.

İşte onun içindir ki, Komünist Parti’nin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü münasebetiyle düzenlenen bir dizi o renkli gösteriler yerine Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in uyarıcı olduğu kadar tehditkar mesajları basında yer aldığı gibi dünya başkentlerinde hem tartışılır hem de konuşulur oldu.

Küresel güç mücadelesi ve rekabette Çin’in bu konuma gelmesi şüphesiz çok önemli ve anlamlıdır.



Çin’in ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik güçlerini birleştirerek istikrarlı bir ilerleyiş sonucu bir dünya gücü olmayı başardığı artık bir gerçektir.

Ancak Çin’in bir “dünya gücü” olma yolundaki yükselişini yani bu güce erişimini hiç şüphesiz ülkenin tek ve tartışılmaz siyasi gücü olan Komünist Parti’ye borçludur.

O zaman bu parti ve vizyonu ile kadrolarının çağın değişen şartlarına göre nasıl yenilendiğini mercek altına almalıyız.

Bugün komünistlerin yönetiminde olmadığı bir Komünist Parti’nin 100. Yıl kutlamalarına ben, daha geniş bir tarihsel perspektiften bakarak tarihi süreç içinde değişenler, yenilenenler ve değişmeyen ve de yenilenmeyenleri bir mukayese etmeye çalışacağım

Şöyle ki:

1921 yılında Mao Zedong tarafından Şanghay’da kurulan Çin Komünist Partisi’nin günümüzde 95 milyon üyesi bulunuyor.

ÇKP hâlâ iktidarda olan ve büyük bir ülkeyi yöneten bir partidir. Buna ilaveten ÇKP, geri kalmış bir ülkeyi hızla modernleşen bir güce dönüştüren etkileyici bir ekonomi programının da sahibidir.

Bu gerçekten büyük bir başarıdır!

Evet; Çin Komünist Partisi’nin adı artık semboliktir. Çünkü o eski komünist kadrolar tarafından yönetilmiyor. Peş peşe uygulanan tasfiyelerle parti kadroları her dönem yenilenmiştir.

Hızla değişen dünya şartlarına göre yeniden yapılanmayı hedeflenen Çin Komünist Partisi, kolektif liderlikten vazgeçip devlet başkanlığı, parti genel sekreterliği, silahlı kuvvetleri ve güvenlik hizmetlerini kontrol eden askeri komite başkanlığına odaklanarak bunların hepsini tek bir adamın eline bıraktı:

O adam halen Çin Devlet Başkanı olan Şi Cinping’dir.

Çin Ulusal Halk Kongresi’nde Şi Cinping’in ‘ömür boyu Çin Devlet Başkanı’ olması kabul edildi.

Adı konmamış bir kapitalizmi benimsemiş olan Çin Komünist Partisi, komünist kadroları tasfiye ederek teknolojik ve ekonomik bir güce ulaşmış olsa da komünist rejimin kalıntısı olan baskıcı siyasetinden sıyrılmayı maalesef ki başaramamıştır.

Doğu Türkistan, Tibet, Mançurya ve İç Moğolistan’da bir asrı aşan baskıcı politikalar ve etnik ayırımcılık halen devam etmektedir.

Yani Çin de dünyanın değişen şartlarına göre değişim ve dönüşümlere göre kendini yenilese de Çinliler, Çinli olmayan halklara karşı baskı ve sindirme politikaları maalesef değişmemiştir ve de değişmemektedir.

Bugün Çin, Doğu Türkistan başta olmak üzere Tibet, Mançurya ve İç Moğolistan’da devlet terörü uygulayarak insan hak ve özgürlüklerini hiçe sayan bir ülke konumundadır.

Kısacası, kendini çağın şartlarına göre yenileyerek güçlenenÇin, ekonomik, diplomatik, askeri ve teknolojik alanlarda bir ‘dünya gücü’ olsa da ‘insan hak ve özgürlükleri’ konusunda geri kalmış bir ülke konumundadır.



Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.