Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10795
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2280) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (522) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1672)


Dış Politika - Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? konusu hakkında görüşler
Em. General Ahmet YAVUZ - (Ziyaretci) 6.04.2022 20:56:31

Manevranın dili

Manevranın dili

04 Nisan 2022 Pazartesi

Bu yazı kısaca Rus ordusunun Ukrayna’da yürüttüğü savaşta uyguladığı manevrayı değerlendirmeye yöneliktir.



Savaşın siyasi maksadı Ukrayna’yı NATO üyesi olmaktan alıkoymak, askeri gücünü zayıflatmak, Donbas bölgesine hâkim olmak ve Kırım’ın ilhakını meşrulaştırmaktı.

Mümkünse siyasi iktidarı devirmek ve yandaş bir yönetim oluşturmaktı.

Bunların hepsini gerçekleştirebilmek için Rusya’nın Ukrayna’yı bütünüyle ya da ülke genelinde kritik bölgeleri ele geçirmesi gerekirdi. Oysa Rusya böyle bir güce sahip değildi. Dolaysıyla hedefleri de sınırlı olmak durumundaydı.

Bunu sağlayacak bir askeri harekâtın hedefi Donbas bölgesiyle sınırlı olabilirdi. Ama Putin daha geniş bir bölgeyi askeri hedef olarak seçti.

Orduyu esas hedeften daha geniş alanlara yaymak ve esas hedef ele geçirildiğinde bu alanları boşaltmak kadim bir strateji kuralıdır. Pazarlık payını genişletir. Putin’in de böyle yaptığını ileri sürmek yanlış olmaz.


HATALI VARSAYIM
Ancak gerçekten böyle yaptığından emin olamıyoruz. Zira uygulamaya koyduğu plan farklı bir niyeti açığa vurdu.

Aynı anda kuzeyden, doğudan ve güneyden yapılan bir operasyonun sadece Donbas’ı elde etmekle yetinmek istemediği, esas olarak Ukrayna’yı ikiye bölmeyi amaçladığı izlenimini doğurdu.

Ancak bu plan işlemedi. Zira bu plan hatalı bir muhakemenin sonucu olduğu anlaşılan bir varsayıma dayalıydı: “Ukrayna halkının ve ordusunun direnmeyeceği ve Rusya’nın işgalini güle oynaya karşılayacağı...”



Askeri harekâtın yürütülüş biçimi, bir asker gözüyle izlendiğinde yadırganacak bazı gözlemlerde bulunma olanağı sundu. Yapılanlar klasik bir askeri harekâtı andırmıyordu. Mesela yeterince ateş altına alınmayan bölgelere zırhlı birliklerle girilmesi ve bu birliklerin oldukça yavaş ilerlemeleri genel olarak her yerde geçerli konsepte uygun değildi.

Operatif ve taktik düzlemde birçok hata yapıldığını gördük. Bunları saymaya gerek yok ama sadece verdikleri zayiatın yoğunluğu ve azımsanmayacak sayıda general kaybı her şeyi açıklamaya yetmekteydi. Bütün bunların en temel nedeni, planın varsayımının yanlışlığıydı. Bu durum Batılı analistlerce eski tarz savaş yapma alışkanlığı ve ordunun yetersizliğiyle izah edildi ki haksız değillerdi, ancak esas sebep hayata uymayan bu varsayımda gizliydi. Sorumlu ise siyasi kanattı.

TAMAMEN BAŞARISIZ DEĞİL
Sonuç olarak varsayım çökünce plan da çöktü. Nitekim A planı yürümeyince B planına zorunlu geçiş yapıldı.

Rusya bu durumu “harekâtın birinci safhası bitti, ikinci safhasına geçildi” diye takdim etti ama kazın ayağının öyle olmadığı anlaşıldı. Bu, bir mecburiyetin gereğiydi.

Sözcülerinin ileri sürdüğü gibi, savaş artık esas olarak doğu ve güneyde yaşanacaktır. Maksadı da açıktır: Donbas bölgesini Kırım ile birleştirilmiş halde ilhak etmektir.

Donbas bölgesi Luhansk ve Donetsk cumhuriyetlerini içerse de bazı tezlere göre bölgenin sınırları güneyde Azak Denizi’ne, batıda Dinyeper Nehri’ne kadar dayanmaktadır. Rus kökenlilerin yoğun olduğu bölge...

Rusya’nın bu bölgeyi ele geçirmesi zor değildir. Kritik husus bu bölgeyi Dinyeper’e kadar sahiplenebilmek için Odesa’ya yönelik bir harekâta girişip girişmeyeceğidir. Bu tercih, müzakerelerin umut vaat etmesine rağmen savaşı uzatacaktır.

Gelinen aşamada, şunu ileri sürmek mümkündür: Batılı kaynaklarca ileri sürüldüğü gibi bir Rus harekâtı tamamen başarısız değildir.

Başarı kriteri savaşın nasıl yapıldığıyla değil, sonuçta ne elde edildiğiyle ilgilidir. Buradan bakıldığında savaş Rusya açısından azımsanmayacak sonuçlar doğurdu denilebilir:

1) Ukrayna’nın NATO üyeliği ufukta görünmüyor.

2) Kırım’ın ilhakına artık itiraz gelmeyeceğe benziyor.

Rusya, eğer Donbas bölgesini de koparır ve Kırım ile birleştirirse maksadına ulaşmış sayılır.

Ordusu kötü savaşmış, çok zayiat vermiş, ekonomik yaptırımlar ülkeye çok zarar vermiş vb. eleştiriler ulaşılan stratejik sonuçların büyüklüğü yanında ayrıntı olarak kalır.

Rus askeri manevrasının dili ve araziye yansıyan şimdilik budur...

Savaşın doğurdukları ve doğuracakları başka bir boyuttur.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.