Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1831
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10765
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 755
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2268) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (519) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (835) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (1052) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (622) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3426) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (4)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (196)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (272)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (109)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1667)


Dış Politika - Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 4.03.2020 17:18:13

Moskova Zirvesi, sadece İdlib ile sınırlı değil

Moskova Zirvesi, sadece İdlib ile sınırlı değil


Rusya Devlet Başkanı W. Putin, rejim güçlerini Türkiye`nin üzerine saldı.
Hedefi, kuklası Esed`i ve yönetiminin elini Cenevre görüşmelerinde güçlendirmek suretiyle Suriye`deki Rusya`nın geleceğini kalıcı kılmak.
Putin ve ekibinin planına göre; ``Türkiye`ye idlib`de ciddi kayıplar verecek. &8216;Erdoğan karşıtı muhalefet cephesi` bu kayıplar üzerinden halkı kışkırtmak suretiyle oluşacak baskılar karşısında Başkan Sn. Erdoğan, İdlib`den geri çekilmeye mecbur kalacaktı´´.
Ancak, ünlü KGB ajanı Rusya Devlet Başkanı Putin, bu sefer yanıldı.

Putin, Sn. Erdoğan Başkanlığındaki Türk devlet yönetiminin güçlü iradesini ve emrindeki Türk Ordusunu kabiliyet ve kuvvetini tahmin edememiş olduğunun gerçeği görülmüştür.
O ihanet saldırı sonrası Türk yönetimi soğukkanlı ve öngörülü girişimleriyle, Uluslararası Toplumun ve dünya kamuoyunun desteğini arkasına alırken, şanlı TSK`nın karşı hamleleriyle gücünü ve kabiliyetini dost ve düşmana gösterecek şekilde rejim güçlerine ağır kayıplar verdirmesi ile ihanet oyunları bozulmuştur.
En az 34 Türk askerinin hayatını kaybetmesine yol açan hava saldırılarına misilleme olarak Türk İHA`ları ve topçuları Suriye mevzilerini yerle bir etti.
Rejime ait iki savaş uçağıyla birlikte, aralarında tanklar ve radar sistemlerinin de bulunduğu onlarca zırhlı aracı yok ederek, rejimin İdlib bölgesindeki ilerleyişi durduruldu ve elde ettiği ilçe ve köylerden çekilmeye başladı.
Hatırlatmak isterim ki; Suriye ordusu sekiz yıllık savaşta ilk kez bir günde iki uçak birden kaybetti ve ilk defa 5 gün gibi kısa bir zaman içinde bu kadar büyük kayıplar vermiş oldu.
Şimdi ikinci aşamaya geçildi ve Bahar Kalkanı Harekatıbaşlatıldı, devam ediyor.
Rejim güçleri dağılmak üzere, Şam yönetimi panikte ve Rusya ile İranrejimi, diktatör Esed`i koruyabilmek için yeni arayışlara yöneldi.
Moskova zirvesi Türkiye-Rusya ilişkilerinde belirleyici olacak
Rejim güçlerinin İdlibhezimeti, aslında başta Rusya olmak üzere rejimin hamisi İran`ın yenilgisidir.
Rusya`nın, saldırıyla alakası olmadığını iddia etmesi asla inandırıcı değildir.
Çünkü 2017 yılından bugüne, İdlibbölgesindeki rejim güçlerinin operasyonlarını Rus generallerin yönettiği ve İran ile birlikte sadece destek değil, fiilen operasyonlarda yer aldıkları artık sır değil.
Kısacası, Rusya ve İran`ın desteği olmadan rejim güçleri böyle bir saldırıyı hem yönetemez hem de buna cüret edemez.
İdlib`de karşımıza çıkanlar rejim güçleri olsa da onları yöneten ve yönlendiren gücün Rusya ve kısmen de İran olduğu bir gerçektir.
Bu ihanet planı ve saldırısıyla sadece Soçi mutabakatı ve Astana süreci değil, aynı zamanda önemli bir yol alınan Türk-Rus ilişkileri çok ciddi anlamda darbe almıştır.
5 Mart`taki Moskova zirvesi bu gerçekler gölgesinde gerçekleşecek.
Türkiye`nin beklentileri açık ve nettir.
&8216;Rejim güçlerinin, Türkiye`nin İdlib`deki gözetleme kulelerine yönelik kuşatmayı kaldırıp, Soçi mutabakatında belirlenen İdlib sınırlarına geri çekilmesi`.
Aslında bu talepler, Moskova`nın Mutabakat gereği yerine getirmesi gereken görevlerdir.
Kısacası sözün bittiği yere gelindi ve verilecek kararlarla sadece İdlib`in değil, aynı zamanda Moskova zirvesi, Türkiye ile Rusya ilişkilerinin devamı için bir milat olacaktır.
Başkan Sn. Erdoğan`ın, mevkidaşı Putin`e ``Eğer rejim güçlerini dizginleyemiyorsanız, aradan çekilin ve bizi rejim güçleriyle baş başa bırakın, biz gereğini yapalım´´ çağrısı önemli bir uyarıdır.
Putin ve ekibi yanlışlarından dönmeli ve bu çağrıya kulak vererek gereği için harekete geçmeli.
Aksi halde, Türkiye gereğini Rusya`ya rağmen yapacaktır.
Çünkü sorulacak hesabımız, alınacak intikamımız vardır.
Putin, prestij ve imaj sınavında
Putin, İdlib üzerinden başlattığı yanlış hamlelerle gelinen safhada zor bir durumda ve de bir yol ayrımındadır.
Diğer bir ifadeyle, İdlib`de yaşanan olumsuz gelişmeler sonrası yeni bir pozisyon belirleme ve iki ülke arasındaki ilişkilerin devamı konularında Sn. Putin, zorlu bir sınavla karşı karşıyadır.
Türkiye`ye ihanet derecesindeki yanlış politikalarıyla Sn. Putin, hem ülkesinde hem de dünya kamuoyundaki prestij, imaj, çıkarlarını koruma yeteneklerini tartışır hale getirdi.
Eğer, Sn. Putin, güven ve prestijini daha fazla kaybetmek ve ülkesinin geleceğe yönelik kazanımlarını heba etmek istemiyor ise devlet aklıyla hareket etmelidir.
Moskova buluşması aslında Putin için önemli bir fırsattır.
İçine düştüğü yanlış politikalardan kurtarma ve Türkiye ile ilişkilerini sürdürme adına bu fırsatı iyi değerlendirerek rejimi dizginleyip geri çekilmelerini ve gözetleme kulelerimize yönelik kuşatmanın kaldırılmasını sağlamalıdır.
Aksi halde hem Türkiye gibi güçlü bir ülkeyi kaybedecek hem de İdlib üzerinden bölgeye farklı güçler devreye girmesine yol verilmiş olacak.
İdlib ihaneti sonrasını fırsat bilen ABD`nin Ankara`ya heyetler göndermesi ve NATO`nun Yunanistan itirazlarını aşarak, Türkiye`ye Hava Savunma desteği verme kararı alması gibi girişimleri Moskova iyi okumalı.
Kremlin`in, Türkiye ile ilişkilerini koparmama ve Suriye`de kendini zor sürece sürüklememe adına doğru kararlar alarak, Türkiye`nin beklentilerine önemli ölçüde olumlu cevaplar vermeye hazırlandığı kanaatindeyim.
Çünkü aklın yolu bunu gerektirir.
Dilerim Moskova, zirveden uzlaşma bekleyenleri yanıltmaz.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.