Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? konusu hakkında görüşler
Süleyman ŞENSOY - (Ziyaretci) 13.09.2016 23:58:31

Rusya ve Türkiye`nin Ne Olacağı, Dünyanın Ne Olacağını Belirleyecek

Rusya ve Türkiye`nin Ne Olacağı, Dünyanın Ne Olacağını Belirleyecek



Süleyman ŞENSOY

Süleyman ŞENSOY
TASAM Başkanı / Chairman




Yayın Tarihi : 02.08.2016



Rusya ve Türkiye`nin Ne Olacağı, Dünyanın Ne Olacağını Belirleyecek
Asya`nın NATO`su Şanghay İşbirliği Örgütü


Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) nedir? Başlangıçtan günümüze nasıl bir evrim süreci geçirdi?

Doğu Bloku`nun dağılmasıyla başlangıçta sınır güvenliği üzerinden başlayan, zaman içerisinde enerji, dış güvenlik, kültür ve ekonomi alanlarını da kapsayan, gittikçe kurumsallaşan bir güvenlik örgütü. Aslında bilinen en klasik benzetme ``Asya`nın NATO`su´´ olarak da zikredilmesi. Sürekli kurumsallaşan ve gelişen bir örgüt var karşımızda.


``Asya`nın NATO`su´´ derken, örgütün misyonunu salt askerî olarak mı düşünmeliyiz?

Aslında güvenlik ağırlıklı bir kuruluş, zaten işlevi de o. Çünkü Asya`da ekonomik entegrasyon için kurulmuş çok sayıda bölgesel örgüt var, hatta bir ``Asya Birliği´´ çalışması da uzun süredir yapılıyor. Biz bu konuda Uluslararası Türk Asya Kongrelerinden birinde bu konuyu işlemiştik. ŞİÖ`yü Genel Sekreter düzeyinde ilk ağırlayan kuruluş da biziz. NATO ile kıyaslamak gerekirse, kurumsallaşmak için daha önünde epeyce uzun yolu olan bir örgüt.


Bu cümlenizden hareketle; başta ABD olmak üzere, Batı karşısında ŞİÖ`yü ekonomik, askerî, politik açıdan kıyaslamamız halinde, geride olduğunu mu anlamalıyız?

Son zirve olan Taşkent Zirvesi`nde Hindistan ve Pakistan`ın tam üyeliğinin hızlandırılması kararlaştırıldı. Örgüt toplamda çok büyük bir nüfusa hitap ediyor. NATO`nun kapsadığı nüfus alanının yaklaşık dört katına karşılık geliyor demografik olarak. Kurulduğu yıllar itibariyle NATO ile kıyaslandığında kurumsal kapasitesi küçük görülebilir olsa da, her geçen yıl içinde kurumsal ve güvenlik kapasitesini artırdığını ve bir süre sonra da pergeli kapatacağını görebileceğimiz bir örgüt. Fakat NATO dediğimiz, Batı`daki güvenlik entegrasyonun; Birinci ve İkinci Dünya Savaşları tecrübeleri sonrasında kurulabilmiş bir örgüt olduğunu belirtmeliyiz. ŞİÖ`nün o noktaya geliş sürecinin zaman alacağını ancak NATO`nun izlediği süreçlere göre, kullandığı zaman periyotlarına göre ŞİÖ`nün gelişim hızının yüksek olduğunu söyleyebiliriz.

Örneğin savunma ve uzay sanayii açısından Asya`da çok yüksek bir kapasite var. Çin bu anlamda ekonomik kapasiteye ek olarak bir ``dünya gücü´´ olmaya doğru gidiyor. Rusya`nın zaten bir emperyal geçmişi var. Zaten var olan büyük askerî kapasitenin sofistike bir yöne doğru gittiğini görüyoruz. Bu alanda Batı Bloku`na karşı en önemli eksiklik ``yumuşak güç´´ kapasitesinin yeterince güçlü olmamasıdır.


``Yumuşak güç´´ derken?

Geleneksel askerî doktrinler hep sert güç kullanmaya dayanır, fakat Dünya`nın geldiği noktada sert güç kaynaklı kriz çok az. Sert gücün elbette caydırıcılığı var, fakat bütün çözümler veya çözümsüzlükler, çatışma veya çatışma çözümleri ağırlıklı olarak yumuşak güç kurumsallaşmasından meydana geliyor. Demokratik deneyimleriyle paralel bir şekilde sivil toplumun güçlenmesi ile bu eksiklik giderilebilir. Şu an bu örgütün alt yapısının en önemli eksikliği, yumuşak güç kapasitesinin yeterli seviyede olmamasıdır.

Yumuşak gücün de birçok tanımı var biliyorsunuz; dil bunlardan biri. Mesela İngilizce 49 ülkenin birinci, 16 ülkenin ikinci dili. Bu yumuşak güç kapasitesi bilgiye ulaşmakla, bilgiyi üretmekle, bilgiyi stratejik ürün hâline getirmekle beraber birçok işlemi kapsamaktadır.


AB, ABD ve ŞİÖ kurumlarının gelecekteki konumlarını nasıl görüyorsunuz? İngiltere`siz bir AB, ŞİÖ`ye daha yaklaşır mı?

Sovyetler dağıldığından beri dünyayı dönüştüren üç temel trend var. Bunlar: mikro-milliyetçilik, entegrasyon ve öngörülemezlik. Mikro-milliyetçilik açısından özellikle Doğu Avrupa`da ve Rusya`nın diğer bölgelerinde Bosna-Hersek haricinde mümkün olduğunca dönüşümün kansız olduğunu belirtebiliriz fakat Arap Baharı ile birlikte bu mikro-milliyetçilik üzerinden sağlanan yeni süreçler çok acılı olmaya başladı, Suriye, Libya, Yemen ve Irak gibi ülkelerin hâli ortada. Bu üç trend yüzyılı şekillendirecek.

Mikro-milliyetçilik sadece etnik kökeni değil her tür farklılığı içeriyor; bu mezhep olabilir, din olabilir. Bu enstrümanla uluslararası sistemdeki ülke sayısının belki birkaç kat artırılması ihtimali var ve bu yönde de güçlü işaretler var. Eş zamanlı olarak dünyada AB`yi model alan birçok entegrasyon çalışması da var. Çünkü bu kadar çok küçük gücün kendini göstermesi mümkün değil, entegrasyonlarda bir araya gelerek güçlü kalabiliyorlar.

Öngörülemezlik ise hayatın her alanında karşımıza çıkıyor. Şimdi böyle bir atmosfer içinde AB`nin geldiği nokta; başarıda başarısızlıktır. Özellikle Çin gibi güçlerin hızla yükselerek uluslararası sistemden ve işbölümünden büyük pay alabileceğini öngöremedikleri için bir bunalım yaşıyorlar, Sorun, bu kadar hızla yükseltilen standartları sürdürecek olan kaynakların kalmamış olması. Bu, finansal piyasalarda da hiç kullanılmaması gereken opsiyonların kullanılmasını, müthiş bir kâğıt ekonomisinin ortaya çıkmasını sağladı. Ancak, kullanılabilecek bütün opsiyonların kullanıldığı görülüyor. Batı`da ``başarıda başarısızlık´´ var.

İngiltere hem Avrupa Birliği`nin geleceğini hem de mikro-milliyetçilik üzerinden gelişecek iktidarsızlıkları iyi okuduğu için Avrupa Birliği`nden ayrıldı. İngiliz aklı çok güçlü bir akıldır; 50 yıl, İngiliz aklı için bir ay gibidir. ``43 yıl birlikteydik ama menfaatlerimiz ayrışınca ayrılma kararı veriyoruz´´ demişlerdir. İngiltere`nin AB`den ayrılması, dünya politikasını çok etkileyecek çünkü Avrupa`daki birliğin bozulmuş olması geçmişteki önemli fay hatlarının yeniden canlanmasını sağlayacak. İngiltere aynı zamanda hâlâ çok önemli bir Asya devleti, Avustralya, Yeni Zelanda vb ile güçlü bağımlılıkları/otoritesi var, Asya`da geçmişte Hindistan başta olmak üzere çok sayıda sömürgesi vardı. Dolayısıyla İngiltere`nin Asya ile ilişkileri de yeni bir perspektife girecektir. Tabii ki, ŞİÖ`ye girmek gibi bir sonuç olmayacaktır.


Peki, Kara Avrupası`nı nasıl görüyorsunuz?

Kapitalist uluslararası iş bölümünde nitelikli payı olan ülkeler; İngiltere, Fransa, Almanya ve belli ölçüde İtalya`dır. Bunların dışındaki güney ekonomilerinin bu süreci yönetmesi zor, fakirleşmeye devam edecekler. Fakat bu mevcut biriken riskler içerisinde AB`nin devamının sorunlu olabileceği görülüyor zaten.

AB sürecinin dünyaya öğrettiği tek şey var; o da entegrasyonların bu kadar sıkı olmaması gerektiği. Çünkü bu kadar farklı ulus devletin bir araya gelerek bu kadar sıkı entegrasyon kurmasının yönetilemez olduğu görüldü. Entegrasyonun boyutu daha esnek tutulsaydı, belki bu kadar travmatik sonuçları olmazdı. Rusya ile olan ilişkileri de önemli, özellikle Kuzey ve Doğu Avrupa ülkeleri, olumlu ya da olumsuz, Rusya etkisinde ve şunu söyleyebiliriz ki Rusya`nın ve Türkiye`nin ne olacağı, dünyanın geri kalanının ne olacağını belirleyecek.

Çift yönlü etki oluşturabilecek iki ülke var; birisi Rusya, birisi Türkiye. Rusya`nın arka planı Asya, ideolojik arka plana giderseniz Latin Amerika`ya, Afrika`ya kadar gidersiniz. Türkiye`nin arka planı ise Türk - İslam dünyasıdır. Dolayısıyla bu iki ülkenin ne olacağı dünyanın geri kalanının da ne olacağını belirleyecektir.


ŞİÖ genişleme politikası hakkındaki görüşünüz nedir?

19. yüzyıl bir Avrupa Çağı`ydı, 20. yüzyıl bir bütün olarak Amerika Çağı`ydı, 21. yüzyıl da bir bütün olarak Asya Çağı olacak. ŞİÖ`nün genişlemesi bir tesadüf değil. Güvenlik alanında genişlemeye devam edecek. Asya`nın temel handikabı birçok zıtlıkları bir arada taşıması. Çok fakir ülkelerle çok zengin ülkelerin, enerji zengini ülkelerle enerji fakiri ülkelerin yani farklılıkların bir arada bulunması entegrasyonu zorlaştırıyor, bunları yönetmek çok zaman alıyor.

AB var olduğu süre içinde tamamen standartları oluşturmak için kurumsal hayatını harcadı. ŞİÖ`de bu genişlemelerin tesadüf olmadığını ama bunların oturmasının; diyalog ortaklığının, gözlemci üye olmasının, gözlemci üyelerin tam üye olmalarının ve sistemin kurumsallaşmasının biraz zaman alacağı gözüküyor.

Ama gün gelir Asya`nın tamamını kapsayan bir örgütle karşılaşabiliriz. Bu genişleme de İran`ın tam üyelik başvurusu var, muhtemelen hızlanacak. Pakistan ve Hindistan`ın tam üyelik süreçlerinin yürütülmesi kararlaştırıldı. ŞİÖ daha stratejik bir konuma doğru gidiyor.

Türkiye açısından konuya yaklaşırsak; bağımlılıklar, ilişkilerin seviyesini belirler. Sizin ülke olarak bağımlılıklarınız ne tarafa ise, doğal olarak o tarafa doğru meyledersiniz. Eğer Türkiye Asya`ya, Doğu`ya doğru kendini yakın hissetmeye başlarsa, bu bölgeye yönelik ekonomide, kültürde vs. bağımlılıklarını karşılıklı olarak artırmalı ve derinleştirmelidir. İşin siyasi kısmı, entegrasyon kısmı bundan sonra geliyor.

Şu an Türkiye`nin bağımlılıklarının 70`i Batı lehinedir. Doğu`da aktif olmak istiyorsa Doğu ile ilgili bağımlılıklarını arttırmalıdır.


Aslında bunu yapmak istedik, örneğin Türk Devleti`ni yönetenler bir ara Çin`den hava savunma sistemleri almak istedi ama bir türlü olmadı, izin verilmedi.

Baskılar olmuş ise bu rekabetin doğasından kaynaklanıyor. 70 bağlı olduğunuz Batı sizi kolaylıkla bırakmak istemez. Önemli olan Türkiye açısından bunu yönetebilmektir. Rekabeti göze almışsanız zaten bunu yaparsınız ama kendi menfaatleriniz için bu rekabetin yıkıcı olduğunu düşünüyorsanız fikrinizi değiştirebilirsiniz.


Türkiye`nin konumunu da çizdiniz ama biraz daha açabilir misiniz?

AB`yi başarıda başarısızlık olarak tanımladık. AB`nin ``Brexit´´ sonrasında mevcut hâli ile devamı zor görünüyor. AB ya dağılacak ya da merkez çevre gibi farklı katmanların tanımlandığı yeni bir sisteme geçecek.

Bu anlamda Türkiye`nin mevcut fotoğraftaki üyelik sürecinin tam üyelikle sonuçlanacağını sanmıyorum. AB kurumsal bir yapısı şeklî olarak kalsa da kurumsal olarak kalmadı. Zaten Türkiye`nin AB üyelik sürecini, hiçbir zaman üyelikle sonuçlanması gereken bir süreç olarak görmedim; bunu, Türkiye`nin istikrarı, güvenliği, ve bağımlılıklarının gereği olarak izlenmesi gereken bir süreç ve Batı`daki kurumsal birikimin, geç kalınan ihmal edilen birikimlerin alınması olarak gördüm.

Gelinen noktada mevcut hâli ile tam üyeliğin mümkün olmadığı görülüyor, fakat Türkiye`nin bulunduğu denge - hem Asya hem Avrupa ülkesi olmasından dolayı bulunduğu konum - nedeniyle tek renkli bir tercih yapmasının da imkansız olduğunu görüyorum. Bu anlamda önceliklerini iyice belirleyerek, hem Doğu`da hem Batı`da etkin olması gereken bir ülkedir Türkiye. Dünyada çok az sayıda ülkeye böylesine jeostratejik imkan verilmiştir. Türkiye Asya`da, Doğu`da ne kadar etkili ise Batı`da o kadar önemlidir, Batı`da ne kadar etkili ise Doğu`da ve Güney`de kredisi o kadar yüksektir. Türkiye bu ``denge olma´´ pozisyonunu çok iyi yönetmek zorundadır ve dış politikasının da bu çerçeve içinde, temel argümanlar açısından yeniden tanımlanması gerekmektedir.


Denge siyasetini Osmanlı da kullanmış ancak şu an her Türk vatandaşının gönlünde büyük bir Türkiye var bu nasıl olacak?

Büyük Türkiye, ``güç ve adalet´´ ile temsil edilebilir. O güç ve adalete ulaşmak ise reel politik davranmayı gerektiriyor, güç ve adalete ulaştıktan sonra da standartları adalete uygun siz belirlersiniz. Vatandaşımızdaki bu duygusal kırılmayı biliyorum ama adalet meşru güce ulaşmakla mümkün. Türkiye`nin mevcut durumunda övünülecek birçok şey var ama olmak istediği yere göre çok geride olduğunu da belirtmeliyiz. Önümüzde uzun bir yol var, devlet hayatında 10 yıl, 20 yıl uzun değildir, bunlar devlet için bir iki ay gibidir. Özellikle sosyolojik olarak bütün enstrümanların yeniden tanımlandığı bir çağda Türkiye`nin merkez olarak güçlü kalması çok büyük önem arz ediyor.


Peki, güçlü Türkiye hedefine ittifaklarla daha kolay varılmaz mı?

Bakın Ukrayna şu an, tek taraflı siyaset izlediği için bu hâlde; Kırım`ı ve Doğu parçasını fiilen kaybetti. Bugünkü dünya Afrika`daki en küçük devlete bile tek renk politika izleme imkanı vermiyor. Çok boyutlu politika izlemek zorundasınız ama öncelikleri doğru sıralamak zorundasınız. Burada kastettiğim; Osmanlının zayıf döneminde son yüzyılda yaptığı denge siyasetinden çok küresel aktörlerle, bölgesel bir güç olarak uyum içinde kendi istikrarını koruyan güçlenen bir Türkiye`dir.

Biz bölgemizde her şeyi tek başımıza belirleyecek güce sahip değiliz, artık dünyanın doğası da buna uygun değil. Hayatın doğası gereği denklemde birçok değişkeni hesaba katmak zorundayız. Türkiye`nin bir bloğu tercih etmesi bence istikrarsızlığı anlamına gelecektir. Bugün Çin ile ABD rekabetinden bahsediliyor bu doğru fakat dünyanın en büyük dış ticaretini yine bu iki ülke kendi aralarında yapıyor; ABD tahvillerini Çin alıyor, böylece cari açığını finanse ediyor. Karşılıklı bağımlılıklar var ve bu aynı zamanda sigorta görevi yapıyor, bir takım çatışma ve kavgaları önlüyor.


Varsayalım ki gelişmeler bizi Doğu`ya itti. Batı`ya göre daha genç ve büyük bir popülasyonu olan Doğu`nun içinden çıkmış ŞİÖ üyesi olabilecek bir Türkiye bölge ve Dünya`da ne etki yapar?

Üretim, tüketim ve büyüme standartlarını belirlemiyorsanız nüfusun ne kadar genç ya da fazla olduğunun bir önemi yok. Batı`da nüfus yaşlanıyor doğru, özellikle Almanya bu konuda kötü durumda ama bu, teknolojideki farklı dönüşümleri de tetikliyor; işgücünden insan kaynağı tasfiye oluyor, otonom işçiler, otonom güvenlik görevlileri, otonom çalışan taksiler, otonom çalışan fabrikalar gibi (şu an için bile çok ciddi sayıda robot 24 saat karanlıkta çalışıyor). Bu tür açmazlar teknolojiyi de dönüştürebiliyor.

Önemli olan, üretim tüketim ve büyüme standartlarını kimin belirlediği. Bu, Batı tarafından belirlenmeye devam ediyor, bunun altını çizelim. Eğer gerekli bağımlılıklar oluşmamışsa Türkiye`nin ŞİÖ üyeliğinin bir anlamı olmaz. Ama şu an Türkiye 2012 yılından beri ``diyalog ortağı´´, bunun yeni bir aşaması olarak ``gözlemci üye´´ olabilir, ``tam üye´´ olabilir ama bunlar birkaç yıl alabilecek süreçlerdir. Buradaki tercihleri etkileyen temel faktör; siyasi ya da ideolojik görüşlerimiz değil, ülkelerin bağımlılıklarıdır. Ülkenin bağımlılıkları değiştiği ölçüde Türkiye de daha farklı bloklar içinde etkin olabilir.

Türkiye`nin ŞİÖ üyesi olması NATO üyesi olmasıyla beraber yönetilemez gibi görünüyor ama yönetilebilir. Ancak bağımlılıklar bunu belirler. Şu an için olasılıklar üzerinden konuşmak da çok verimli değil, Rusya, Çin, Hindistan gibi ülkeler için de Türkiye fonksiyonu hakkında senaryolar üretmek gerek. Bir husus da, bütün bu güçlerin rekabet alanı aynı zamanda Türkiye`nin kimlik alanıdır. Türkiye Doğu`da ve Batı`da önemli bir ülkedir.


Yaşadığımız başarısız darbe girişimi sonrası oluşan siyasi etkilerin bir şekilde bağımlılıkları da etkilemesi yolu ile Türkiye`nin Rusya ve dolayısıyla ŞİÖ`ye yaklaştığını söylemek mümkün mü? Ağustos`ta Sayın Cumhurbaşkanımızın bir de Rusya ziyareti olacak. Denklemin değişkenleri sizce değişiyor mu?

Diğer soruları 15 Temmuz darbe girişimi öncesi cevapladığımı not ederek bu soruyu cevaplamak istiyorum. Bağımlılıkları çeşitlendirme noktasında Rusya ve ŞİO`nün önemli bir potansiyeli var. Öncelikle uçak krizinin yaralarının sarılması, sonrasında ise Türk - Rus ilişkilerinin radikal parametrelerle yeniden tanımlanması gerekiyor. Bağımlılıklarda Türkiye`nin stratejik konumuna uygun çeşitlendirmeye gidilmesi; demokrasinin yerleşmesi, Doğu ya da Batı tarafından manipüle edilmemek ve darbe gibi sürprizlerle karşılaşmamak için de hayati önem arz ediyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyaretinin bu anlamda bir milat olmasını diliyorum.


( TASAM Başkanı Süleyman Şensoy Röportajı | 14.07.2016 | Aydınlık Gazetesi | Evren Devrim )





Diğer Yazıları
1 - Rusya ve Türkiye`nin Ne Olacağı, Dünyanın Ne Olacağını Belirleyecek
2 - Türk-Rus İlişkilerinin Niteliksel Değişimi Güvenlik Konularını da Kapsayabilir
3 - Türk Dünyası ve Diasporasında Stratejik İletişimi
4 - ``İnisiyatif Hatay´´ ve Orta Doğu
5 - Turkey `Will Respond` to Russian Signals for Normalization
6 - Türkiye ile Rusya Kader Ortağıdır
7 - Nükleer Güvenlik ABD Rusya İran
8 - Güç ve Adalet İçin Orantılı Risk Karşılıklı Bağımlılık
9 - One Belt One Road China Turkey and World
10 - Bir Kuşak Bir Yol Çin Türkiye ve Dünya
11 - G-20 China 2016
12 - G-20 Çin 2016
13 - Turkey - China; Proportional Risks & Mutual Interdependencies
14 - Putin`in Karizması ve İadei İtibar
15 - State`s Immune System and the New World
16 - Devletin Bağışıklık Sistemi ve Yeni Dünya
17 - Üretim-Tüketim-Büyüme ve İnsan İnşası
18 - Güvenlik ve Savunma Reformu
19 - Transpasifik`te Ekonomik NATO
20 - Rusya ve İran`ın Tercihleri
21 - Dünyanın Geleceği; Rusya - Türkiye İlişkilerinin Geleceğine Bağlı
22 - Egemenlik Güvenlik Devlet ve Dördüncü Boyut
23 - Kürt Koridoru İran ve Türkiye
24 - Pandora`nın Kapağı ve Adalet`in Sınırı
25 - Afrika Seçenek mi Zorunluluk mu?
26 - İhmal Edilebilirlik, Kontrollü Bunalım ve Bölgemiz
27 - Mısır`ın Devlet Refleksi, Bölge ve Suudi Arabistan
28 - Millî Burjuvazi, Entelijansiya ve TASAM
29 - Yeni Motto; Yüksek Rekabet Yüksek İşbirliği
30 - Küresel Türk Algısı, Mikro Milliyetçilik Entegrasyon ve Öngörülemezlik
31 - Ehliyet, Liyakat, Bilim ve Millî Menfaatler
32 - Syria Policy Iran Israel and The West
33 - Suriye Politikası İran İsrail ve Batı
34 - World Islamic Forum
35 - Dünya İslam Forumu
36 - The Unsuccess in Success of EU, Charlie Hebdo and PEGIDA
37 - AB`nin Başarıda Başarısızlığı, Charlie Hebdo ve PEGIDA
38 - Controlled Depression, Palestine and Islamic World
39 - Türkiye - Rusya Bağımlılık İnşası
40 - New Iran and New Turkey
41 - Kontrollü Bunalım, Filistin ve İslam Dünyası
42 - Al-Aqsa Mosque is the Redline for Islamic World
43 - New Turkey and Forward Decade
44 - Cosmopolitan Society, Sufism and Islam
45 - Kozmopolit Toplum, Sufizm ve İslam
46 - Mescid-i Aksa İslam Dünyası için Kırmızı Çizgidir
47 - Yeni İran ve Yeni Türkiye
48 - Güvenlik, Egemenlik ve Bağışıklık Sistemi
49 - Merkezi Sağlam Tutmak
50 - Yeni Türkiye için Öncelikli Öneriler
51 - Sektörel Derinleşme, Değerler İnşası ve Eleştirel Düşünce
52 - Türk Diasporası ve Türk Dünyası Vizyon 2023
53 - Kaos Suudi Arabistan dâhil Bölge`ye Yayılabilir
54 - Red Apple is to Search what is Found or what is not Possible to be Found
55 - Kızıl Elma, Bulduğunu ya da Bulunması Mümkün Olmayanı Aramaktır
56 - Güç ve Adalet İnşası İçin Marka Şehirler
57 - Yeni Türkiye ve Önümüzdeki 10 Yıl
58 - Doğu - Batı Rekabetinde Marmaray
59 - "Borç - Para - Borç" Çıkmazı ve Yeni Jeo - ekonomik Rekabet
60 - Ne Yiyorsak O`yuz
61 - Türkiye - Rusya: Güçlü İşbirliği Güçlü Rekabet
62 - Global Spring And Forward Decade
63 - 2nd World Turkic Forum Religion,Language,History & Geography
64 - Zihinsel Eşik; Sektörel ve Finansal Derinleşme
65 - Küresel Bahar ve Önümüzdeki 10 Yıl
66 - Gezi Park and Turkey`s Disproportionate Risks
67 - Gezi Parkı ve Türkiye`nin Orantısız Riskleri
68 - 2. Dünya Türk Forumu Açılış Konuşması | Din, Dil, Tarih ve Coğrafya Yetmez
69 - The Latest Developments and Geostrategic Scene
70 - Orta Doğu`daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara
71 - TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY TRT TÜRK 10.10.2012 Tarihinde Canlı Yayın Konuğu
72 - Güç ve Adalete ``Orantılı Risk - Karşılıklı Bağımlılık´´ ile Ulaşılabilir
73 - 6. Uluslararası Türk - Asya Kongresi | Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması | 07.06.2012, İstanbul
74 - 6. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi | Başkan Şensoy`un Açılış Konuşmas | 16.12.2010, İstanbul
75 - TGRT | Başbaşa`da TASAM Başkanı Şensoy Gündemi Değerlendiriyor | 04.05.2012
76 - 5. Uluslararası Balkan Forumu | Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması | 26 Nisan 2012, İstanbul
77 - Finans, Bankacılık ve Kalkınma 2023 Kongresi | Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
78 - Bir Kişi Eksiksek 2023`e Ulaşamayız
79 - 3. İİT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
80 - Tarım, Gıda ve Hayvancılık Orta Vadede Geleceğin ``Enerji´´ Sektörüdür.
81 - 7. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
82 - Fransa Deneyiminin Avrupa`da Yaygınlaşma Riski Var
83 - 2. Uluslararası Ortadoğu Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
84 - Doğu Batı Bloklaşması ve "Arap Baharı"
85 - 1. Dünya Türk Forumu | TASAM Başkanı`nın Açılış Konuşması | 21.10.2010, İstanbul
86 - Terör Sorununun Nereye Varacağı, Türkiye`nin Nereye Varacağıyla Doğru Orantılı
87 - Beşar Esed`in Kalemi Kırıldı
88 - Terör Sorununun Nereye Varacağı, Türkiye`nin Nereye Varacağıyla Doğru Orantılı
89 - Statement By the Chairman of TACSS in 1st International Turkish-African Congress
90 - Başkan Şensoy`un 1. Uluslararası Türk-Afrika Kongresi Açılış Konuşması
90 - Başkan Şensoy`un 1. Uluslararası Türk-Afrika Kongresi Açılış Konuşması
92 - TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY`un Açılış Konuşması
93 - Presentatıon
94 - Sunuş
95 - Siyasetin İletişimi - Sunuş
96 - Statement By the Chairman of TASAM in II1 International Turkish-African Congress ŞENSOY
96 - Statement By the Chairman of TASAM in II1 International Turkish-African Congress ŞENSOY
98 - Başkan ŞENSOY`un 2. Uluslararası Türk-Afrika Kongresi Açılış Konuşması
98 - Başkan ŞENSOY`un 2. Uluslararası Türk-Afrika Kongresi Açılış Konuşması
100 - Sürdürülebilir Kalkınma için Nükleer Enerjinin Önemi
101 - İslam Medeniyetinin Yeniden İnşası Eğitimle Mümkün Olacak
102 - 3. Uluslararası Balkan Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
103 - 2. Uluslararası Balkan Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
104 - 1. Uluslararası Balkan Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
105 - Zihinsel Eşikler Aşıldı
106 - 5. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
107 - Presentatıon
108 - Sunuş
109 - Presentatıon
110 - 1. Türkiye - ABD Forumu, Açılış Konuşması Başkan Şensoy`un | 14.07.2011, İstanbul
111 - DÜNYA TÜRK FORUMU AÇIŞ KONUŞMASI
112 - 5. Uluslararası Türk - Asya Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
113 - Türkiye`nin CICA Dönem Başkanlığı Perspektifi
114 - Irak`ın Geleceği Ortadoğu`nun Geleceğidir
115 - Mısır Krizi Ve Bölgenin Dönüşümü
116 - 4. Türk-Asya Kongresi Önsöz
117 - 4. Uluslararası Türk - Asya Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
118 - TASAM Başkanı Sayın Süleyman ŞENSOY
119 - SUNUŞ
120 - Crisis of Egypt and Transformation of the Region
121 - Government and Constitution ``How should a New Constitution be Written?´´
122 - First Workshop Final Report "the Relations Between Turkey - Latin America
123 - Opening Speech of The 1st Turkish-African Congress
124 - Opening Speech of The 2nd Turkish-African Congress
125 - When the Social Contract is Breached on One Side, It`s Breached on Both Sides
126 - As a Nation We Need ``Mind of Government´´
127 - Changing Balances And Parameters in Asia
128 - Our Choices Made The First Twenty Years of The 21st Century will Determine Where We will Be in
129 - The Future of Iraq is The Future of The Mıddle East
130 - To Reach The Level of Contemporary Civilization
131 - Turkey And New Approaches For Afghanistan
132 - The Reconstruction of Islamic Civilization Will Be Possible Through Education
133 - Ne İran Ne Demokrasi: Bir Çok Ülkeyi Zor Günler Bekliyor
134 - İnsan Kaynağı Agresif Rekabetin Odağı
135 - İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu Açılış Konuşması
136 - "Sürdürülebilir Kalkınma Için Nükleer Enerjinin Önemi" Çalıştayı Açılış Konuşması
137 - Türk Bankacılık Sistemi Vizyon 2023 Kongresi Açılış Konuşması
138 - 2. Türk - Asya Kongresi Açılış Konuşması, TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY
139 - 4. Uluslararası Türk - Asya Kongresi Açılış Konuşması
140 - 3. Uluslararası Türk - Asya Kongresi Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
141 - TASAM Başkanı Ile Yapılan Röportaj.
142 - Evlat da Bizim Devlet de,
143 - Başkanımız Süleyman ŞENSOY`un 28.06.2004 Tarihinde Vakit Gazetesinde Yayınlanan Röportajı
144 - Başkanımız Süleyman Şensoy`un `Amerikan Seçimleri` Ile İlgili Görüşleri` 25.10.2004
145 - Türk Cumhuriyetleri`nde Yatırım İmkânları Sempozyumu Başkan Şensoy`un Konuşması
146 - Ulusal Yayın Politikası Sempozyumu Açış Konuşması
147 - Gelecek Asya Ve Afrika`da
148 - 1. Uluslararası Türk Afrika Kongresi Konuşması
149 - Küreselleşme ve Medyanın Kültür Üzerine Etkileri ve Ulusal Yayın Politikası Sempozyumu
150 - Barış Karşılıklı Güce Dayanır
151 - 1.Uluslararası Türk Asya Kongresi Açılış Konuşması
152 - 1. İİT Üyesi Ülkeler Düşünce Kuruluşları Forumu Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
153 - Pandoranın Kutusu yada Parçalanmanın Yol Haritası(?)
154 - Türk Cumhuriyetlerinde Yatırım İmkânları Sempozyumu Açış Konuşmaları
155 - Başkan Şensoy`un 1. Ulusal Türkiye`de Enerji ve Kalkınma Sempozyumu Açılış Konuşması
156 - Irak`ın Geleceği Sempozyumu Gerçekleştirildi
157 - Güvenliğin Yeni Boyutları, NATO ve Türkiye
158 - Başkan Şensoy: Ortadoğu Eksenin Kaydığı Yer Değil Denge Bulduğu Yerdir
159 - Çok Paranın Sorunu Çözeceğinden Yola Çıktık ve Dünya Çapında Büyük Bütçeleri de Çarçur Ettik.
160 - Latin Amerika Ve Karayipler Toplantıları I. Çalıştay Sonuç Raporu Yayınlandı
161 - ``Devlet´´ Görünmeyen Bir Bağışıklık Sistemidir
162 - Rusya`nın Kırım`ı İşgali Bile Söz Konusu Olabilir
163 - 11. Afrika Birliği Zirvesi: ``Su ve Sağlık Koşullarının İyileştirilmesinde Milenyum Kalkınma Hedefleri´´
164 - Pakistan, Butto, Şerif, Müşerref Yanlış Stratejinin İflası (Dost Acı Söyler)
165 - Kriz Kapıda Alternatif Enerji Lazım
166 - Kapasite İnşası Politika ve Programımız Yok
167 - Misir Krizi ve Bölgenin Dönüşümü
168 - Irak`ın Geleceği Ortadoğu`nun Geleceğidir
169 - Değişen Dünya Dengelerinde Türkiye`nin Konumu
170 - 1. Dünya Türk Forumu, Açılış Konuşması Başkan Şensoy`un Açılış Konuşması
171 - Afganistan İçin Yeni Yaklaşımlar ve Türkiye
172 - ``Çok Boyutlu Dış Politika ve Ekonomi Yaklaşımı Kurumsallaşmalı´´
173 - Millet Olarak ``Devlet Aklı´´na İhtiyacımız Var
174 - Asya Özelinde Değişen Denge ve Parametreler
175 - İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu Açılış Konuşması
176 - 21. Yüzyılın İlk Yirmi Yılında Yapacağımız Tercihler Yüzyılın Kalanında Nerede Olacağımızı Belirleyecek
177 - Evlat da Bizim Devlet de, 29.07.2003
178 - 4. Uluslararası Türk - Asya Kongresi Açılış Konuşması
179 - Devlet ve Anayasa ``Yeni Bir Anayasa Nasıl Yazılmalı?
180 - Dünya`da Dengelerin Değişimi Çin-Hindistan ve Rusya`yı Merkez Alıyor
181 - Asya`da Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma
182 - Bugün Yaşadığımız Olaylar Çok Kutuplu Dönemin Başlangıç Sancıları
183 - 21. Yüzyıl Asya Çağı Olacak
184 - İslam Ülkelerinde Eğitim Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy`un Açılış Konuşması | 24.10.2007, İstanbul
185 - Türk Bankacılık Sistemi Vizyon 2023 Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy`un Açılış Konuşması | 25.06.2008, İstanbul
186 - Avrupa Birliği - Türkiye Orta Asya`nın Çok Boyutlu Güvenliği
187 - Muasır Medeniyet Seviyesinin Üzerine Çıkmak
188 - 3. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy`un Açılış Konuşması | 04.12.2007, İstanbul
189 - Demirden İpek Yolu: Traceca Projesi
190 - Pandoranın kutusu ya da parçalanmanın yol haritası(?)
191 - 2. Uluslararası Türk - Asya Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy`un Açılış Konuşması | 23.05.2007, İstanbul
192 - Otarşik Süreç
193 - 2. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy`un Açılış Konuşması | 12.12.2006, İstanbul
194 - Barış Karşılıklı Güce Dayanır
195 - ``Sürdürülebilir Kalkınma için Nükleer Enerjinin Önemi" Çalıştayı | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy`un Açılış Konuşması | 27.07.2006, İstanbul
196 - TASAM Başkanı Sayın Süleyman ŞENSOY`un 1. Ulusal Türkiye`de Enerji ve Kalkınma Sempozyumu Açış Konuşması
197 - ``Türkiye`de Enerji ve Kalkınma" Sempozyumu | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy Açılış Konuşması | 26.04.2006, İstanbul
198 - 1. Uluslararası Türk - Afrika Kongresi | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy Açılış Konuşması | 23.11.2005, İstanbul
199 - Gelecek Asya ve Afrika`da
200 - Ulusal Yayın Politikası Sempozyumu | TASAM Başkanı Süleyman Şensoy Açılış Konuşması | 14.05.2005, İstanbul
201 - Türk Cumhuriyetlerinde Yatırım İmkânları Sempozyumu Açış Konuşmaları
202 - Başkanımız Süleyman Şensoy`un `Amerikan Seçimleri` ile İlgili Görüşleri`
203 - Vakit Gazetesi Röportajı
204 - Evlat da Bizim Devlet de


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.