Türk-Rus ilişkileri, S-400`ler ve Moskova`nın nabzı
Mehmet Koçak kocak61mehmet@gmail.com 2019-07-06 Türk-Rus ilişkileri, S-400`ler ve Moskova`nın nabzı
Kısmen araştırmalar, kısmen özel görüşmeler ve kısmen de tatil yaparak geçen Moskova programımı tamamlayarak ülkeme döndüm. Orada bulunduğum süre içinde siyasilerin ve akademisyenlerin yanında Rus kamuoyunun Türkiye hakkındaki düşüncelerinin neler olduğunu öğrenmeye çalıştım. Elbette, eleştirel yaklaşımlar ve farklı görüşler ifade edenler olmuştur. Ancak, Türkiye ve Türk halkına düşmanca bir tavır ve olumsuz bir davranışa rastlamadım.
Bilhassa, Rusya`ya ait bir Su-24 savaş uçağının Türkiye tarafından düşürülmesi ardından ilişkilerimizin sıfırlanma noktasına sürüklendiği ve ikili ilişkilerde yaşanan gerilim sürecinin Rus halkı üzerindeki etkileri başta olmak üzere; ilişkilerin kısa zamanda yeniden toparlanarak her alanda gelişmeye yönelmesi ile S-400 füzelerinin alımıyla Türk-ABD ilişkilerinde yaşanan sorunlara nasıl bakıldığı, benim en çok merak ettiğim konulardı. Görüştüğüm herkese, merakımı gidermek için soru üstüne sorular sordum. Aldığım cevaplarda, ülkelerin ilişkilerinde tarihi olayların günümüzdeki gelişmelerle bağlantıları var olduğu gerçeğinden hareketle önce tarihi süreç içinde yaşanan olaylar özetleniyor. Tarihte iki ülke arasında yaşanan sorunlar ile bu sorunların çözümünde izlenen politikalara dikkat çekiliyor ve devamında ise günümüzdeki gelişmelerin değerlendirilmesi yapılıyor. ``Tarihteki kadim milletlerden olan Türkler ve Ruslar, büyük imparatorluklar kurarak insanlığa öncülük eden medeniyetlerin de kurucuları olmuşlardır. Türk-Rus ilişkilerinde yaşanan krizler, hamaset üzerinden ve maceracı bir yaklaşım yerine sorunların çözümü konularında çareler aranması ve fikirler üretilmesi için iki tarafın da ortak yaklaşımı etkili oldu. İki ülke arasındaki sorunların aşılması konusundaki bu başarılı &8216;ortak aklın` oluşmasında, hiç şüphesiz her iki tarafın tarihi olaylardan çıkardığı dersler ve edindiği tecrübelerin önemli rolü olduğu bir gerçeğine vurgu yapılıyor. Yakın tarihte Türk-Rus ilişkilerinde istenmeyen üzücü gelişmeler yaşandı. Ancak o tarihi &8216;ortak akıl` yeniden devreye girdi ve olayların seyri olumlu bir şekilde değişti.´´
Evet. Moskova`daki görüşmelerim ve araştırmalarımda tarihten bugüne Türkiye ile Rusya ilişkileri değerlendirilirken ortaya konan bakış açısının özeti işte bu. ABD VE NATO, TÜRKİYE`YE HAKSIZLIK YAPIYOR Sovyetler Birliği`nin dağılması sonrasında Türkiye`ye ihtiyaç kalmadığı görüşünden hareketle Türkiye hem NATO hem de ABD ve uydusu Batılı ülkeler tarafından dışlandığını düşünen Ruslar, NATO ve ABD ile onun öncülüğündeki Batılı güç odakları tarafında Türkiye`ye büyük haksızlık yapıldığı görüşünde. S-400`ler konusunda ise farklı görüşler var. Kimilerine göre bu bir ticari konu, kimilerine göre NATO ve ABD ile müttefiklerini rahatsız eden, hem ticari hem de askeri ve stratejik bir konu.
Türkiye, S-400 Savunma Sistemlerinden vazgeçerse, Türkiye- Rusya ilişkileri bozulur mu? şeklindeki soruma, Türkiye &8211; Rus ilişkileri sadece S-400`lerden ibaret olmadığı hatırlatılarak, ``bozulmaz, amma güven başta olmak üzere olumsuzluklar yaşanabilir´´ deniliyor. Ancak, ABD Başkanı Trump`ın G-20 zirvesinde ``Türkiye`ye haksızlık yapıldı´´ diyerek bir yanlış politik tavrı kabullenmesi Türkler kadar Rusları da mutlu etti. Ancak, ABD Başkanı Trump`ın sözlerinde tutarlılık olmadığı gibi ciddi bir devlet adamlığı sergileyemediği eleştirileri de sıralanıyor. Rusların büyük bir kısmı, Türkiye`nin NATO`da kalması Rusya açısından da olumlu olacağını hatta bazı konularda NATO ile Rusya arasında yaşanacak bazı sorunlarda Türkiye`nin arabulucu rolü üstlenebileceği görüşünde. Çünkü Türkiye`nin, NATO`nun bir saldırı emrine uyarak Rusya`ya düşmanca bir tavırla saldırmayacağına inanıyorlar. Doğrusu bu cevaplar beni hem mutlu etti, hem de şaşırttı. Rus kamuoyu, siyasiler ve akademisyenlerle Rus basınındaki yorumlarda S-400`ler konusunda Başkan Erdoğan`ın cesaretli duruşu ve karşı direnişinden övgüyle bahsediliyor. Ayrıca, son yıllarda yaşanan krizlerden sıyrılarak her alanda Türkiye - Rusya ilişkilerinde olumlu gelişmenin seyrinde Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin`in şahsi dostluklarının büyük payı olduğu belirtilerek, dünya siyasetinde bu dostluktan destek bulan ilişkilerin takdir edildiği hatırlatılıyor. Özetleyecek olursam, Moskova`ya 1990-1997 yıllarında gitmiştim. Ancak, şimdi ise bambaşka bir Moskova gördüm. Türkiye-Rusya ilişkilerinin katlanarak gelişeceği inancındayım. Çünkü her iki tarafta bu istek ve potansiyel mevcuttur.
|