ABD, terörist ilan ettiği Taliban’a Afganistan’ı teslim etti
ABD, terörist ilan ettiği Taliban’a Afganistan’ı teslim etti 18 Ağustos 2021
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Taliban’ın Afganistan’da kontrolü sağlamasının müsebbibi ABD ve onun emrindeki müttefikleriyle NATO’dur.
Gelişmeler gerçekten acı, dramatik ve korkunçtur. Olumsuz gelişmeler ise ABD’nin ‘terörle Mücadelesi’nin bir yalan olduğunun ispatıdır.
‘Terör rejimi’ olarak ilan ettiği Taliban’a Afganistan’ı kendi eliyle teslim etmiş oldu.
Diğer bir ifadeyle: ABD, kaybettiğini anlamış, daha fazla asker kaybı ve büyük harcamalardan kurtulmak için pazarlıkla Afganistan’dan kaçmış oldu..
Ne şekilde olursa olsun bu çekilme, ABD’nin Taliban’a karşı başarısızlığı yani hezimetidir.
Böylece Afganistan’da 20 yıl süren ABD öncülüğünde NATO ve müttefiklerinden oluşan işgalci güçler kendilerine göre ise ‘uluslararası misyon’ olarak adlandırılan güç ve güçlerin “arzu edilen sonuçlara” ulaşamadığı açıktır.
Bunun böyle olacağı 2015’de, ABD’nin Taliban ile masaya oturmayı kabul etmek zorunda kalmasından belliydi.
Yani ABD, büyük asker ve mali kayıplara Afganistan işgalinin kendilerine çok pahalıya mal olduğunu gördü ve daha fazla kayıplar yerine çekilip farklı bir konsepte yönelmeyi kabul etmek zorunda kaldı.
Barack Obama, verdiği emirle El Kaide lideri Usama Bin Ladin’in öldürülmesinden sonra Afganistan’daki işgalin miadının dolduğunu söyleyip geri çekilme sürecini başlatmak gerektiğini ifade ederek, kendisinden sonraki ABD yönetimlerine yol göstermişti.
Çünkü Amerikalıların çoğu, ABD ve müttefiklerinin kurtarıcı değil işgalci olarak görüldüğü bir ülke için hem daha fazla insanın yaşamının tehlikeye atılmasını hem de daha fazla para harcanmasını istemiyordu.
Donald Trump, ABD askerlerinin Afganistan’dan çekileceğini başkanlık döneminin son kararlarından biri olarak duyurmuştu.
Mevcut Başkan Joe Biden ise savaşı sona erdirmesi için yoğun baskı altındaydı ve seçim kampanyasında verdiği en önemli sözlerden biriydi.
Böylece Obama’nın işaret ettiği Trump’ın Taliban ile başlattığı görüşmeleri Başkan Biden sonuçlandırdı ve yeni bir strateji konseptine geçmek üzere Afganistan’dan başarısızlığını sonlandırmak amacıyla çekilmeyi Taliban’la vardığı açık ve gizli pazarlıklar sonucu başlatmış ve çekilmiştir.
Böylece ABD ve onun işbirlikçisi ülke ve NATO’nun Afganistan’ı “demokrasi ve barışa” yönlendirme ve ‘özgür bir toplum inşa etme’ söylemlerinin de bir oyun olduğu ve yine terörle mücadele değil, çıkar politikalarının mücadelesi olduğu bir kere daha açık ve net bir şekilde görülmüş oldu.
ABD, yenemediği terör örgütleriyle kendi çıkar politikaları yönünde karanlık ilişkiler ve gizli pazarlıklar yapmaktan kaçınmadı ve de kaçınmadığını Afganistan’da da göstermiş oldu.
•
ABD Başkanı Biden’ın, Afganistan’daki durumla ilgili kendisine yöneltilen yoğun eleştirilere yanıt verirken Taliban’ın hızlı ilerleyişinden, ülkeyi terk eden Afgan siyasileri ve savaşmayan orduyu sorumlu tutması ise Taliban ile varılan anlaşmayı gizlemek amaçlıdır.
ABD, Afganistan’dan tavizler vererek ve o gizli plan çerçevesinde çekildi. Ancak ABD, Afganistan üzerinden bölgeye yönelik çok daha farklı, asker kaybı vermeden ve de az maliyetli yeni bir strateji uygulamaya hazırlanıyor.
Bunu yakın gelecekte göreceğiz.
ABD ve müttefiklerinden oluşan NATO’nun Afganistan’dan çekilmeye başlamasıyla Taliban’ın beklenen ancak çok hızlı bir şekilde gerçekleşmesi sürpriz olan Afganistan’ı ele geçirmesiyle Afganistan üzerinden bölge üzerinde hesapları olan ülkeleri yeni stratejiler belirlemeye zorlamış oldu.
Tarih boyu devlerin güç mücadelesi olan savaşlarına ev sahipliği yapan Afganistan’ın yakın tarihte çok daha farklı vekâlet savaşlarına sahne olması kuvvetle muhtemeldir. Çin’in Taliban’ı tanıyan ilk ülke olma adına resmi görüşmeler başlatması, Suudi Arabistan, Rusya ile Pakistan’ın benzer görüşmelere hazırlanmış olması bunun en belirgin örnekleridir.
Ankara ise tüm gelişmeleri dikkatle ve yakından takip ederek hem sahadaki aktörlerle hem de uluslararası toplum ile ilişkilerini sürdürmektedir.
Dileğimiz, Afganistan’da kaos ortamının bir an evvel son bulması ve sürdürülebilinir bir siyasi istikrara kavuşmasıdır.
|