Afganistan`ın ABD için önemi
Ömer Özkaya omerozkaya@gunes.com 15 Ocak 2017
Afganistan`ın ABD için önemi Afganistan, ABD için dünyadaki en kıymetli yerdir. Afganistan`ı ``imparatorluklar mezarlığı´´ yapan ve geçen 1300 yıl içinde Moğolları, Hunları, Emevileri, Türkleri, İngilizleri ve Rusları buraya çeken neyse, Amerika`yı da çeken o. Peki nedir büyük güçleri Afganistan`a çeken? Afganistan, ülkeler arasında gizemi, bilinmeyenleri en çok olan ülke. İngilizler burayı uzun yıllar işgal altında tuttular ama aradıklarını bulamadan çekilmek zorunda kaldılar. İngilizlerden sonra Ruslar geldi, onlar da aradıklarını bulamadan çekilmek zorunda kaldılar. Acaba Amerikalılar aradığını bulabildi mi? Afganistan, Asya`nın gerçek başkentidir, Asya`nın en iyi adamlarını burası yetiştirmiştir. Afganistan, ölümsüzlüğün yakalanabilir olduğuna inanılan bir yerdir. Çetin Altan, 35 yıl önce (1982), o günün dünyasındakilere ve muhtemelen bugünün dünyasındakilere de ``Yok daha neler´´ dedirtecek şöyle bir yazı kaleme almıştı: ``TV`yi gerçekleştiren fizik yasaları doğada bulunmasaydı, insanoğlu bu görüntüleri yaratabilir miydi? Demek ki masalların temelinde, insanoğlunun ıskalamadığı, doğaya ters düşmeyen bir gerçek var. İleride bilim geliştikçe şayet kim olduğunu biliyorsanız, bir düğmeyi çevirince, büyük dedenizin büyük dedesini pekâla görüp dinleyebileceksiniz ekranda. Biliyorsunuz ki, her şeyin son analizde enerji olduğu kanıtlandı. Hepimiz görkemli bir enerjinin küçücük parçalarıyız. Bunu eski mutasavvıflar sezmiş olacak ki, ``Enelhak´´ demişlerdi. Mistiklerle fizikçilerin anlatımlarındaki dil ayrılıklarına bakmayın. Her ikisi de ``büyük bir güç´´ten söz etmektedir. Biri buna ``Tanrı´´, öteki ``Enerji´´ diyor. Ama temelde aynı öze yaklaşım yapıyorlar. Mademki her şey enerjidir ve bizler, hepimiz küçük birer enerji kaynağıyız. Bize politikacıların değil, fizikçilerin karışması gerekir. Nüfus kâğıtlarımıza da, adımızın yanında formülümüzü yazarlar. Formülümüz bilinince de, dünyada kaybolsak dahi, yeniden dirilebiliriz.´´ (25.05.1982, Milliyet, Sayfa 7) Ölümsüzlük, insanlar arasında yanlış anlaşılıyor. Ölümsüzlük, mümkün olduğu kadar uzun ömür sürdürmektir. Ölüm, bedenin ölmesidir. Ölüm, insanların anladığı manada ``yok olmak´´ değildir. Ölüm, ``enerji´´nin yer değiştirmesi, bedenin terk edilmesidir. Ölüm, ``enerji´´nin, âlemden çıkması, başka bir boyuta geçmesidir. Beden, ``enerji´´nin, Levh-i Mahfuz`dan âleme geçerken kullandığı araçtır. ``Enerji´´, âleme gelirken buranın şartlarına uygun bir araca ihtiyaç duymaktadır, işte bu araç bedendir. Beden, tıpkı astronotların uzayda giyindikleri elbise gibidir, astronotun dönüşte elbisesini çıkarması neyse, ölüm de, yani ``enerji´´nin bedeni terk etmesi de odur. Astronotun elbisesini çıkarmasıyla terk edilen/ölen, elbisedir/bedendir, astronot/enerji, yeni elbiseler giyebilir. Tıpkı astronotun uzay şartlarında yaşamasını sağlayan elbisesi gibi, beden de ``enerji´´nin dünyada yaşamasını sağlamaktadır. Ölümsüzlük mümkündür, yeter ki uygun elbise bulunsun. Uygun elbise, ``enerjiyi uzun yıllar taşıyabilecek evsafta beden´´ demek. Ölümsüzlük, enerjinin, araç olarak kullandığı beden vasıtasıyla âlemde 800-900 yıl yaşamasıdır. Afganistan`da ölümsüzlüğü yakalamış grupların var olduğuna inanılmaktadır. İşte bu güçler, bu gruplarla temas peşinde oldular.
|