Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10192
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (847) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Prof. Ata ATUN - (Ziyaretci) 14.04.2017 00:00:09

Anastasiadis yüksekten uçuyor

Anastasiadis yüksekten uçuyor

Kıbrıslı Rumlar nedense kendilerini dünyanın merkezi görürler ve kendilerini yenilmez, dokunulamaz zannederler. Rumlara göre kendileri ne isterse o olmalıdır. Olsa da olmalıdır, olmasa da olmalıdır. Zaten kafalarında ``istedikleri olamaz´´ diye de bir kavram yoktur. İlla ki istedikleri olacak.

Kendilerini Kıbrıs adasının mutlak sahibi olarak görürler. Onlara göre Kıbrıs adası Rum demek, Rum da Kıbrıs adası demektir. Hele de bizim aramızdaki kendilerini ``Türkçe konuşan Kıbrıslı´´ olarak tanıtanlara karşın Kıbrıs Rum tarafında ``Rumca konuşan Kıbrıslı´´ tanımı ve de kavramı yoktur. Varsa da yoksa da Helen kavramı vardır onlarda. Hiç kimse, hiçbir Rum`u, Helen kökeninden ve Rum olmaktan caydıramaz, ``Rumca konuşan Kıbrıslı´´ gibi uyduruk tanımları da kabul ettiremez. Bakmayın siz, bizim kendilerini ``Türkçe konuşan Kıbrıslı´´ diye tanıtanlarla konuşurken onlara biz de ``Rumca konuşan Kıbrıslı´´yız derler ama köşeyi dönünce de gülmeye başlarlar, ``ahmakları kandırdık´´ derler. Bunun farkına varabilmek için Rumları çok iyi tanımak gerekiyor. Zamanla tanıyacaklar bizim ``Türkçe konuşan Kıbrıslı´´lar da.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum lider Anastasiadis, 9 Şubat günü ``Enosis Plebisitini anma´´ konusu nedeni ile kopan görüşmelere hafta başında tekrardan başladılar. Müzakerelerin tekrardan başlayabilmesi için Rumlar çok güzel bir softa şaşırtması yaptılar ve başta Cumhurbaşkanı Akıncı olmak üzere müzakere heyeti ve danışmanları bunu açıkçası yedi. Zaten müzakereleri devam ettirmeyi yana yana istiyorlardı, bu softa şaşırtması da bahane oldu masaya tekrar oturmalarına.

15-22 Ocak 1950 tarihleri arasında Kıbrıs adasının Yunanistan`a bağlanması amacı ile yapılan ve ``Açık oy verme´´ yöntemi kullanılan tek taraflı referandum da (Plebisit) adanın Yunanistan`a bağlanmasını Rumların neredeyse yüzde doksan altısı (95.7) onaylamıştı. Rum Ortodoks Kilisesinin organize ettiği bu Plebisitte, adada yaşayan tüm Rumların adı ve soyadı yaşadıkları bölgelerdeki kiliselerde açılmış bir deftere kaydedilmiş ve verilen oy türü (Evet veya Hayır) ismin karşısına yazılarak imzalatılmıştı. Hiçbir Rum`un haddine düşemezdi zaten ``Hayır´´ demek ve Rum Ortodoks Kilisesine karşı gelmek. Nitekim olmadı ve yüzde dört nokta üç ``Hayır´´ oyu da dönemin hızlı solcuları olan AKEL`cilerden çıktı. Bizden de sayıları iki elin parmaklarını geçmeyen birkaç tane günümüzde kendilerini ``Türkçe konuşan Kıbrıslılar´´ diye tanıtanların her halde ataları olsa gerek, ``ne ve kim oldukları belirsiz´´ kişiler de Plebisit oylamasına katılarak oy vermişlerdi. Rumlar da bunu ``Kıbrıslı Türkler de adanın Yunanistan`a katılmasını istiyor´´ nidaları ile tepe tepe kullanmışlardı.

Gelecek sene 15 Ocak 2018 Pazartesi günü ``Enosis Plebisitini anma´´ günü tüm Rum okullarında kutlanacak. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu kutlamanın sorumluluğunu da Rum Eğitim Bakanı üstlenecek. Bir sorun çıkarsa da ``Günah Keçisi´´, Rum Eğitim bakanı Prof. Dr. Costas Kadis olacak. O da birkaç günlüğüne, sonra da her şey unutulacak, biz de çağdaş ve güncel bir Bizans kazığı yemekle kalacağız.

Zaten o güne kadar müzakereler devam edecek mi?. Gerçekten şüphelerim var.

Bence bu yılın Temmuz ayında Rumların uluslararası hukuka aykırı olarak ´´Ben yaparım olur´´ mantığı ile tek yanlı ilan ettikleri Münhasır Ekonomik Bölgelerinde, sondaj ve kazı çalışmaları başlayınca zaten müzakereler kopacak, Türkiye de yumruğunu sıkıp Rumlara ``Durun bakalım. Sizi kimin sularından doğal gaz çıkaracaksınız.´´ diyerek, bu sefer geçmişe kıyasla biraz daha sert bir şekilde müdahale edecek. O vakit Akıncı, hala daha müzakere aşığı değilse ve de Rumları artık yeteri kadar tanımışsa, masadan bir daha oturmamak üzere kalkar ve başımızın çaresine bakmanın yollarını aramaya başlar.&8230;.
Rumlar tek taraflı gasp ettikleri Kıbrıs adasına ait doğalgaz`ın sadece kendilerine ait olmadığını, egemenliğin de adadaki iki halktan neşet ettiğini zamanı gelince İyilikle veya da hoşlarına gitmeyecek bir yöntemle anlayacaklardır.&8230;.

Prof. Dr. Ata ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org
Facebook: AtaAtun1
http://www.twitter.com/ataatun


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.