Avrupa`nın `kâbusu` ırkçılığın önlenemeyen yükselişi
Avrupa`nın `kâbusu´´ ırkçılığın önlenemeyen yükselişi`
Mehmet Koçak
kocak61mehmet@gmail.com
03 Aralık 2013, 08:27
Avrupa`da `AB ve Euro karşıtı` söylemleriyle destek bulan ırkçı tandanslı ``aşırı sağcı´´ siyasi ekolün yükselişi endişe verici boyutlara ulaştı. 2014 Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesinde Avrupa başkentlerinde bu tehlikeli yükselişe dikkat çeken raporlar ve anketler hem konuşuluyor hem de tartışılıyor.
Avusturya`da yapılan son seçimlerde aşırı sağcılar oy oranını yüzde 30`un üzerine çıkarırken Hollanda`da Geert Wilders`in Özgürlük Partisi yıllardır üçüncü büyük siyasî güç konumunda. Fransa`da aşırı sağcı Ulusal Cephe`nin lideri Marine Le Pen cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda neredeyse yüzde 18`lik oy oranına ulaşarak şaşırttı. İtalya`da eski komedyen Beppe Grillo`nun ``Beş Yıldız Hareketi´´, AB ve Euro karşıtı bir politika izliyor. Göçe ve İslam`a karşı tutumuyla öne çıkan ırkçı Danimarka Halk Partisi oy oranını son seçimlerde 10.1 oranına çıkarmayı başardı. Finlandiya`da 2011 yılında oy oranını beşe katlayan Gerçek Finler yüzde 19`u aşkın oyla parlamentodaki üçüncü güç haline geldi. İngiltere`de AB karşıtı Büyük Britanya Bağımsızlık Partisi yerel seçimlerde yüzde 26 oy aldı, Almanya`da seçimlerden beş ay önce kurulan Almanya İçin Alternatif Partisi yüzde 4,7`lik oy oranıyla meclise giriş için gerekli yüzde 5 barajını kıl payı kaçırdı.
Ancak sadece ırkçı aşırı sağcı akımlar değil, aynı zamanda radikal sol ve komünist partiler de ``AB ve Euro karşıtı´´ güçler olarak kendilerini gösteriyorlar. Yunanistan`da radikal sol parti Syriza ve Komünistler Yunanistan`ın Euro Bölgesi`nden ve AB`den çıkmasını istiyor.
2014 Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde, AB üyesi ülkelerde yapılan anketlere göre AP seçimlerinde endişe edilen aşırı sağın AP`ye girebileceğini gösteriyor. Avrupa`da aşırı sağcılarla AB ve ortak para birimi Euro karşıtlarının siyasî yükselişi devam etmesiyle, bu güçlerin 2014`teki seçimlerle birlikte Avrupa Parlamentosu`ndaki (AP) etkilerini artırmasından ve hatta Birlik politikalarını bloke etmesinden endişe ediliyor. Örneğin; Almanya`da AP seçimleri için baraj yüzde 3 olduğu için benzer sonucu alması durumunda Euro karşıtı parti Avrupa Parlamentosu`na girmeyi başarmış olacak. Fransa`da ise AP seçimleri için yapılan son anketler Le Pen`in partisini birinci güç olarak gösteriyor.
Almanya, Fransa ve Hollanda`daki AB karşıtı aşırı sağ partiler işbirliği yapmaya hazırlanıyor. Hollanda`da aşırı sağcı Özgürlük Partisi`nin lideri Geert Wilders, Fransız Ulusal Cephe`nin lideri Marine Le Pen ile 13 Kasım`da bir araya gelerek Avrupa Parlamentosu seçimlerinde izlenecek strateji üzerinde görüş alışverişinde bulundular&8230;
Bu görüşmenin devamı niteliğindeki toplantıya Avrupa genelinde bir katılım olacağı açıklandı.
Avrupa`nın etkili siyasi akımları olan ``Muhafazakar, liberaller ve sosyal demokratları `` aşırı sağın yükselişi ve AP seçimleri için ortak hareket ve işbirliği buluşmalarından derin endişe duymaktadırlar.
Bilhassa Almanya dışındaki tüm AB üyesi ülkelerde yaşanan ekonomik krizin tetiklediği ırkçılığın gün geçtikçe yükselişi ``nasıl önlenebilir?´´ konusunda çareler aranıyor.
AVRUPA EKTİĞİNİ BİÇİYOR&8230;
Almanya başta olmak üzere tüm Avrupa`da yabancı düşmanlığı adı altında Türk ve İslam düşmanlığı yapan ``aşırı sağcılar´´ olarak adlandırılan ırkçı örgütler şimdi Avrupa`nın korkulu rüyası oldular.
Türkleri ezeli düşman, İslam dinini çağ dışı ve Müslümanları ``her an kanlı eylemler gerçekleştirmeye hazır´´ potansiyel suçlu gören bu akımlar; yıllarca ölümlü saldırılar düzenleyip, başta Türkler olmak üzere; çeşitli milliyetlere sahip Müslümanların kaldıkları evleri ateşe vererek onlarca insanın yanarak ölmelerine sebep olmuşlardı.
Almanya`da 8`i Türk 10 kişiyi öldüren ırkçı Neo-Nazi katillerin kurduğu NSU örgütünün üyeleri ve yardımcılarının yargılandığı NSU davası Almanya için gerçekten utanç vericidir. Münih`te görülen tarihi NSU davasının 62. duruşmasında davanın hakimi Manfred Götzl elde edilen bilgi ve belgelerde; Alman iç istihbarat servisi BKA`nın NSU`nun saldırı ve cinayetlerini önceden bildiğini ve örgüte cinayetlerin işlenmesinde bilgi sağladı ve gizli destek verdiği anlaşıldığını itiraf etti. Bu dava Almanya`da ırkçılığın nasıl beslendiği ve ülkenin en ciddi kurumlarına nasıl sızdığını açıkça ortaya koymuştur. Bu aşırı ırkçı akım bugün ``Avrupa Birliği ve Euro karşıtı´´ politikalarıyla AB`yi hedeflerine almaktadır&8230;
Ayrıca; BKA`nın İslam aleyhinde yapılan karalama kampanyalarının durdurulması ve Türk ve çeşitli milliyetlere mensup Müslümanlara yönelik saldırılar ile baskıların önlenmesi çağrılara kulak tıkanmıştır.
İstenen ve beklenen tedbirler alınmadığı için ırkçı saldırıların sebep olduğu cinayetler ve saldırılar Avrupa genelinde artarak devam etmiştir. Avrupa`da faaliyet gösteren Türk ve İslami kuruluşların, ``Bu &8216;aşırı sağcı` ırkçı akımlar, bir gün sizin de başınıza bela olur´´ uyarılarını ciddiye almayan siyasiler, bugün bu sebepten ötürü ektiklerini biçmektedirler...
|