Batı, Rusya’yı durduracak cesur bir karar alamıyor
Batı, Rusya’yı durduracak cesur bir karar alamıyor
26 Mart 2022
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal girişiminin üstünden 1 ay geçti. Savaş ilk günkü etkisiyle devam ederken, Brüksel’de gerçekleşen Avrupa Birliği (AB) G7’ ve NATO Zirvelerinde öneriler ve temennilerin ötesine geçilemedi.
ABD ve AB ile NATO’dan oluşan Batı Cephesinden, Rusya’nın yakıp yıkarak sürdürdüğü Ukrayna işgalini durduracak cesur bir karar maalesef çıkarılamadı.
Putin’e lafta kalan o ortak mesaj:
“Rusya bedelini ödeyecek” tekrarlandı.
Üç zirvenin de gündeminin birinci maddesi Rusya Devlet Başkanı Putin’in nükleer tehdidi ve bu tehdidin hedefi olan 30 NATO üyesi ülkenin güvenliği oldu.
Herhangi bir biyolojik, tehdide karşı kendilerini nasıl savunacakları veya koruyabilmek için alınması gereken tedbirlerin neler olduğu ele alındı.
Yani Ukrayna İşgaline çareler bulmak için bir araya gelindi ama Ukrayna’da devam eden Rus vahşetinden çok kendi güvenliklerini konuştular.
Rusya’ya uygulanan yaptırımların artırılması, ‘Avrupa’nın doğu kanadında askeri kuvvetler’ kurma girişimleri ile Ukrayna’dan devam eden göç karşısında alınması gereken tedbirler gibi bildik konular tekrarlanmış oldu.
Uzun sözün kısası, ‘Ukrayna faciası’ konusunda değişen bir şey yok.
Kısacası zirveler, kelimenin tam anlamıyla bir fiyasko…
Başkan Erdoğan’ın çağrısı karşılık buldu
NATO Liderler Zirvesinde Türkiye’ye yönelik övgüler, samimiyetsiz, davranışlar ise göstermelikti. Kelimenin tam anlamıyla ikiyüzlülük örneklerinin sergilendiğine şahit olduk.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ABD Başkanı Biden ve diğer bazı NATO üyesi ülkelerin liderlerinin Türkiye’nin girişimlerini överek önemini ifade eden açıklamaları dikkat çekti.
Bu övgüler, Türkiye’ye karşı bakış acılarının değiştiği zannedilmesin.
Ukrayna üzerinden Batının Rusya ile karşı karşıya gelmesinden sonra Türkiye’ye duyulan ihtiyaç, yani bir mecburiyet söz konusudur.
“NATO dayanışması faaliyet halinde. NATO müttefiklerimizin birbirine destek sağlamasından gurur duyuyorum. Birlikte daha güçlüyüz” diyen NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in bu açıklamalarını NATO içindeki bazı üye ülkelerin tavır ve davranışları doğrulamadığı bir gerçektir.
Bazı NATO üyesi ülkelerin Türkiye’yi hasımları arasında görmesi, silah ambargosu uygulayarak Türkiye’yi tehdit eden terör örgütlerini silahlandırıp desteklemesi, üye ülkeler arasında dayanışmanın değil, düşmanlığın bir örneği olduğu diğer bir gerçektir.
…Ve yine Türkiye, NATO’ya karşı tüm sorumluluklarını yerine getirmiş ve halen de üzerine düşeni eksiksiz yerine getirmeye çalışmaktadır.
Ancak NATO ve NATO üyesi ülkelerin Türkiye’ye karşı müttefiklik sorumluluklarını yerine getirdiği söylenemez.
Nitekim bu gerçeği Başkan Erdoğan son NATO Liderler Zirvesinde “Müttefikler arasında gizli-açık ambargolar uygulanmamalı. Hatta gündeme dahi gelmemesi gerekir.
Türkiye, ittifak dayanışmasını esas alarak sorumluluklarını yerine getiriyor. Müttefiklerimizden de aynı dayanışmayı bekliyoruz” siteminde bulunmak suretiyle tarihi bir gerçeği hatırlatmıştır.
Olağanüstü NATO zirvesinde, bizim açımızdan en önemli gelişme Başkan R. Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ikili görüşmelerde, dondurulan ‘SAMP/T hava savunma sistemi’ için Fransa, İtalya ve Türkiye arasında üçlü grubun yeniden
işbirliğinin başlatılması yönündeki ortak bir isteğin gündem olması oldu.
‘SAMP/T hava savunma sistemi’ konusundaki bu olumlu gelişme NATO Zirvesinde Başkan Erdoğan’ın sitemleri ve “müttefiklere”, ambargoları bitirin çağrısının karşılık bulduğunun bir ifadesidir.
|
