Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10189
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 27.01.2020 11:00:11

Berlin Konferansı, Biz ve Libya

Berlin Konferansı, Biz ve Libya


Almanya Şansölyesi Angela Merkel`in daveti üzerinde kısa bir zaman önce toplanan Berlin`deki Libya Konferansı, gün geçtikçe bir kartopu gibi yuvarlanıp büyüyen Libya sorununda maalesef hiçbir olumlu katkı sağlamadan dağıldı.
Aslında böyle olacağı işin başındaki konferans adına yapılan girişimlerde yaşanan yanlışlardan belliydi.
İlk yanlış davette yaşandı.
Moskova`daki ateşkes anlaşmasını imzalamadan, masadan kaçan Hafter denen çete başının, ateşkesi imzalayan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac ile aynı düzeyde kabul edilip konferansa davet edilmiş olmalarıydı.

Çünkü biri BM tarafından tanınan bir hükümetin temsilcisi, diğeri ise BM kararları ve Viyana devletler sözleşmesine göre meşru bir hükümeti silah zoruyla indirmeye kalkışmaktan suçlu olan bir çete başı.
Ayrıca bu kişi, verdiği emirlerle oluşturduğu silahlı çetenin gerçekleştirdiği saldırılarda sonucu masum ve sivil halkın ölümüne sebebiyet verdiği için ayrıca bir savaş suçlusu.
İkinci yanlış, bu çete`ye uluslararası hukuk hiçe sayılarak yardımcı olan ülkelerin konferansa önerileriyle etkili olabilecek itibarlı ülkeler olarak kabul edilip davet edilmiş olmalarıdır.
Berlin Konferansı somut bir karar alınmadan dağılmış olmasının asıl sebebi katılımcıların kendileri tarafından Libya sorununun bir çözüme ulaştırılması konusunda samimi olmamalarıdır.
Yani toplandığı gibi hiçbir olumlu katkı sağlanamadan konferans dağılmış oldu.
Diğer bir ifadeyle Libya Konferansı sonu belirsiz bir sürecin başlangıcı anlamına gelmektedir.
Halbuki Libya`da ateşkesin sağlanması ve kalıcı bir barışa dönüşmesi için bu konferans bir şanstı.
Zira bu yönde de çok ciddi beklentiler vardı.

Şansölye Merkel`e göre Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz es-Serrac ve darbeci &8216;Hafter çetesi`nin Komutanı Halife Hafter`in Berlin`e gelip konferansa katılmaları önemli bir kazanım olmuş.
Yani Almanya`nın ev sahipliğinde bir Libya Konferansı düzenlenmiş oldu, hepsi bu.
Özetleyecek olursak bu konferans bir fiyasko ve söz konusu konferansı ümitle takip eden herkes için koca bir talihsizlik.
Uluslararası Toplum`un adına bu durum, yetersizliğinin bir göstergesidir.
KULOĞLU TÜRKLERİ VE LİBYA
Libya`ya Osmanlı vilayetlerinden giden yeniçerilerinin soyuna dayanan Kuloğlu (Köroğlu) Libya`daki Türklerdir.

Kuloğlu Türklerinin, aşiret düzeninde yaşayan ve 400`ün üzerinde aşiretin yaşadığı Libya`da prestij sahibi olan bir zümre oldukları bilinmektedir.
Halihazırda ağırlıklı olarak Mısrata, Trablus, Zawiya, Derna ve Zliten ve Bingazi`de yaşayan Koloğlu Türkleri, 1936 nüfus sayımlarına göre yaklaşık 35 binlik bir nüfusa sahipken şu anda tam rakamları bilinemiyor.
1949`da bağımsızlığını yeni kazanmış Libya`nın ilk başbakanı Koloğlu Türkleri`nden Sadullah Koloğlu olup, kendisinin oğlu olan Orhan Koloğlu ise 70`li yıllarda Ecevit`in Libya özel temsilciliğini yürütmüştü.
Bizim millet olarak Libyalılarla çok ciddi bağlarımız olduğu aşikârdır.
Biz birileri gibi ``Libya`ya neden asker gönderiyoruz?´´ , veya ``Libya`dan bize ne´´ demek hakkımız yok.
Altını çizerek ifade etmek isterim ki; Libyalılar ile birlikte Libya ve Libyalıların dost ve de akrabalarının zihninde netleşmeyen hiçbir sorun çözüme kavuşmuş olamaz.
Libya`daki sorun tüm Libyalıları olduğu kadar bu ülke ile tarihi ve kültürel bağları bulunan ülke ve milletleri de ilgilendirmektedir.
Türk devleti ve Türk milletinin Libya`ya ve Libyalılara ilgisi bundandır.
Tarih bilgisinden yoksun, strateji belirleme becerisi olmayan bir kesim muhalefetin ``Türkiye`nin Libya`da ne işi var?´´ diye sorması gerçekten üzücü ve utanç vericidir.
Libya`nın zenginliklerine ve kıyılarına göz koyan, imkânlarını kendi çıkarları için kullanmak için Türk askeri Libya`ya gitmiş değildir.
Libya ile tarihin derinliklerinden gelen bağları bulunan Türklerin ve Türk devletinin tek isteği, Libya topraklarını savunabilecek, siyasi istikrarlara kavuşmuş bir Libya devletinin var olmasıdır.
Şunu herkes bilsin ki; istikrarlı bir Libya için siyasi desteğimizin yanında şanlı Türk Ordusunun Libya`daki varlığı ve meşru hükümete desteği sürecektir.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.