Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10189
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (422) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 13.04.2015 01:10:18

BİN ÖLÇÜP BİR BİÇMEK



BİN ÖLÇÜP BİR BİÇMEK







2 Nisan`da, 5+1 ülkeleri 18 ay süren zorlu müzakerelerin sonunda, İran`ın nükleer kapasitesini durduracak bir anlaşmanın çerçeve maddelerinde uzlaştı.

Tarafların detaylarla ilgili sürdürülecek müzakereleri ardından 30 Haziran`da nihaî çözüm anlaşması bekleniyor.






İran`ın uranyum zenginleştirme oranını yüzde 5`in altında tutması, zenginleşmiş stok uranyum miktarının aşağıya çekilmesi, zenginleştirme işleminin yapıldığı 10 bin adedi aktif 19 bin santrifüj cihazı sayısının 6 bini geçmemesi,

Natanz`daki zenginleştirme tesisinin çalışmaya devam etmesi, Fordo nükleer tesisinin ise nükleer fizik yerleşkesine çevrilmesi, İran`ın nükleer programını sürekli denetim altında tutacak gözetmenler bulundurulması, müzakereler sonrasında yapılacak nihaî anlaşma ile İran`ın nükleer programının en az 10 yıl kontrol altına alınması,






Bu paralelde ABD, BM ve AB`nin uyguladığı yaptırımların, İran`ın pazarlıkta kendi payına düşen sorumlulukları yerine getirmesiyle kaldırılması,

Terörizm, insan haklarının çiğnenmesi ve nükleer olmayan silahlarla ilgili olan yaptırımlara dokunulmaması,

İran`ın sözünden dönmesi durumunda yaptırımların yeniden ve anında yürürlüğe girmesi konularında anlaşma kaydedildi.






İşbu çerçeve ve yapılacak nihai anlaşma dünyaya İran`ın yakın gelecekte nükleer silah üretmesinin önüne geçildiği, karşılığında İran`ın ekonomik rahatlama sağlayacağı bir konseptte duyuruldu..






İran, uranyum zenginleştirme aşamasında sanayileşme seviyesine gelmeyle birlikte en büyük bilimsel kazanıma ulaştığını ve resmen nükleer yakıt sirkülasyonuna tam olarak kavuşan ülkelerin arasında yer aldığını ileri sürdü.

Nükleer alanda ilerlemeyi ve yeni nükleer santral inşa etme projeleri ve nükleer araştırmalarını sürdürmeyi ve yeni uranyum kaynaklarını araştırmayı ulusal hedef olarak ilan etti.

Müzakereler sonucunda dünyanın, tüm nükleer silahların imha edilmesi ve aynı zamanda nükleer enerjiden barışçıl amaçlar uğruna yararlanılması tezinin doğruluğunu anladığını savundu...






Sanki İran`ın memnuniyeti, Başbakan B.Netenyahu`da yapılan mutabakatın detaylarının uygulamaya geçmesi halinde İsrail`in geleceğinin tehlikeye atılacağına ilişkin endişeye neden oldu.

Endişesini Başkan Obama`ya aktarırken," İran önümüzdeki günlerde, işbirliği içinde olduğu terör güçlerine silah sağlayarak İsrail`e saldırma planına hız vermiştir.

Bu anlaşma, İran`ın nükleer programını meşrulaştırmış,ekonomisini kalkındırıyor ve bu şekilde de İran`a saldırgan yaklaşımını ve terörist davranışlarını arttırmak için cesaret veriyor.

Bu anlaşma, İran için nükleer bombaya giden yolu kolaylaştıracaktır.

Alternatif davranış, ödün vermeden güçlü bir duruş sergilemek, daha iyi bir anlaşmayı kabul ettirene kadar İran üzerindeki baskıyı arttırmaktır " diyor.






Sadece Başbakan Netenyahu değil, tüm İsrailli siyasetçiler benzer endişeyi paylaşıyor.

Yapılan açıklamalarda özetle,"Bu anlaşma İran`ın taleplerine teslim olmaktır.

Bu yolun sonunda barış amacıyla kullanılacak nükleer yetenekler değil, savaş bulunmaktadır. Bahsedilen etkenler üzerine kurularak yapılacak bir anlaşma, dünyayı çok daha tehlikeli bir yer haline getirecek tarihi bir hatadır" deniyor.






Nitekim, tarafların çerçeve anlaşmayı farklı yorumlamalarından başka, üzerinde anlaşma sağlanmamış çetin fikir ayrılıkları da bulunuyor.

-İran, öncelikle BM Güvenlik Konseyi kararı gereğince uygulanmakta olan enerji ve finans alanındaki yaptırımların 30 Haziran`da imzalanacak olan anlaşmayla birlikte kaldırılacağını,

ABD ise uygulanan yaptırımların ağır ağır kalkmasını, önce askıya alınmasını daha sonra tamamen iptal edileceğini söylüyor.

-İran, zenginleştirilmiş uranyum stokunun ülkeden dışarı çıkarılmayacağını,

ABD ise zenginleştirilmiş uranyum stokunun Rusya`ya gönderileceğini savunuyor.

-İran uranyum zenginleştirme için getirilen süre kısıtlamasının 10 yıl,

ABD ise 15 yıl olduğunu iddia ediyor.

-İran,uluslarası gözetimin geçici olarak yapılacağını,

ABD ise İran`ın hem düzenli olarak,hem de sürpriz denetimlere maruz kalacağını kabul ediyor.

-İran, ileri santrifüj geliştirmesine Fordo zenginleştirme tesisinde devam edilebileceğini,

ABD ise Fordo tesislerinin yalnızca nükleer araştırma merkezi olarak faaliyet göstereceğini söylüyor.






İsrail`in endişeleri ve çerçeve mutabakat üzerinde henüz yaşanan ve büyüyen ayrılıklar,

Kasım 2014`de ABD ara seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti`nin Temsilciler Meclisi`nin ardından Senato`da çoğunluğu ele geçirmesiyle,

Sert politikalar izleyen Cumhuriyetçilerin uluslararası konularda seslerini daha çok çıkaracakları ve ABD`nin dünyanın karşısına tek cephe olarak çıkmasının zor olacağı öngörüsünü doğruluyor.






Nitekim ABD yönetimi bir süre önce, Cumhuriyetçi senatörlerin Kongre`nin onayını almayan İran arasında varılacak bir nükleer anlaşmanın sadece Başkan B.Obama ile İran`ın dini lideri Ayetullah A.Hamaney arasında ve yürütme organlarını bağlayan bir anlaşma olmaktan öteye geçmeyeceği açıklamasıyla kuşatılmışken;

Şimdi hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi partiden artan sayıda Kongre üyesi İran`la yapılacak nihai anlaşmanın oya sunulması gerektiğinde ortak bir tavır sergiliyor.






Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Cumhuriyetçi Senatör B.Corker, "İran`la yapılacak nükleer anlaşma Kongre`nin sessiz kalamayacağı kadar önemli bir konudur "diyor.

Corker, İran`a uygulanan yaptırımları kaldırma kararının 60 gün dondurulmasını ve Kongre üyelerine nihai anlaşmayı onaylama ya da reddetmeleri için zaman verilmesini istiyor.

Bu konudaki bir tasarının 14 Nisan`da Kongre`de oya sunulması ve büyük olasılıkla da onaylanması bekleniyor.






Bazı Demokratlar anlaşma için oylama yapılması gerektiği konusunda Cumhuriyetçiler`e katılıyor.

Fakat,mesela J. Earnest, "Kongrenin Haziran öncesi oylamaya giderek görüşmelere müdahele etmemesi gerekiyor. Başkanın otoritesini zedeleyecek siyasi bir girişime karşıyız " şeklinde konuşuyor.

Nitekim Beyaz Saray veto tehdidinde bulunurken, kararnamenin Başkan Obama`nın vetosundan muaf hale gelmesi için gereken 67 oya yalnızca dört imza kalmış bulunuyor.






O yüzden dünyada ABD`nin İran`ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerde konuyu uzun zamana yaymak istediği gibi bir düşüncesi olduğu algısı oluşuyor.

Bu dakikada ABD Savunma Bakanı A.Carter "İran`ın askeri tesisleri denetlenmelidir" diyor...




13.4.2015



















































Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.