Bosna’da Sırpların bitmeyen ihanet ve tehditleri
Bosna’da Sırpların bitmeyen ihanet ve tehditleri 06 Kasım 2021
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
Soykırım suçlusu Bosnalı Sırp siyasetçi Radovan Karadziç’in, Bosnalı Müslümanları yok oluşla tehdit ettiği günden tam 30 yıl sonra, Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik’in, Bosna Hersek’i parçalama tehdidinde bulunması, ülkeyi tekrar bir iç savaşa sürükleme niyet ve planlarının bir ifadesidir.
Avrupalı bazı siyasilerin, bu tehditleri “karşılığı olmayan sözler” olarak değerlendirmeleri fevkalade yanlıştır.
Çünkü ‘Bosna Kasabı’ lakabı ile tanınan Radovan Karadziç, 14 Ekim 1991’de Bosna Hersek Meclisinde yaptığı konuşmasında, “Müslümanlar bu ülkede bir savaş çıkması halinde kendilerini koruyamazlar” diyerek, ‘Bağımsızlık kararı alınması halinde, Bosna-Hersek’in cehenneme döneceği ve Müslümanların yok olacağı’ tehdidinde bulunmuştu.
Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde görülen dava sonucunda, Srebrenica’da soykırım işlemek, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan suçlu bulunup 40 yıl hapis cezasına çarptırılan Sırp milliyetçi Bosnalı Sırp lider Radovan Karadziç’in konuşmasındaki o tehditler; 250 binden fazla insanın öldüğünün tahmin edildiği, yaklaşık 2 milyon kişinin evlerinden sürüldüğü ve soykırıma varan katliamların gerçekleştirildiği Bosna İç Savaşı’nın başlamasına sebep olmuştu.
Demek ki bazı tehditler, “karşılığı olmayan boş sözler” değil, bir savaş sebebi olabilmektedir.
Sırp lider Dodik’in son açıklamaları, merkezî yönetimce önemli kararların sürekli engellendiği Bosna-Hersek’te ciddi bir siyasî krize yol açtı.
Ayrıca; Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı görevinde bulunan Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik’in, “Savunma hukuku, yüksek yargı ve savcılık kurulu ile dolaylı vergi dairesi için onay vermiş olduğumuz anlaşmalardan geri çekileceğiz. Bosna-Hersek’teki Özerk Sırp Cumhuriyeti Meclisi, bundan sonraki düzenlemelerde karar sahibi olacaktır” şeklinde tehditte bulunması ve bazı hukukçu uzmanlara ‘Bosna Sırp Cumhuriyeti Anayasası Taslağı’ hazırlatması ile ‘Dayton Anlaşması’nı ve Bosna-Hersek Anayasası’nı ihlal suçu işlediği açıktır.
•
Unutulmasın ki; Bosnalı Sırp lider Milorad Dodik başta olmak üzere, Bosnalı Sırp siyasilerin büyük çoğunluğu, “Bosna iç savaşı hâlâ bitmedi. Balkanlar’da minareler ayakta kaldıkça ve ezan sesleri susmadıkça yani bu coğrafyadan Müslümanlar kovulmadan bu savaş bitmeyecek” görüşündedir.
Yine, Bosna Savaşı’nın sona ermesinin ardından 30 yıl geçmesine, bu savaşa sebep olan katiller Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi’nde yargılanıp cezalandırılmış olmasına rağmen; savaş döneminde ve savaşlardan çok sonra doğan Sırp gençlerin, savaş suçlusu malum katilleri “millî kahraman” olarak gördükleri, sahiplendikleri ve yapılan özel törenlerde intikam yeminleri ettikleri artık gizlenmemektedir.
Bu durum, sadece BosnaHersek’teki etnik ve millî bölünmüşlüğün ne kadar derin olduğunu göstermiyor. Bu aynı zamanda, tarihin derinliklerinden günümüze bazı Sırp siyasiler ve din adamlarının kışkırttığı büyük kin, nefret ve öfkenin hâlâ yaşadığı ve yaşatıldığının da en bariz örneğidir.
Bu olumsuz gelişmeler ise, Sırbistan destekli Bosnalı Sırpların yeniden bir savaş hazırlığı içinde oldukları gerçeğini göstermektedir.
Eğer bu tehlikeli gelişmeler ve tehditlere karşı harekete geçilmezse, Bosna Hersek’te iç savaş yeniden başlayacaktır.
Yakın tarihte yaşanan “Bosna İnsanlık Faciası”nın tekrarlanmaması için, Uluslararası Toplum -hiç vakit kaybetmeden- etkin tedbirlerini almalı ve savaş çığırtkanlığı yapanları mutlaka cezalandırmalıdır.
|