Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 26.01.2014 16:38:47

CENEVRE II SÜRECİ VE ROJAVA KÜRDİSTANI

CENEVRE II SÜRECİ VE ROJAVA KÜRDİSTANI

Haziran`da Kuzey İrlanda/Enniskillen kentinde toplanan G8 Zirvesi`nde liderlerin,
"Geçici bir yönetimi sağlayacak Cenevre sürecini desteklemek; Irak`tan dersler çıkararak devletin temel kurumlarının geçiş sürecinde korunmasını sağlamak; Suriye`yi teröristlerden ve aşırılık yanlılarından arındırmak için çalışmak; kimyasal silah kullanımını önlemek; Sünni, Şii ya da Alevi değil tüm Suriyelilerin onayını alan bir Suriye hükümetini desteklemek" kararları doğrultusunda İsviçre`de Suriye konulu Cenevre II Barış Konferansı karmaşık bir süreçle ilerliyor.


Bu kararları Suriye Hükümeti; anayasal,kanuni ve meşru sorumluluk olarak güvenliğin tesis edilmesinde birinci derecede kendisinin sorumlu olduğu,
Suriye`nin bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü için BM garantisinde savaşan silahlı güçlere her türlü lojistik veren devletlerin desteklerini kesmesi,sınırların denetimi için bir mekanizmanın oluşturulması gerektiği,
Böylece ulusal bir misak çerçevesinde egemenlik,bağımsızlık,toprak bütünlüğüne tutunan bir konferans ile Suriye`nin siyasi geleceğinin resmedilmesi,ancak Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin temsil olacağı genişletilmiş bir hükümetle yapılmasının formatında,
Muhalifler; Cenevre II Barış Konferansıyla geçiş yönetimi kurulduğunda Esad ve arkadaşları yönetimde olmamalıdır, muhalefetin temsilini Ulusal Koalisyon yapmalı, seçimi geçiş yönetimi ve uluslararası gözlemciler tarafından yapılmalıdır formatında anlıyor...


Ne ki, ABD Dışişleri Bakanı J.Kerry ile birlikte Konferans`ın hamisi olan Rusya Dışişleri Bakanı S.Lavrov "Cenevre antlaşmasında birilerinin gitmesi gerektiğinden bahsedilmiyor. Belgede Suriyeliler için geçiş döneminin ortak kabul edilebilir içeriği ve parametreleri konusunda uzlaşıya varılmasından bahsediliyor. Yine belgede Suriye toplumunun kurumlarının korunması gerektiği belirtiliyor.
Bu önemli bir konudur. Düzenin korunması gerekliliğini ve bunun için mevcut yönetim kurumlarının korunması dışında metot olmadığını herkes anlıyor.
Suriyelileri, kendi aralarında anlaşmaları için itiyoruz. Belki bu kulağa yeterince naif gelebilir ama gerçekten de başka bir yol yok.
Masaya madde 1; birileri gidiyor, madde 2; birileri geliyor gibi planlar koymak mümkün değil. Bu hiçbir yerde iyi sonuçlar getirmeyen toplum mühendisliğidir" ifadesiyle, Cenevre II Barış Konferansının eksenini belirliyor.


Konferans`ın siyasi ve pratik adımlar gerektiren başlangıcına basit -mesela,esir değişimi ya da insani yardım konuları alınmış -mesela, Suriyeli muhalif Kürt gruplar davet edilmemiştir.
Dışişleri Bakanı S.Lavrov,bir süre sonra CenevreII katılımının genişletilmesi ve Kürtlerin de görüşme sürecine katılması gerektiğini söylüyor.
Bu durum Türkiye`yi çok rahatsız edecek bir sürecin yavaş yavaş yaklaşmakta olduğunu gösteriyor.


Kürtler Türkiye,Irak,Suriye ve İran`da birbirinden bağımsız bir strateji uygulamaktadır.
Uzun vadede Büyük Kürdistan amacında Türkiye,Irak,Suriye ve İran Kürtlerinin ortaklığı ve birliktelikleri hedefleniyor.
Bu hedefin altında bulundukları ülkede öncelikle siyasal statü kazanabilmek için terörden-barışa evrilmeyi ve toplumsal mutabakatı sağlamaya çalışıyor,siyaset yapmanın özgürlüğü arıyorlar.
Yaşanılan ülkede örgütlenerek demokratik anayasa, ulus, vatan ve siyaset taleplerinde bulunuyorlar.


Kürtlerin bu stratejisini Abdullah Öcalan`ın "ABD Ortadoğu`da ve Kafkasya`da Türkiye ve İsrail`in desteğini alabilmek için Kürtlerin kültürel soykırımına destek veriyor, fakat Türkiye tarafından tümden ortadan kaldırılmasına da izin vermiyor. ABD Kürt`e kaçmak için Kuzey Irak`ta açık bir kapı bırakmıştır. Hem Türkiye`yi hem de Kürtleri böylece kendine bağlı hale getirmiştir" ifadesiyle açıkladığı rota belirliyor -öncelikle, Irak Kürt Yönetiminin birliği-dirliği öne çıkarılıyor!


Şırnak/Beytüşşebap`da belediye başkan adayının konvoyunu bekleyen BDP`liler, TSK`nın sınırdaki birliklere giden askeri konvoyuna sarı, kırmızı yeşil flamalar sallıyor, "Yaşasın Başkan Apo" sloganları atıyor.


İşbu hükümet; enerji ihtiyacını çeşitlemek,ucuz enerji bulmak ve doğudan batıya enerji köprüsü kurarak ayrı bir stratejik önem kazanmanın hesaplarını öne çıkararak Kuzey Irak Kürt Bölge yönetimine zenginlik teklifiyle petrol almaya hazırlanmak görüntüsüyle,
Hem,Irak Kürt Yönetimiyle stratejik ortaklık kurarak ekonominin gücü ve İslamcı siyaset doğrultusunda Türkiye, Suriye,Irak ve İran Kürtleriyle Kürdistan sorununu engelleyecek özel ve anlamlı ilişkiler geliştirmeyi,
Hem de petrol ticareti vasıtasıyla Irak Anayasası`nda Kürt Yönetimi sistemine dahil olmayan yerleşim alanlarının ve Musul-Kerkük sorununu bağlayan durumun netleşmesini öngören,Irak Merkezi hükümeti ile Kürdistan Federe Devleti arasındaki sınırı belirleyen 140.maddesine el atarak oluşacak karanlıkta Cenevre II Konferansını tıkamayı hedeflemiştir.
Esasen Mesut Barzani 140. maddeyi uygulamaya çalışmaktan çok bunu ABD`nin Ulusal Güvenlik Stratejisi ve İsrail yararına Kürt Hareketinin terörizmden demokratik siyasete evrilmesi için kullanmaktadır -nitekim,Erdoğan`ın hedeflediği siyaset Mesud Barzani`nin kıvrak siyaseti, ABD ve Irak Merkezi Hükümetinin çabalarıyla sonuçsuz kalmıştır.


Barzani siyaseti o kadarla kalmamış, Cenevre II Konferansı öncesinde Suriye Kürtlerinin yönünü terörizmden demokratik siyasete çevirmiştir.
Bu suretle Kürt siyaseti yeni Suriye kurulması sürecine -hem, Şam hükümetine karşı -hem de,uluslararası çevrelerde iltifat göreceği biçimde güçlendirilmiş oluyor.
Barzani Suriye`de yönlendirdiği El-Parti, Yekiti, Azadî`den oluşan Siyasi Birlik diğer partileri bastırarak Kürt Yüksek Konseyi`ni (DBK) feshetmiş ve PYD`nin kurduğu Kürt Demokratik Özerk Yönetimini reddederek Cenevre II Konferansına Suriye Ulusal Koalisyonunda iki dandalye ile katılıyor.


Fakat geri planda Suriye`ye karşı dış güçlerin -hem,Hatay-Halep arasında güvenlikli bölge oluşturulmasını engellemek -hem de, kendine yakın gruplarla Türkiye-Suriye sınırında bir güvenli bölge oluşturmasında,Esad`ın Rojava`daki konumlamasını "vatan savunması " olarak adlandırdığı PKK/PYD` e bağlı Kürtler;
Süryaniler, Asuri ve Araplarla birlikte Rojava`nın üç kantonundan ilkinde Ciziré Kantonunda Demokratik Özerk Yönetim ilanı ardından,27 Ocak`ta Kobané Kantonunda özerk yönetimi ilan etmeye hazırlanıyor.
Cenevre Konferansına,"Kürtlerin burada bir yürütmesi ve kurdukları bir sistem var" mesajı geçiliyor.


Konferans,Türkiye Cumhuriyeti`nin ideolojik karakterini belirlediği ve buna göre siyasal ve toplumsal yapılanmasını şekillendirmeye giriştiği ilk yıllardan beri her zaman etkilerini çözümde değil çözümsüzlükte ortaya çıkaran olumsuz yüzüyle İslamcılık ve Kürtçülük yüzünden Türkiye`nin üzerine üzerine geliyor.

26.1.2014








Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.