Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10725
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (523) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (980) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Mehmet KOÇAK - (Ziyaretci) 22.07.2023 12:40:14

Davutoğlu’nun başarısız politikası, Başkan Erdoğan’ın Körfez turu…

Davutoğlu’nun başarısız politikası, Başkan Erdoğan’ın Körfez turu…
22 Temmuz 2023



Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com

Geçmişte önce Dış İşleri Bakanı devamında Başbakan şimdi ise Gelecek Partisi Genel Başkanı olan Ahmet Davutoğlu’nun ülke olarak Şam’la doğrudan karşı karşıya getiren ve Arap ülkelerinin çoğunun kaybedilmesine yol açan ‘komşularla sıfır sorun’ politikasının başarısızlığı bizi içinden çıkılması zor bir sıkıntılı sürece sürüklemişti.

Neticede bu yanlış politikalar, Mısır, Suudi Arabistan Krallığı, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Irak gibi komşularımızdan uzaklaşılması, beraberinde ekonomik çıkarlarımızın tehlikeye girmesine ve siyasi etkinliğimizi bölgede önemli ölçüde kaybetmemize sebep oldu.

Ağır bedeller ödemeye bizi mahkûm eden Davutoğlu’nun ‘komşularla sıfır sorun’ politikasının yanlışlarını telafi etmek ise Başkan Erdoğan’a kalmıştı.

Davutoğlu sonrası ilişkilerin düzeltilebilmesi uzun bir zaman aldı ve bize çok pahalıya mal oldu.

Başkan Erdoğan’ın dış politikada beklenmedik değişikliklerle Arap dünyasına yönelik uzlaşı ve karşılıklı çıkarlar kapsamında yeni ilişkiler kurma girişimleri karşılıklı ziyaretlerle desteklendi.

Başkan Erdoğan, ortak iş forumları üzerinden ülkelerin ekonomik potansiyellerinden oluşan ve 2023 vizyonu içinde yer alan ‘fırsatların yatırımlara dönüştürülmesi’ önerisi Körfez Arap ülkeleri nezdinde büyük ilgi gördüğüne şahit oluyoruz.

Arap ülkeleriyle konseptler bağlamında kurulan yeni ilişkiler, geçmişin hatalarını izale ettiği gibi yeni fırsatlara kapı aralamış oldu.

Unutulmasın ki Türkiye’nin ‘Körfez açılımı’, Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel düzeydeki gücünü etkileyen önemli temel faktörlerden biridir.



Türkiye’nin öncülüğündeki bu açılım, tarihsel bir süreç içinde ilişkileri etkileyen faktörleri realist bir paradigma çerçevesinde yürütülmesi Türkiye için olduğu kadar Körfez Arap ülkeleri için de önemli kazanımlar elde edilmesini sağlayacağı potansiyele sahiptir.

Çünkü, Türkiye gerek küresel düzeyde gerekse bölgesel düzeyde politik seçeneği en fazla olan ülkelerden birisidir.

Üç kıtayı birbirine bağlayan ve çok önemli bir jeostratejik konuma sahip olan Türkiye, aynı anda bir Avrupa, Asya, Balkan, Kafkas, Ortadoğu, Akdeniz ile bir Karadeniz ülkesidir.

Kısacası, bir Avrasya ülkesi olan Türkiye her geçen gün gelişmekte olan ekonomik ve teknolojik gücü, bağımsızlığını kazanmış Orta Asya’daki Türk devletleriyle bütünleşebilecek potansiyele sahip olmasının verdiği avantaj ile bölgede mevcut politik, askeri ve ekonomik dengeyi bulunduğu tarafın lehine çevirebilecek milli güce ve coğrafi konuma sahip tarihi devlet geleneğine sahip önemli bir ülkedir.

Bu gerçeklerden hareketle çok yönlü devletlerarası ilişkileri, jeostratejik konumu ve mevcut enerji ağları sebebiyle önemli bir transit ülke konumundaki Türkiye hiç şüphesiz, zengin enerji kaynaklarına sahip olan Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) başta olmak üzere Arap ülkelerinin de kaybetmek istemediği bağlantıları ve gücünden istifade etmek istediği bir ülkedir.

Başkan Erdoğan’ın Körfez Arap ülkeleri turunun asıl hedefi, dünya petrol rezervlerinin büyük bir bölümünü elinde bulunduran ve petrokimya yatırımları yoğun olan zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olan Körfez Arap ülkeleri ile Türkiye’nin güçlü bağlantıları, enerji güvenliği, deneyim ve tecrübeli potansiyelini birleştirmektir.

Yatırım ortaklığı arayan Körfez Arap ülkeleri için Türkiye gerçekten bir şans.

Bu gerçeği çok iyi bilen Körfez Arap ülkeleri, “Yatırım ve İstikrar Turu” olarak adlandırılan Başkan Erdoğan’ın ziyaretinde ortak projeler ve yatırımlar konusunda büyük projeler için anlaşmalar imzalayarak, Türkiye’ye verdikleri önemi ortaya koymuş oldular.

Bu ziyaretleri sadece Türkiye için değil aynı zamanda Körfez Arap ülkeleri için de önemli kazanımlar sağlayacaktır.

Böylece Davutoğlu’nun başarısız politikaları telafi edilmiş olacağı gibi dost ve kardeş Arap ülkeleriyle ilişkilerimizin sağlam bir temelde geniş bir işbirliğine yönelmiş oldu.


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.