Enerji, hâlâ dengeleri sarsan en önemli güç
Enerji, hâlâ dengeleri sarsan en önemli güç 19 Ekim 2022
Mehmet Koçak İletişim: kocak61mehmet@gmail.com
İnsanlık bugüne kadar pek çok bilimsel atılım yapmış, tüm dünyayı küresel olarak etkileyen birçok buluş gerçekleştirmiştir. Bunlardan en önemlilerinden birisi de hiç şüphesiz enerjidir.
Dünya üzerindeki enerji kaynaklarının başında gelen petrol ve doğal gaz, 20. yüzyılın başından itibaren birçok savaş ve anlaşmazlıkların da sebebi olmuştur.
Diğer bir ifadeyle petrol ve doğal gaz; ülkelerin ekonomik ve siyasi tarihte “etkin” bir güç olarak ülkeleri, toplumları, uluslararası sistemi,
uluslararası politikaları, devletlerarası güç mücadelelerini, savaşları ve barışları şekillendiren, değiştiren ve dönüştüren en önemli unsurlardan biridir.
Kısacası, insanlığın hayatını derinden etkileyen petrol ve doğal gaz, olarak sunulan kaynaklara rağmen hâlâ gücünü koruyor ve etkisini sürdürmektedir.
Küresel ekonomideki gerileme ve eşi benzeri görülmemiş enflasyon oranlarına paralel olarak, Rus gaz arzındaki sıkıntılar, ambargo ve boykot tehdidi, petrol ve gaz fiyatlarında büyük dalgalanmalara sebep olduğu gibi alternatif çözümler için hızlı bir arayışa yol açıyor.
Son yıllarda, Covid19 pandemisinin ekonomik ve jeopolitik yansımaları ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgal savaşı, alternatif arayışlara yeni bir ivme kazandırdı.
ABD’nin Rusya’ya yönelik başlattığı yaptırımlara destek vermek zorunda kalan AB, enerjide Rusya’ya bağımlılığı azaltmak için alternatif arayışlara yönelmesine karşı Rusya’nın vanayı kapatma tehditleri, küresel enerji piyasalarının işleyişinin olumsuz bir şekilde etkilenmesi bunun en bariz örneğidir.
•
Avrupa ihtiyacı olan doğal gazın yüzde 40’ından fazlasını Rusya’dan tedarik etmektedir.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal savaşı nedeniyle Avrupa’ya gaz aktarımında kullanılan Kuzey Akım 1 Boru Hattı devre dışı kaldı.
ABD’nin öncülüğünde Rusya’ya yönelik başlatılan yaptırımlara bağlı olarak Avrupa ülkeleri 2027 yılına kadar enerji konusunda Rusya’ya bağımlılıktan kurtulmak istiyor.
Ancak tüm alternatif yollar ve ilişkilere rağmen bunun gerçekleşmesi öyle zannedildiği kadar kolay olamayacak.
AB’nin arayışları ve Rusya ile karşılıklı restleşmeleri devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’yi çözümün adresi olarak göstermesi gerçekten hem ilginç hem de düşündürücüdür.
Putin’in hedefi Rusya’nın gaz arzının coğrafyasını genişletmek aynı zamanda yerel para birimlerinde enerji arzı anlaşmaları yapmak.
Putin, Avrupa’nın musluklarını hâlâ açabileceğini ve Türkiye üzerinden alternatif bir Avrupa gaz merkezi oluşturma mesajı verirken, diğer bir yandan ise Türkiye’yi Batı Cephesinden uzaklaştırmak suretiyle tarafına çekmeyi hedefliyor.
Bu nedenle Putin’in “Gaz tedarikinde en güvenilir güzergâh olan Türkiye’de büyük bir ikmal merkezi kurabiliriz” açıklaması, ekonomik ve ticari olmaktan çok bir siyasi hamledir.
Putin, bir yandan Avrupa pazarını kaybetmek istemiyor diğer yandan ise Türkiye’nin potansiyelinden istifade etmeyi amaçlıyor.
Çünkü Türkiye, kendi gücünün yanında Türk ve İslam dünyasının lider ülkesi olması hasebiyle hem Batılıların hem de Rusya’nın kolay kolay vazgeçebilecekleri veya yok sayabilecekleri bir ülke değildir.
Ancak Türkiye bu konuda dikkatli ve şimdiye kadar sürdürdüğü dengeli politikasına uygun olanı yapmalı…
|