Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10283
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2281) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (516) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (846) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (545) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (888) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (275)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1673)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ömür ÇELİKDÖNMEZ - (Ziyaretci) 29.11.2023 18:14:01

Gazze-Ukrayna ekseninde Ankara, Washington’u Londra ve Moskova ile dengeliyor!

Gazze-Ukrayna ekseninde Ankara, Washington’u Londra ve Moskova ile dengeliyor!
F-16’lardan umudunu kesen Türkiye’nin; İngiltere ile Eurofighter pazarlığını başlatması, Amerikalıları sinirlendirmiş olmalı ki ABD Hazine Bakanlığı`nın Terörizm ve Mali İstihbarat`tan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson’un Ankara’ya yapacağı ziyarette üst düzey Türk yetkililerle bir araya gelmesi bekleniyor. Konu tabii ki F-16’lar değil.

Brian Nelson, Türkiye’deki muhataplarından, ABD`nin bazı Rus kuruluşlarına yönelik ikili yaptırımlarına ve Hamas hareketinin mali faaliyetlerine uymasını isteyecek. Geçtiğimiz ay ABD Hazine Bakanlığı, Türkiye’de Hamas`a yardım yaptığından şüphelenilen bazı kişilere yönelik yaptırım kararı almıştı.

ABD ve Avrupa Birliği, Hamas`ı terör örgütü olarak sınıflandırıyor. Washington, Hamas adına gizli bir portföyü yönettikleri veya Rusya`nın yaptırımlardan kaçmasına yardım ettiklerini ileri sürerek Türkiye`deki 12 şirkete ve çok sayıda kişiye yaptırım uyguluyor.

ABD`nin bazı Türk şirketlerini Batı`daki finansal sistemle ilişkilerini etkileyebilecek olası yaptırımlar konusunda uyardığı medyada yer almıştı. ABD`nin; Ankara`nın Türkiye`de hizmet vermeye devam eden Rus gemileri ve havayolu şirketlerine yönelik Amerikan yaptırımlarına katılmayı reddetmesinden endişe duyduğu için, Biden yönetiminin Brian Nelson’u görüşmelerde bulunmak için Türkiye`ye göndermeye hazırlandığı belirtiliyor.

ABD‘nin küresel terörizmle mücadele söylemleri çifte standart içeriyor. ABDnin değirmenine su taşıyanlar dost ve müttefik, ABD çıkarlarina hizmet etmeyenler ise terörist kapsamında. Türkiye bunu çok yakinen tecrübe ediyor. Suriye`de PKK /YPG, Türkiye tarafından terörist kabul edilmesine karşılık ABD için sözde DAEŞ/IŞİD ile savaşında kendilerine yardım eden özgürlük savaşçıları. Çünkü Amerikalı Coniler bunlara Suriye`den, Suriye halkından çaldıkları petrolün bekçiliğini yaptırıyor.

Benzer bir durumu Japonya ile yaşıyoruz; Türk dostluğunu sürekli ön plana çıkaran Japon istihbaratı, PKK`yı terör listesinden çıkardı.



Şimdi bu Brian Nelson dallaması Ankara`ya geldiğinde Türk yetkililer de Amerikalı sığır çobanı Conilerin, Suriye ve Irak`ta yedikleri hurmaların onları nasıl tırmaladığını görsel ve işitsel belgelerle servis edecekler.

Birleşik Krallık, Türkiye`yi neden güçlendiriyor?
İngiliz sömürgeciliğinin, geçmişte bir Türk Devleti, Osmanlı İmparatorluğu’nun tasfiye edilmesindeki ana rolü nedeniyle her fırsatta eleştirdiğim, uzun süredir yazılarımı takip eden okuyucuların malûmudur. Onlardan “uzun bacaklı sarı çıyanlar” ifadesi ile söz ettiğimi bilirler. Ancak sizleri, eksik veya yanlış bilgilendirmenin vebalini de taşıyamam.



Ankara uzun bir süredir Londra ile küresel ve bölgesel kaderini tayin ediyor. O nedenle bu reelpolitik ekseninde değerlendirmeler göz ardı edilmemeli. Bu işbirliğinin en önemli gerekçesi hiç şüphesiz Washington Londra rekabeti olduğu kadar, Ankara-Washington anlaşmazlığı.

İngiliz hariciyesi, Türkiye`nin dışpolitik kırmızı çizgilerine azami derecede dikkat etmeye özen gösteriyor. Mesela Kıprıs, Karabağ, Libya, Filistin ve Katar meselesinde, Mavi Vatan konseptinde vs. olduğu gibi. Belki de Güneydoğu sınırında ABD ile savaş eşiğine gelip dönmemizin sebebi de budur.

Eurofighter diplomasisi…
2019’da Rusya’dan satın aldığı S-400 hava savunma sistemlerini konuşlandırması nedeniyle ABD tarafından beşinci nesil F-35 savaş uçağı projesinden çıkarılan Türkiye, o tarihten itibaren hava savunması ve taarruz sisteminde bir sorun yaşamamak için savaş uçağı tedarik etme çabasında.

Ankara, ABD ile iki senedir müzakere edilen 40 adet F-16 savaş uçağı alımı konusundaki umudunu yitirmese de olumsuz bir yanıt durumunda seçeneklerini oluşturmaya çalışıyor.

Muhtemelen ABD Hazine Bakanlığı`nın Terörizm ve Mali İstihbarat`tan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson’un Türkiye`ye dayatmaya çalışacağı konularda bir mutabakat sağlanırsa F-16 savaş uçağı satabilecekleri açıklanacak.

Sanki adamlar bedavaya verecekler. Hem Türkiye`yi ABD çıkarları doğrultusunda kullanacaklar, hem de Türkiye, özellikle Rusya`ya karşı yaptırımları uygularsa siyasi ve ekonomik zarar görecek.

Ne karşılığında?

Parasıyla alacağımız hatta ücreti önceden peşin ödenmiş F-16 almak için. Türkiye ise ABD’li muhataplarına alternatifsiz olmadıklarını göstermek için Rusya, Çin ve İngiltere ile uçak alma görüşmelerinde bulunuyor.

Almanlar takoz koyuyor!..


Eurofighter savaş uçaklarının tedariki açısından en büyük sorun ise Almanya.

2021 sonunda 40 adet yeni F-16 savaş uçağı ve mevcut filoları için 79 adet modernizasyonu kiti almak için resmi başvuruda bulunan Türkiye, bu adımla hem Ankara- Washington ilişkilerine pozitif bir gündem katmak hem de gereksinim duyduğu askeri ekipmana ulaşmayı öngörüyordu. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı.

İngilizler, Türkiye`ye kontrollü güç kazandırmak istiyor!..
Türkiye, Birleşik Krallık ile başta Millî Muharip Uçağı KAAN olmak üzere birçok alanda var olan iş birliğini Eurofighter Typhoon savaş uçakları gibi yeni konularda da geliştirmek istiyor.

Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının envanterinden 2030’lu yıllardan itibaren kademeli olarak devreden çıkartılması düşünülen F-16 uçaklarının yerini alabilecek, yurt içi imkân ve kabiliyetler ile tasarlanan KAAN, Ongiluz işbirliği ile üretim aşamasında.



TUSAŞ ile BAE Systems (İngiltere) arasında KAAN geliştirmesine yönelik ‘Ana İlkeler Sözleşmesi’ (Heads of Agreement) 28 Ocak 2017 tarihinde, anlaşma tutanağı ise 10 Mayıs 2017’de imzalandı. TUSAŞ ve BAE Systems arasındaki iş birliği sözleşmesi 25 Ağustos 2017 tarihinde imzalanarak yürürlüğe girdi.

Türkiye, İngilizlerle görüşmelerde TFX (Milli Muharip Uçak-KAAN) Projesi ile Türkiye’nin Eurofighter Typhoon tedarik talebini gündeme getiriyor. Ancak bu uçakların alınması için Londra’nın onayı yeterli değil. Eurofighter, Avrupa’nın önde gelen dört ülkesi İngiltere, İtalya, İspanya ve Almanya tarafından geliştirilmiş ve üretilmiş bir savaş uçağı. Üçüncü taraflara satışı için dört ülkenin de onayı gerekiyor.

Avrupa`da aşırı sağ yayılıyor!..
Avrupa`da iktidardaki liberal düzenin göç meselesiyle baş edememesinin yanı sıra, özellikle sosyal kültürü ulusal kültürden farklı olan bölgelerden geldikleri için göçmenleri hedef alan kışkırtma faaliyetleri yükselişe geçmiş durumda. Aşırı sağ partilerin iktidar olması bu yükselişle paralel.

İtalya’daki sağcı Kuzey Birliği ve İspanya’daki Katalan milliyetçiliği vakaları da dahil olmak üzere, Avrupa’daki bir dizi ulusal ayrılıkçı hareket, daha büyük kitlelere hitap ediyor. Bu lokal milliyetçi hareketler, Avrupa genelinde bölünme riskini artırdığı gibi Avrupa Birliği’nin güvenliği potansiyeli açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.

Gazze Savaşı, ABD`nin emperyal hızını kesti, Ukrayna gündemden düştü!..
ABD emperyalizminin 1991 Körfez Savaşı ile tek taraflılığa ve militarizme keskin dönüşü, Amerikan kapitalizminin uzun süreli krizi ve küresel ekonomideki hâkimiyetinin göreli gerilemesiyle bağlantılıydı.

SSCB’nin dağılması ile birlikte, ABD emperyalizmi, Amerikan şirketlerinin, 1970’lerden beri büyüyen Avrupalı ve Japon rakipleriyle karşı karşıya kaldıkları zorlukları, artık ABD silahlı kuvvetlerinin nispeten serbest kullanımı yoluyla dengelenebileceği sonucuna vardı.

Son otuz yılda ABD hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi yönetimler altında kesintisiz ve sürekli genişleyen bir savaş halindeydi. Ortadoğu ve Orta Asya topraklarını fethetme ve zapt etme dürtüsü, Amerikan egemen sınıfının hemfikir olduğu bir politikadır. Irak’ta bir milyondan fazla; Afganistan, Libya, Suriye ve Yemen’de ise yüz binlerce insanın ölümü bu politikanın sonuçları arasındadır.

NATO, Karadeniz`i istiyor!..
NATO sadece Ukrayna içindeki asker varlığını arttırmayı değil, aynı zamanda NATO birliklerinin Rusya’ya karşı savaşa doğrudan müdahil olmasını da planladı. Bu kapsamda Birleşik Krallık Kraliyet Donanması’nın Rusya’nın Karadeniz Filosu’na karşı savaş operasyonlarına doğrudan katılma ihtimali değerlendiriliyor.

Neden böyle bir ihtimal üzerinde duruluyor?
Çünkü Ukrayna’nın Rusya ile olan çatışmada ölüme gönderilecek askeri kalmadığına göre, “oyunu değiştirme”nin tek yolu, bugüne kadar Ukrayna ordusuna silah, istihbarat, lojistik ve komuta desteği sağlayan NATO güçlerinin çatışmaya doğrudan müdahale etmesidir.

NATO birliklerinin Ukrayna’ya konuşlandırılması planları, kamuoyunda tartışılıyorsa, bunun nedeni kararın gizli çalışan siyasi ve askeri bir elit yönetici grup tarafından çoktan verilmiş olmasıdır.

İngilizler, Karadeniz`e çıkmak için Ukrayna’da kendi askerlerini öldürebilir!..
İngilizler, Ukrayna krizinde Rusya`ya olan düşmanlıklarını gizlemiyor. Her fırsatta bu hislerini belli ediyorlar. Ukrayna`da devam eden sıcak savaşın getirdiği güvenlik gerekçeleriyle Ukraynalı askerlere İngiltere`nin güneyinde bir askeri üste eğitim veriliyor.

Kiev yönetimine bağlı kamusal bir kurum olan Uluslararası Lejyon, yabancı paralı askerler içinde en kalabalık iki grubu Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere vatandaşları oluşturuyor. Bu nedenle en çok kayıpları da onlar veriyor. Özellikle İngiliz paralı askerler, diğer silah arkadaşlarınca öldürülüyor.

Zaporojye bölgesinde kaybolan İngiliz paralı asker Daniel Burke, muhtemelen silah arkadaşları tarafından öldürüldü. 35 yaşındaki Burke’in kaybolmasının, Ukrayna Bölgesel Savunma Uluslararası Lejyonu’nun diğer üyeleriyle çıkan para tartışmasıyla bağlantısı olabilir. Diğer İngiliz paralı asker Jordan Chadwick’in de diğer yabancı savaşçılar tarafından öldürülmüş olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Chadwick’in cesedi Haziran ayında bir gölette elleri arkadan bağlanmış halde bulunmuştu. Bu sayı her geçen gün artıyor.

Bunlardan ayrıca Birleşik Krallık ordusunun Ukrayna`ya danışman statüsünde gönderdiği özel kuvvetler var. Bu kişiler, başlangıçta “danışmanlar”, “uzmanlar” ya da “gözetimciler” olarak adlandırılabilirler ancak strateji açıktır: Britanyalı “danışmanlar” ve “eğitmenler” Ukrayna’da öldürülecek ve Sunak Hükümeti bunu daha fazla tırmanış için bir bahane olarak kullanacaktır.

Yüzlerce muvazzaf NATO askeri, paralı asker olarak hizmet veren binlerce eski NATO askeri ile birlikte hâlihazırda Ukrayna’da bulunuyor. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Pentagon, aktif görevdeki askeri personelden oluşan “küçük ekipler”in ülkenin “çeşitli yerlerinde” bulunduğunu doğrulamıştı.

Bu yılın başlarında sızdırılan Pentagon belgeleri, 50’si Britanya’dan olmak üzere yaklaşık 100 NATO özel kuvvetler askerinin ve 100 “ABD hükümet görevlisi”nin Ukrayna’da olduğunu gösteriyordu.

Kiev`deki yozlaşmış dilenciler…
Mevcut koşullar altında, Kiev`in Rus tarafıyla müzakere etmeyi resmi olarak reddetmesi, Batı`nın Ukrayna`ya silah pompalamaya devam etmesi ve Moskova`ya yönelik agresif açıklamaları göz önüne alındığında, müzakere olasılığını öngörmek zor. Kiev`deki yozlaşmış dilenciler çetesi, savaş rantının kırıntılarından yararlanmayı sürdürmek istiyor. Ukrayna’nın Rusya ile olan çatışmada ölüme gönderilecek askeri kalmadığı gibi ABD`nin de sabrı kalmadı.

7 Ekim`de Hamas’ın Aksa Tufanı adını verdiği İsrail saldırısı, bölgenin yüksek jeopolitik risklerini ortaya çıkardı. İsrail ordusu ve istihbaratının deyim yerindeyse apışıp kalması ABD’deki güçlü Yahudi lobisini harekete geçirdi. Joe Biden yönetimine baskı yaptılar. Pentagon; Ukrayna dikkatini Gazze’ye kaydırmak zorunda kaldı.

7 Ekim sonrası bölgede tansiyon yükseldi ve ABD hedeflerine saldırılar yoğunlaştı. ABD ile milis güçleri arasındaki riskli kısasa kısas saldırıları, Irak`taki rakip aktörler arasındaki daha geniş rekabetin bir belirtisi; Amerikalı ve Avrupalı &8203;&8203;yetkililerin birlikte kontrol altına alması gereken bir rekabeti belirginleştirdi.

Amerika`nın ayağına Gazze’yi kim dolandırdı?
Gazze savaşı öncesinde Doğu Akdeniz`deki doğal gaz keşifleri cazip fırsatlar sunuyordu. İsrail, gaz üretimini 2020`de 16,11 milyar metreküpten (bcm) geçen yıl 21,92 milyar metreküpe çıkarırken, Mısır ile enerji işbirliğini genişletti.

Bu arada Washington, İsrail ile Lübnan arasında, ikilinin bir zamanlar tartışmalı sularda gaz arama ve sondaj çalışmalarına başlamasına olanak tanıyan tarihi bir deniz sınırı anlaşmasına aracılık etti. Görünüşte bölge, enerji alanında işbirliği ve güvenlik aşamasına giriyor gibi görünüyordu.

Ama ne olduysa ardından İsrail`in Hamas`la savaşı patlak verdi. Biden yönetimi, tırmanmanın daha derin bir bataklığa dönüşmeden önce çatışmayı şekillendirmek için bir dizi adım atsa da sonuç hüsran.

Bu durumun ABD`nin Orta Doğu`daki geniş bir çıkar yelpazesini baltalamanın yanı sıra bölgesel ve uluslararası güvenliği daha da istikrarsızlaştıracağı söylenebilir. Batı, muhtemelen önümüzdeki aylarda Ukrayna`yı mali, askeri ve siyasi olarak desteklemeye devam edecek.

Ancak Avrupa Birliği ve ABD`de yaklaşan seçimler, bu desteği giderek daha fazla tehdit edecek, bu da Kiev`in Moskova ile bir anlaşmaya varması yönündeki baskının 2024`te artacağı anlamına geliyor. Kremlin yönetiminin işte bu anı sabırsızlıkla beklediğine şüphe yok.

Ankara ve Moskova, Türkiye`de kurulacak doğalgaz transfer merkeziyle ilgili yol haritası üzerinde ilkesel mutabakat sağladı. Bunun ne anlamına geldiğini Gazze savaşına bakarak siz söyleyin?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Seçilmiş Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/articles/cjqpzvqzx08o

https://www.tusas.com/urunler/yeni-projeler/ozgun/kaan

https://www.wsws.org/tr/articles/2023/10/02/lnpb-o02.html

https://home.treasury.gov/about/general-information/officials/Brian-Nelson

https://www.fpri.org/article/2023/11/the-end-of-de-escalation-in-the-middle-east/

https://worldview.stratfor.com/article/ukraine-grapples-prospect-waning-western-support

https://haberrus.ru/headline/2022/06/14/ukraynada-kac-ulkeden-yabanci-parali-asker-var.html

https://www.washingtoninstitute.org/policy-analysis/gaza-wars-impact-energy-security-east-mediterranean

https://turkish.aawsat.com/dünya/türkiye/4689331-abd’li-üst-düzey-bir-yetkili-‘rusya’ya-yaptırımlar-ve-hamas’-konusunu

https://russiancouncil.ru/en/analytics-and-comments/analytics/peace-initiatives-on-ukraine-the-barely-audible-rustle-of-peace/

https://sputniknews.com.tr/20231127/rusya-ve-turkiye-dogalgaz-transfer-merkezinin-yol-haritasi-uzerinde-ilkesel-mutabakata-vardi-1077816031.html

https://www.google.com/amp/s/sputniknews.com.tr/amp/20230915/ingiliz-medyasi-ukraynadaki-yabanci-parali-askerler-birbirini-vuruyor-1075502304.html


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.