Türk Meclisi

Anasayfa Görüşler Tartışmalar Haber & Yorum Temel Bilgiler Anketler Arama İletişim
Türk Meclisinde kayıtl?toplam kullanıc? 1832
Görüşlerde Yer alan toplam Makale sayıs? 10194
Açılan toplam Tartışma konusu sayıs? 236
Tartışma Panelindendeki toplam Mesaj Sayıs? 756
Toplam 798 Bilgi Makalesi ve toplam 2053 Haber bulunmaktadır.
Üye olmak istiyorum
Şifremi unuttum
Kullanıcı Sözleşmesi
Kullanıcı:
Şifre:
Görüş bildirebileceğiniz Ana Kategoriler
Anayasal Düzen (154) | Dış Politika (2285) | Ekonomi (234) | Eğitim (91) | Devlet Kurumlarımız ve Memurlar (63) | Adalet (71) | Milli Kültür (423) | Gençlik (27) | Siyasi Partiler ve Siyasetciler (848) | Tarım (147) | Sanayi (13) | Serbest Meslek Mensupları (5) | Meslek Kuruluşları (2) | Basın ve Televizyon (19) | Din (542) | Yurt Dışındaki Vatandaşlarımız (54) | Bilim ve Teknoloji (13) | Milli Güvenlik (623) | Türk Dünyası (889) | Şiir (77) | Sağlık (185) | Diğer (3429) |

Görüş bildirebileceğiniz Dış Politika konuları
Irak`ın kuzeyinde yapılan sınır ötesi harekat ne olmalıdır? (5)
Barzani mi daha tehlikeli PKK mı? (15)
Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (198)
ABD ve İsrail ile ilişkilerimiz nasıl olmalıdır? (278)
Türk Dünyasıyla ilişkilerimiz yeterli mi ?hedef ne olmalıdır? (5)
Beşli Shangay örgütü ile ilişki kurmalı mıyız? (110)
Dış politika ile ilgili diğer konular (1674)


Dış Politika - Dış politika ile ilgili diğer konular konusu hakkında görüşler
Ahmet Kılıçaslan AYTAR - (Ziyaretci) 21.03.2014 21:16:32

HEGEMONLAR VE YENİ TÜRKİYE

HEGEMONLAR VE YENİ TÜRKİYE


Devlet Başkanı V.Putin, Kırım`ın Rusya Federasyonu`na katılması dolayısıyla Batı`ya çağrıda bulundu.
"SSCB`nin dağılması ve Soğuk Savaş`ın sona ermesi ardından Batı`da bize karşı oluşan hırsın ve tek kutuplu dünyanın sağırlık döneminin sözde değil uygulamada sona ermesi gereklidir" dedi.


Kırım`ın özgür iradesini açıklamasında Kosova bağımsızlığının tanınmasının emsal alındığını söyledi.
ABD`nin 2009`da Kosova`nın Sırbistan`dan ayrılmasıyla ilgili "Bağımsızlık bildirgeleri,iç yasaları ihlal edebilir. Ancak bu,uluslararası hukukun ihlal edildiği anlamına gelmez" beyanında olduğu mektubunu okudu.
"Kosova`da Arnavutlara tanınan haklar, nedense Kırım`daki Rus, Ukraynalı ve Kırım Tatarlarına tanınmıyor. Batı uygulamalarının sonuçlarını öngöremeyecek şekilde siyasi öngörü ve ölçme duyusunu kaybetti. Rusya, geri adım atamayacak eşiğe geldi " dedi.
Uluslararası hukukun üstünlüğünde adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statünün oluşturulmasını istedi.


Öte yanda Avrupa Birliği üyesi 28 ülke lideri Brüksel`de Kırım`ın Rusya`ya katılma kararı ve Ukrayna krizi başlığında toplandı.
Rusya`ya uygulanması düşünülen yaptırımlar tartışılıyor.
ABD`nin, 500 milyar dolarlık karşılıklı ticaret hacmi bulunan Avrupa Birliği ülkeleri ile Rusya arasında çözülmesi oldukça zor karmaşık sorunlar yaratmayı başardığı anlaşılıyor.
Ne ki, stratejik siyasi dengede Avrupa Birliği ile Rusya arasında güçlü seçenekleri düşünmek gerekiyor.


Kırım ve Ukrayna krizinde Rusya, Avrasya Birliği Projesi çerçevesinde beliriyor.
Ukrayna, Avrasya Birliği Projesi`nin Avrupa ayağıdır ve Karadeniz Havzası`na açılan bir kapı niteliğini gösteriyor.


Rusya, uluslararası sistemi oluşturan Avrupa-Atlantik odaklı işleyişe karşı, Soğuk Savaş döneminde sahip olduğu güce erişebilmenin yolunu sistemsel işleyiş ve rekabet çerçevesinde arıyan bir profildir.
Avrupa-Atlantik hegemonyasını sorguluyor, söyleminde SSCB dönemine öykünüyor ve o yolda uygulamalar yapıyor.
Yakın çevre politikası ve Avrasyacı dış politika kalıpları doğrultusunda çok kutupluluk söylemini meşrulaştıracak yeni bir bölgesel yapılanma oluşturma istekliliğini gösteriyor.


İşte, Rusya`nın Kazakistan ve Belarus ile arasında sağladığı gümrük birliği çerçevesinde başlatılan Avrasya Birliği; Çin sınırından AB sınırına kadar olan geniş Avrasya`da, Rusya`yı merkeze alan büyük bir ortak pazarın oluşturulmasını amaçlıyor.
Orta vadede üyeler arasında makroekonomik göstergeler, finans politikaları ve enerji politikaları gibi konularda eşgüdüm sağlıyor.
Avrasya`da Rusya`ya komşu olan eski Sovyet cumhuriyetlerinin ekonomik, ticari ve enerji tabanlı sorunları ve çözümlerini gözetiyor.
Birbirine benzer toplumsal hayat, sosyo-kültürel yapı ve siyasal işleyişi olan ülkeler arasında ekonomik entegrasyonla siyasal bütünleşme öngörülüyor.
Kollektif Güvenlik Antlaşması ile birlikte Avrasya Birliği, Rus dış politikasının yumuşak güç ihtiyacını da karşılıyor.


Bu büyük hedefleriyle Avrasya Birliği Projesi, AB ve ABD`nin Doğu Avrupa ve Karadeniz Havzası ekseninde ciddi rekabetiyle karşılaşıyor.
Dünyanın en gelişmiş bölgesinde yer alan Avrupa Birliği`nin temelini güçlü jeopolitik,siyasi, ekonomik ve kültürel unsurlar oluşturuyor.
Yeteri kadar jeopolitik deneyim ve birlik içinde kimi ülkenin imparatorluk emellerine rağmen,
Avrasya Birliği Projesine nazaran siyasi bütünleşme gücünün zayıflığı, ortak diplomasi ve askeri gücünün olmayışı Avrupa Birliği`nin süper güç olmasını engelliyor.


Bir defa, ABD`nin kontrolünde tutmak için Avrupa Birliğinin süper güç olmasını istememesi, o nedenle birliğin süper güç olmanın biricik şartı olan bağımsız bir dış politika yürütememesine neden oluyor.
Sonra mali kriz ,borçlar ve ekonomideki düşüş de jeopolitik nufuzunu azaltıyor.
Bunların ötesinde Avrupa Birliği ile Avrasya Birliği arasında en bariz fark;
Avrupa Birliği yapılanmasının sanayi ve ticaret, Avrasya Birliği`nin siyaset ve kültür ağırlıklı olmasıdır;biri gelir-geçerliği,diğeri kalıcılığı sağlıyor.
Yine de AB`ye üye olan güçlü devletlerin inisiyatifi ele alması durumunda birliğin yeni bir emperyalist modeli oluşturması olasılığı bulunuyor...


Türkiye`nin Karadeniz politikasında Kırım Tatarları önemli bir yer alıyor.
Kırım`ın Rusya`ya katılmasıyla birlikte,Türkiye`nin Karadeniz politikasıyla Tatarlara verdiği türlü destek, şimdi Rusya`nın kontrolüne geçiyor.
Bu durumda Kırım`da 260 bin, Türkiye`de 4 milyon Tatar nüfusuyla Türkiye`nin iç politikasında etkileneceğini görmek gerekiyor.
Üstelik,Türkiye ABD ve NATO`nun alacağı kararlara muhalefet etmesi halinde, bir yanda NATO kimliğinin sorgulanması,öte yanda Rusya ile ilişkilerin sarsılması anlamında karmaşık sorunlarla karşı-karşıya bulunuyor.
Çin Türkiye`nin boğazlarını ABD savaş gemilerine kapatmasını isterken,daha şimdiden Boğazlarla ilgili Montrö Anlaşmasının tartışılmasının pimini çekiyor.
Ya da Türkiye`nin Avrasya Birliği Projesi`ne katılabilmesi için Avrupa Birliği hedefinden vazgeçmesi,hatta NATO üyeliğini dahi bırakması gerekecektir -ki,böyle bir tercih, Türk Dış Politikası`nın yönünü tamamen değiştirmesi demektir -ki;


Herkes iki arada bir derededir.

21.3.2014













Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com


Paylaş

Proje Yerlinet tarafından çözümlenmiştir.

© 2008 TurkMeclisi.org Her hakkı saklıdır. İçerik izin alınmadan kullanılamaz. Siteyi kullanan herkes "Kullanıcı Sözleşmesini" kabul etmiş sayılır. Kullanıcı Sözleşmesi.